"Hz. Ali'nin(r.a) Mektubu Evrensel Bir Belge Olsun"
İran Dışişleri Bakanı Muttaki, Birleşmiş Milletlere Hz. Ali'nin(r.a) Mısır valisi olarak atadığı Malik Bin Eşder'e göndermiş olduğu mektuptaki...
İran Dışişleri Bakanı Muttaki, Birleşmiş Milletlere Hz. Ali'nin(r.a) Mısır valisi olarak atadığı Malik Bin Eşder'e göndermiş olduğu mektuptaki insani temel hak ve özgürlükler ve idarecinin halka karşı sorumluluklarını öğütleyen hikmetlerin belge olarak kaydedilmesini istedi.
İran Kuran Haber Ajnası İkna’nın verdiği habere göre “Şiilerin dünyadaki son gelişmelerdeki etkileri” adlı konferansta yaptığı konuşmada, İmam Ali’nin bütün boyutlarıyla kamil bir insan olduğunu, günümüzde devletin iç ve dış siyasetinde İmam Ali’nin örnek alındığını söyledi.
Toplumsal olaylarda, araştırma ve yönetim konularında örnek ve olgu gerektiğini belirten Muttaki “İmam Ali’nin Maliki Eşter’e yazdığı mektubun, Birleşmiş Milletler’de uluslar arası bir belge olarak kaydedilmesi gerekir. Çünkü ülke yönetimi, yöneticilere ve yönetinlere karşı davranış şekli ve halkla ilişkiler konusunda çok iyi bir olgu olabilir” dedi.
İmam Ali hakkında araştırma yapan herkesin sonunda “keşke varlık alemi her asırda bir Ali topluma verebilseydi” dediğini belirten Muttaki “ Maide süresinin 67. ayeti ümmetin gerçek rehberinin peygamberden sonra, nasıl onun risaletinin tamamlayıcısı olduğunu açıklamaktadır” dedi.
İmam Ali’nin toplumda adaletin icra edilmesi için mücadele verdiğini, onun sözlerini dikkatlice dinleyenin, adaletin varlık aleminin namusu ve toplumu yöneten ilişkilerin temeli olduğunu anlayabileceğini söyleyen Muttaki “Bu yüzden Ali’yi adaleti öldürdü” denilmiştir” dedi.
Hz. Ali'nin(r.a) mektubunda geçen öğütler:
1. Görevin Esası
Vergisini toplamak, düşmanları ile savaş yapmak, halkına barış ve huzur, ülkeye kalkınma sağlamak için Mâlik bin Hâris el Eşter’i Mısır’a vali olarak atadığı zaman Allah’ın kulu, müminlerin emiri Hz. Ali’nin ona emri şudur:
O’na Allah’tan ittikayı, Allah’a itaat yolunu seçmesini, Kitabı’nda emrettiği farzlarla sünnetlere uymasını emreder. O farz ve sünnetler ki, onlara uyulmadıkça hiç kimse saadet yüzü göremez ve onları benimseyen de asla hüsrana uğramaz. Bir de ona eliyle, diliyle ve kalbi ile Cenab-ı Hakk’a hizmette bulunmasını emreder. Çünkü Allahu Zülcelâl Hazretleri kendisine hizmet edene yardıma, kendisini ağırlayanı da izzetlendirmeye kefil olduğunu buyurmaktadır. Sonra ona, şehvetlere saldırdıkça nefsini kırmasını, serkeşlik ettikçe de dizginlerini çekmesini emreder. Zira nefs alabildiğine fenalığı emreder, meğer ki Cenab-ı Hak o kişiyi merhametiyle korumuş olsun.
2. En Kıymetli Azığın
Şimdi bilmiş ol, ey Mâlik, ben seni öyle memleketlere gönderiyorum ki senden evvel birçok hükümetler oralarda adalet sürdü ve zulmetti. Sen vaktiyle nasıl evvelki valilerin icraatını gözden geçirdiysen, halk da şimdi senin icraatını öyle gözetecek. O zaman senin onlar hakkında söylediklerini, halk da şimdi senin hakkında söyleyecek. Kimlerin salih olup olmadığı, ancak, Allah’ın kendi kullarının dilinden söylettiği sözlerle anlaşılır. Onun için biriktireceğin en güzel azık, iyiliğe yönelik işlerin olsun. Heveslerine hakim bulun. Sana helâl olmayan şeylerde nefsine karşı sıkı dur. Zira gerek hoşlandığı, gerek istemediği şeylerde nefse karşı sıkı durmak, onun hakkında adaletin ta kendisidir.