İddiaların hepsi fos... Amaçları Türkiye’de kaos!

 

Birçok gazetede olduğu gibi, Akit’in dünkü manşetinde de, “Yeni İçişleri Bakanı Efkan Âlâ’nın açıklamaları” vardı... Efkan Âlâ, önceki gün TRT’ye yaptığı açıklamada, gündemdeki “3 konu” ile ilgili “çok önemli bilgiler” verdi...

Meselâ; “Püskürtülen 25 Aralık Operasyonu” ile ilgili olarak dedi ki;

“Ortada, 100 milyar dolarlık bir yolsuzluk iddiası var... Oysa, Türkiye’deki yatırımların tamamının, belediyeler de dahil, toplam tutarı 40 milyar dolardır!”

ÇAPSIZ VE UFUKSUZ!

Bu açıklama, sizce de “çok önemli bir açıklama” değil mi?..

Şu hâle bakın;

“Türkiye’deki yatırımların toplam tutarı 40 milyar dolar”dır ama “Hükümet’e karşı kirli operasyon” yürütenler, “100 milyar dolarlık bir yolsuzluk”tan söz ediyor!..

Söyleyin Allah aşkına;

Bu nasıl iştir,

Bu nasıl hesaptır?..

Şöyle düşünün:

Bir insan var... Etiyle, kemiği ile, kalbi, ciğerleri, kolları, bacakları, kafatası ve hatta üzerindeki elbisesi ile birlikte, “toplam 40 kilo” geliyor.

Bütün ağırlığı bu!..

Ama, birileri iddia ediyor:

“Bu adam 100 kilo!”

Argoda, böyle birine derler ki;

“Sen ya hesap bilmiyorsun,

Ya da dayak yememişsin!”

Gerçek de bu;

Bu “kirli operasyon”u yürütenler ve onlara “destek” verenler ya “hesap” bilmiyorlar, ya da hiç “dayak” yememişler.

Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin Allah aşkına; “40 kiloluk insana 100 kilo” demek, ya “körlük” alâmeti, ya da “kasıt” göstergesi değil midir?..

O kadar “sefil”ler, o kadar “çapsız”lar ve o kadar “ufuksuz”lar ki, neyin ne olduğunu bile bilmiyorlar!..

Ortada bir “gerçek”, bir “olgu” varken, sen “insanların algılarını yönlendirmeye” kalkarsan, suçlamanın ucu “gaflet” sınırlarını aşar, “ihanet”e kadar gider!..

KİMLER DÖVİZ ALDI?

Gelelim, Efkan Âlâ’nın diğer açıklamalarına... Efkan Âlâ, şunu da sordu:

“Nasıl ki o zaman bu işi tezgahlayanlar dolar almışlardı. Şimdi ben soruyorum, doları kim aldı? Ben bir şey söylüyorsam sadece şüpheyle değil. Bu tezgahın kazançlıları kimler? Bu nasıl bir ihanettir, bu nasıl bir yanlışlıktır? Bu bilgiler önceden sızdırılıyor, veriliyor ve kim ne alıyor?”

Demek oluyor ki; “Kirli Operasyon”dan önce, birileri “doların 2 lirayı, euronun 3 lirayı geçeceğini” hesaplamış, ya da “operasyonu bizzat tezgâhlamış” ki, paralarını “döviz”e yatırmışlar.

Bu “döviz hırsızlığı”nın arkasında hangi “banka”, hangi “finans” kuruluşu, hangi “holding”, hangi “patron” ve hangi “iş adamı” vardır acaba?..

Bunları biz bilmiyoruz...

Ama Efkan Âlâ biliyor olmalı ki, “soru olsun” diye sormuyor!..

Hiç “şüphe”si yok...

Ama “bilgi”si çok!..

TUZAĞA GÖZ MÜ YUMULACAK?

Efkan Âlâ, “Emniyet’teki atamalar”la ilgili bir soruya verdiği cevapta da, demiş ki;

“Suç üstü yakaladığı halde ona orada müdahale etmeyip siyasete tuzak kuran orada mı kalacaktı? Bu kadar basit.

Böyle bir tuzak kuruluyor ve o kişiler orada kalacak, görevini ihmal ediyor, suç işliyor. En üstten aşağıya dinliyorsunuz, onların haberi yok, fakat bütün gazetelerin, bütün medyanın nasıl oluyorsa bu dosyalardan haberi oluyor.

Kimse kanunların, kuralların üstünde değildir. Herkes kanunlara uymak zorundadır. En başta da o yargı çevresi uymak zorundadır.”

Hani, günlerdir “Paralel Devlet... Paralel Yapılanma... Devlet içinde devlet... Çete... Örgüt!” diyorduk ya, Efkan Âlâ’nın bahsettiği “yapı” tam da budur!..

Gördünüz ya

İddiaların hepsi “fos” çıktı, hedeflerinin “kaos” olduğu da gözler önüne serildi!..

YİNE KIVIRACAKLAR!

İşte o yapı;

Hem “hedefine ulaşıp Hükümet’i deviremediğinden” hem de “deşifre” olduğundan, bugünlerde, “Derin Abiler”den, her an şöyle bir açıklama duyabilirsiniz:

“Operasyonun Cemaat’le ilgisi yok!.. Cemaat’in AK Parti ile husumeti yoktur ve olamaz... Demokratik bir ülkede Paralel Devlet kabul edilemez... Vesayetin hiçbir çeşidini kabul etmiyoruz!”

Yerseniz!..

Sanki, 17 Aralık’tan bu yana “Hükümet’e karşı Topyekün Savaş” yürüten ve hemen her gün “yolsuzluk-rüşvet” haberleri yapan “Fethullah Gülen Medyası” değil!.. O “kirli haber”leri yapan sanki Zaman değil, Bugün değil!..

Sanki Samanyolu değil, Kanaltürk ve Bugün televizyonları değil!..

Sanki, Hükümet’e ve Başbakan’a “beddua” eden Fethullah Gülen değil!..

Şimdi kalkıp;

“Operasyon’un Cemaat’le ilgisi yok” diyecekler ya da diyorlar, öyle mi?..

Böyle bir açıklama, sadece ve sadece “ikiyüzlülük”tür, “sahtekârlık”tır!..

Ama, en önemlisi;

“Kalıbının adamı değil”liktir!..

Eğer “erkek” olsalardı, eğer “yiğit” olsalardı, eğer “mert” olsalardı, “eylem ve söylem”lerinin arkasında dururlar, “Hükümet’e darbe girişimi”ni sonuna kadar savunurlardı!..

Ama, baktılar ki pabuç pahalı, baktılar ki Hükümet’i düşüremeyecekler, hemen “tornistan” ettiler/edecekler!..

Diyorlar ve diyecekler ki;

“Hizmet’in AK Parti ile husumeti yoktur ve olamaz... Operasyonun arkasında Cemaat yoktur.”

Yemezler “Abi”ler, yemezler!..

Çünkü sizler;

Bu “kirli operasyon”un, “yanında veya arkasında” olmanın çok çok ötesinde, “tam içinde, tam göbeğinde” idiniz!..

“Amerika, İngiltere ve İsrail’in organize ettiği, Fransa ve Almanya’nın da işin içinde olduğu, bir ucunun Vatikan’a kadar uzandığı uluslararası bir komplo”nun, maalesef “maşa”sı oldunuz, “taşeron”u oldunuz, “piyon”u oldunuz!..

Laga-luga etmeyin!..

Lâfı gevelemeyin!..

Çıkın ortaya ve millete hitaben açıkça deyin ki; “Biz, Hükümet’e yönelik Topyekün Savaş’ta taşeron olarak kullanıldık, piyon olduk, maşa olduk!”

Evet, evet; “İtiraf” edip, “Kullanıldık” deyin de, daha fazla kıvranmayın!..

MOBBİNG VE TACİZ!

“Günah”ınız, “Vebal”iniz ve “sinsi hesap”larınız saymakla bitmez...

Nereden başlayalım;

Yaptığınız “fişleme”lerden mi, “devlete sızma”larınızdan mı?.. “Polisteki fişleme”lerinizin belgesi daha önce yayınlandı... Bugün-yarın, “tüm devlet kurumlarını fişlediğiniz” de ortaya çıkarsa, hiç şaşırmam!..

Sadece “fişleme” yapmakla, sadece “sızmakla” da kalmadınız, sızdığınız devlet kurumunda, “kendinizden olmayan” işçilere ve memurlara, hem de, birer “Müslüman evlâdı” olmasına rağmen; “Sırf Cemaat’ten olmadığı” için “mobbing” uyguladınız, “baskı”uyguladınız... O kurumu “terketsinler” diye sürekli “taciz” ettiniz, hatta başka kurumlara “sürgün” ettiniz!..

Adamlarınız, “Cemaat terörü” estirirken, dediniz ki;

“Bizimle ilgisi yok!”

Hep böyle yaparsınız zaten;

Adamınız “deşifre” olduğunda, hemen “satarsınız” onu!.. “Bizimle ilgisi yok” deyip, işin içinden sıyrılmaya çalışırsınız!..

Öyle ya;

Ortada bir “paralel yapılanma” varken, onun deşifre olmasına sebep olmaktansa, “adamları harcamak” daha akıllıca değil mi?..

Zaten, bugüne kadar, “deşifre” olan hangi insanın arkasında durdunuz, hangisine sahip çıktınız?..

Hepsini sattınız, hepsini harcadınız!..

Öyle ya;

“Dâvâ”nız büyük, “küçük insanlar”ın ne önemi var?..

Bunlar biliniyorken;

Kalkıp da; “Operasyonun arkasında Cemaat yok... Bizim AK Parti ile husumetimiz yok” demeniz, “aynı taktiğin bugünkü uzantısı”dır!..

“Adam harcama” sizde,

“Adam satma” sizde!..

“Kıvırtmak” yine sizde!..

Adam olun, adam!..

Mert olun, mert!..

“Yüzsüz”lüğün âlemi yok!..

BUNLAR, SİZİN VUKUATLARINIZ!

l “Düşmanımın düşmanı dostumdur” diyen siz değil misiniz?..

Kültür Bakanlığı internet sitesindeki “Fethullah Gülen’i öven” yazıyı kaldırıp; “Bilirsiniz, böyle şeylere izin vermem” diyen!.. “Gazze’ye yardım götüren gemiler, İsrailli otoritelerden izin almalıydı” diyen Fethullah Gülen’e; “Uzaktan bakınca öyle görünüyor demek ki!” diye lâf çakan Kültür eski Bakanı Ertuğrul Günay, son günlerde “Cemaat’in gözdesi ve sözcüsü” oldu, iyi mi?!?

İşin tuhaf tarafı;

Aynı Ertuğrul Günay’a, AK Parti’ye geçtiği için “Dönek” diyen CHP’liler de; sırf “Cemaat’le ittifak”ın gereği olarak, şimdi toz kondurmuyor iyi mi?..

Neredesin dürüstlük,

Neredesin tutarlılık?..

ZAMAN... DÜN, DÜNDÜR!

Hepsi bir yana da;

l “Cemaat’in önde gelen düşmanlarından biri” olan Emin Çölaşan, bugün “Bizim yapamadığımızı Cemaat yapıyor” diyorsa, Cemaat’e bu ayıp yeter!..

l Dün, “HSYK’da yine korsan kararname krizi” diye manşet atan Zaman gazetesinin bugün “HSYK’yı baştacı etmesi”ni kim nasıl izah edecek?..

Ve yine; dün “HSYK’nın dosyası kabarık” diyen Cemaat’in sözcüsü Zaman, bugün HSYK’yı niye yere-göğe sığdıramamaktadır acaba?.

2009 yılında “Cemaat’e yönelik bir operasyon” için; “Hukuk skandalı... Başsavcı, soruşturmayı bakanlıktan gizlemiş” diye haber yapan Zaman, bugün hem yaptığı soruşturmayı “herkesten gizleyen” ve hem de “korsan bildiri” yayınlayan Savcı Muammer Akkaş’a sahip çıkıyor iyi mi?..

Bu ne perhiz, bu ne turşu?..

“Zaman” mı değişti,

“Zamancılar” mı değişti?..

Demek oluyor ki;

“Samimiyet ve dürüstlük” olmayınca;

Her yol mubah!..

Dün diyorlardı ki;

“Devleti HSYK yönetiyor!”

O halde, tu kaka!..

Ya bugün?..

“HSYK’yı Cemaat yönetiyor” olmalı ki, HSYK’nın yaptığı “korsan açıklama” bile “tarihi deklârasyon” oldu, iyi mi?..

Yazacak çok şey var... Ama, bugünlük bu kadar yeter.

Son olarak diyeceğim şu ki;

Ya, eylem ve söylemlerinizin arkasında “erkekçe” durun, ya da “bir öyle, bir böyle” kıvırtmayın!..

Bırakın, o işi;

“Rakkase”ler yapsın!..

 

 

GYV’nin açıklaması bir “itiraf”tır!

Fethullah Gülen’in “onursal başkan”lığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, dün bir açıklama yapıp; “Cemaat’e yönelik iddialara” cevap vermiş…

Açıklamadaki bir “ayrıntı” dikkatimi çekti…

Demişler ki;

“AK Parti’ye karşı bir husumetimiz yok!..”

Çok doğru!..

“AK Parti’ye bir husumetleri” yok ama “Tayyip Erdoğan ve Hükümet’e husumet dolu”lar.

Aslında;

“Bilinen bir taktik”tir bu.. Eskiden beri söylenir:

“AK Parti iyi ama Tayyip Erdoğan kötü!..”

Bu açıklama; “Tayyip Erdoğan’sız bir AK Parti” istediklerinin “ikrar” ve “itiraf”ıdır..

Başka söze hacet yok!..

yeniakit

 

Bu yazı toplam 1043 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar