İddianamenin şifreleri neler?

İddianamenin şifreleri neler?

Bu yazıda, verilerden yola çıkılarak bilimsel yorumlar yapılmaya çalışılacak; meseleye akademik bir bakış açısıyla yaklaşılacaktır.

Burada sözü edilen "parti", Adalet ve Kalkınma Partisi'ni; "iddianame", adı geçen partiyle ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından açılan davanın metnini ifade etmektedir. Anılan metin, birçok internet sitesinde yer almıştır. Biz, davanın açılmasından hemen sonraki gün elde ettiğimiz iddianame metnini çalışmamıza esas aldık:

https://www.sonsayfa.com/news_detail.php?id=68536

İddianame metin örgüsü içerisinde bir atıfta bulunulan kanun maddeleri ve beyanlar var, bir de iddianameyi hazırlayanın/hazırlayanların ifadeleri. Bunların tamamı bir bütünleşmiş metin olarak kabul edilmiştir. Çünkü roman, hikâye vb. metinler dışında birçok metin içerisinde alıntıların bulunması normaldir. Öte yandan alıntılayıcı alıntı yaparken amacına yönelik konuları seçtiği için bu metinler, içerik analizinde belki de asıl metin kısımlarından daha önemli hâle gelmektedir.

İçerik Analizi Nedir?

İçerik analizi; "Sözel, yazılı ve diğer materyallerin içerdiği mesajı; anlam ve/veya dilbilgisi açısından nesnel ve sistematik olarak sınıflandırma, sayılara dönüştürme ve çıkarımda bulunma yoluyla sosyal gerçeği araştıran bilimsel bir yaklaşımdır" (Ezel Tavşancıl-A. Esra Aslan).

İçerik analizi yönteminde, kümelenen öğeler tespit edilip sıklıklarına göre kategorilere ayrılarak verilir. Hiçbir yorum yapmadan da bu öğeler geçiş sırası ve önem durumuna göre bize bir fikir verebilir. Ancak herkesin daha rahat anlayabileceği şekilde sıklık dilinin neyi ifade ettiği, analizi yapan uzman tarafından verilerden sapmadan açıklanmalıdır.

Bu yöntemin uygulanmasıyla, yazılı materyallerin satır arası mesajlarını anlamak kolaylaşmaktadır. Böylelikle metin sahibinin konuya hangi açıdan yaklaştığı, metinde vurgulanan temel fikrin ne olduğu tespit edilerek herhangi bir dokümana ait içerik bilimsel anlamda çözümlenmiş olur.

İçerik analizinde zaman zaman aynı konuyu anlatan cümle sıklıkları da temel alınmaktadır. Ancak kelime sıklıklarının tespitiyle yapılacak sıklık analizleri de metnin derinlerine gizlenmiş amacı ortaya çıkarmada bize önemli veriler sunmaktadır. Bu sebeple bazen kelimeler, ağırlıklı inceleme birimi olarak kullanılmaktadır.

Metin, bir piramit gibidir. Onu bütünlenmiş bir yapı gibi algılarız. Çok defa bu bütüne bakmakla yapı biriminin küçük parçalarını gözden kaçırırız. Kelime ise, bir tuğla gibidir. Piramitteki parçacıkları, yani o görünen bütünün neyden yapıldığını daha yakından incelersek; onun tarihî olup olmadığını, yapı kalitesini, değerini, hatta yapılış hikâyesini (çok defa bu tür yapılarda küçük bir yapı birimi üzerinde kayıtlar bulunabilir) vb. daha kolay algılayabiliriz. Metindeki kelimelerin bu bakış açısıyla incelenmesi de bize o metin hakkında derin bilgiler sunar. Kelimeler, temel anlamların kodlandığı birimciklerdir.

Bu yazıda, kelime sıklıkları tespit edilirken birkaç önemli hususa dikkat edilmiştir. Kelimelerin kısaltmalar içindeki sayıları ile farklı yazılış biçimleri (ayrı/bitişik, şapkalı/şapkasız), toplam sayıya dahil edilmiştir. Çekim ekleri, kelimenin kök kısmına kadar atılmış ve bu kökler bir başlık altında verilmiştir. Aynı köke sahip olan ve yapım eki almış bulunan kelimelerse yine varsa çekim ekleri atılarak ayrıca belirtilmiştir. Bilindiği üzere yapım eki, geldiği kelimeye ayrı bir anlam katarak kavram farklılaşmasına yol açmaktadır. Ana başlıkta bunların hepsinin toplamı verilerek sıklığın toplam durumu da tespit edilmiştir. Örnek vermek gerekirse; metin içinde bütün kelimelerde lise 35 defa geçmiş olsun. Aynı metinde bu kelime çok farklı eklerle yer alacaktır. Metinde 15 defa kök hâlindeki lise yanında, 4 defa lisesi, 3 defa liseler, 2 defa liseye, 6 defa liseyi, 3 defa liseli ve 2 defa da liseliler bulunduğunu düşünelim. Bunun sıklık dökümü şu şekilde verilmiştir:



Tablo 1: Sıklık Analizinde Kelimelerin Gösterimi.

Salt kelime sıklığı yanında kişi adlarına; bazı kelime gruplarına ve bir günü ifade eden tarihlere ana sıklıkları destekleyici öğeler olarak yine bu çalışmada yer verilmiştir. Ana kelime sıklıklarıyla bağlantılı diğer kelimelerin sıklıkları yorum yapmada önemli olduğu için bunlara da yer yer başvurulmuştur.

Bu Çalışmada Hangi Yazılımlar Kullanıldı?

İçerik analizinde kelime sıklıklarının tespiti için; Prof. Dr. Mehmet KARA, Yrd. Doç. Dr. Atakan KURT ve Arş. Gör. Melek OKTAY'ın birlikte geliştirdikleri Ergin adlı yerli yazılım kullanılmıştır. Aslında sıklık analiziyle ilgili programlar internette yaygındır. Ancak bunların birçoğu İngilizce ve başka diller için geliştirildiğinden Türkçe metinlerde başarılı olamamaktadır. Çünkü Türkçe karakterler problem oluşturduğundan sıklıkta büyük standart sapmalar meydana gelmektedir. Bizim geliştirdiğimiz yazılımın Türkçe karakter problemi yoktur. Sıklık analizinde kendi programımızda hata payı olup olmadığını karşılaştırmak üzere ConcApp adlı programı kullandık. Metin içinde kelime bulma ve onları renklendirerek verme hususunda çok kullanışlı olan ConcApp, alfabetik ve çoktan aza sıklığı belirlemede maalesef aynı başarıyı gösterememektedir. Çünkü bu işlem sırasında kelime içlerinden bütün Türkçe karakterler silinmektedir.

Çalışma esnasında, geliştirdiğimiz özgün yazılımla bulduğumuz alfabetik ve çoktan aza sıklık aynı ekran üzerinden takip edilerek verilerin derlenmesinde titiz davranılmaya çalışılmıştır. Buna rağmen sıklığın çıkarılması sırasında sayıların toplanmasıyla ilgili ufak tefek hatalar yapılmış olabilir. Bu yüzden % 1-4 arasında bir standart sapma payının göz önüne alınmasında fayda vardır.

Kelime Sıklıkları ve Bunların İfade Ettiği Değerler

İddianame metninde sıklığı en yüksek üç kelime; sıfat, zamir ve bağlaç özelliği taşımaktadır:



Tablo 2: Nötr Nitelik Taşıyan Sıklığı En Yüksek Kelimeler

Açıklayıcı ve tanımlayıcı nitelik taşımadıkça bu tür bağlaç, sıfat ve zamirlere (bu, bir örneklerinin bunu, biri vb. şekilleri zamirdir) metnin devamında kelime sıklıkları gösterilirken yer verilmeyecektir. İsimler ve bunlarla kurulu daha genişlemiş yapılara (kelime grupları, kişi/kurum adları vb.), içerik analizinde destekleyici yapılar olarak zaman zaman başvurulacaktır.

Bağlaçlar ve diğer nötr kelimeler elendiğinde sıklığı yüksek 1. kelime "parti"dir:



Tablo 3: Sıklığı Yüksek 1. Kelime

Bu kelimenin sıklığı tespit edilirken sadece kök ve gövdelerden çekim ekleri atılarak son rakama ulaşılmamıştır. 38 kez tekrarlanan SPY kısaltması içindeki partiler kelimesi de çekim eki atılarak gerekli kısımlardaki sayılara dahil edilmiştir. SPY'nin açılımı, "Siyasî Partiler Yasası"dır.

Parti kapatma davasıyla ilgili bir iddianamede parti kelimesinin sık geçmesini (685 kez) normal karşılamak gerekir. Çünkü hem o partiye, hem daha önce kapatılmış olan eski partilere ve şu anda faaliyet gösterenlere, hem de siyasî partilerle ilgili yasalara atıfların yer alması; bu kelimenin en yüksek sıklığa sahip isim olmasında önemli etkendir.

Parti adları bakımından konuya yaklaştığımızda doğal olarak en çok atıfta bulunulan ad, kapatılması düşünülen siyasî partinin adıdır. Bu partinin adı, iddianamede 162 yerde geçmiştir: Adalet ve Kalkınma Partisi (110 kez), AKP (52 kez).

Bunu izleyen parti adı, "Refah Partisi"dir. Söz konusu partinin adı, 41 kez zikredilmiştir: Refah Partisi (13 kez), RP (28 kez). Refah Partisi adının Adalet ve Kalkınma Partisi adından hemen sonra diğer partilere oranla yüksek sıklıkta anılması birkaç bakımdan önemlidir. İddianamede Refah Partisi'ni kapatma davasına göndermelerin sıklıkla yer alması bir yandan bunda etkili olurken bir yandan da davayı açanların iddianame metninin bazı yerlerinde iki partinin birbiriyle ilişkilerine yer yer atıfta bulunmaları etkili olmuştur. Davacı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ağır toplarının bu çizgiden geldiğini ve bunların aynı fiilleri işlediğini düşünerek iki dava arasında eşleştirmelerde bulunmuştur. Fazilet Partisi adının diğer partilerden daha fazla (3. sırada 11 kez) anılması da aynı sebeptendir.

İddianamenin 26. sayfasında bu durum şöyle ifadesini bulmuştur: "Milletvekilleri, örgütler, yerel yönetimler ve üyeler bağlamında ise, Adalet ve Kalkınma Partisi'nde halen siyaset yapanlardan, geçmişte başka bir siyasi parti ile bağlantısı olanlar esas alındığında; geçmişte siyaset yapılan partiler sıralamasında Refah Partisi - Fazilet Partisi ilk sırada yer almaktadır.".

Diğer parti adları ve sıklıkları şöyledir: Milliyetçi Hareket Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve MHP şeklinde 7 kez, CHP 4 kez, Emek Partisi 3 kez, Millî Nizam Partisi 2 kez, Millî Selâmet Partisi 1 kez, Nazi Partisi de 1 kez iddianame metninde yer almıştır.

Sıklığı yüksek 2. kelime "anayasa"dır:



Tablo 4: Sıklığı Yüksek 2. Kelime

İddianame metninde 19 kez tekrarlanan AMK kısaltması içindeki Anayasa Mahkemesi ifadesi, ilgili kısımlardaki sayılara dahil edilmiştir. AMK'nın açılımı, "Anayasa Mahkemesi Kararı"dır.

Davacı, öncelikle parti kapatmak için girişimde bulunmasının anayasaya uygunluğunu ortaya koymaya çalışırken anayasa kelimesine sık vurgu yapmış olacaktır. Yine davacı, kapatılmasını düşündüğü partinin mensuplarının anayasaya aykırı söz ve fiillerini ortaya koymak ve gerekirse bunlarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfta bulunmak durumundadır. Üzerinde durduğumuz anayasa kelimesinin 2. sıklıkta (560 kez) kullanılmasının ana sebepleri bunlar olmalıdır.

Sıklığı yüksek 3. kelime "din"dir:



Tablo 5: Sıklığı Yüksek 3. Kelime

Türev çokluğu ve ikili kullanımlarıyla da dikkati çeken din kelimesi, sıklığı yüksek 3. kelimedir ve iddianame metninde değişik şekillerde 479 kez tekrarlanmıştır. Dilbilim açısından konuya yaklaşıldığında, bir kelimenin herhangi bir dilde çok farklı türevleri ve kullanılış biçimleri varsa, o kelimenin ifade ettiği kavramın hayat içerisinde öyle veya böyle bir derinliğinin olduğu düşünülür. Bir metin içinde belirli bir kelimenin türevlerinin çokluğu ve sık oranda kullanımı da o metin içinde söz konusu kelimenin önemli bir yer tuttuğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Türkiye'de dinin insan ve toplum hayatında önemli olduğuna dair görüşle dinin sadece kişilerin vicdanında yerini alması ve başka yerlerde simge, çağrışım vb. açılardan bulunmaması gerektiğine dair iki görüş yaygındır. İddianame metninde bunlara dayalı yorumlara ve beyanlara sık atıfta bulunulduğu için din kelimesi yüksek oranla kullanılmış olmalıdır. Söz konusu kelime ve ifade ettiği kavram, bu özelliğiyle iddianamenin odağında durmaktadır.

Sıklığı yüksek 4. kelime "laik"tir:



Tablo 6: Sıklığı Yüksek 4. Kelime

Türkiye'de ne zaman değişik kesimlerin katıldığı dinle ilgili, siyaset üstünden yürütülen bir tartışma yaşansa; laiklik otomatik olarak kendiliğinden gündemdeki yerini almaktadır. Ne tesadüftür ki, iddianame metninde diğer kullanım biçimleri bir kenara bırakılırsa; hem din hem de laiklik kelimeleri 283'er kez tekrarlanmıştır. Toplamda din aynı metinde sıklığı yüksek 3. kelime iken (479 kez), laik ondan hemen sonra gelmektedir ve sıklığı yüksek 4. kelimedir (425 kez).

Bu kelimenin sıklığının yüksek çıkmasında, daha önceki yıllarda sık rastlanan, söz ve davranışlarda Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırılık isnatları yerine doğrudan laiklik ilkesinin merkeze alınması da etkili olmuş olabilir. İddianame metninde Atatürk 43 defa (1 kez Mustafa Kemal, 1 kez de Mustafa Kemal Atatürk olarak), Atatürkçülük 6, Atatürkçü ise 1 defa yer almıştır. Atatürk adı 1 kez Atatürk Havalimanı tamlamasında geçtiği için yukarıdaki toplam sayıya dahil edilmemiştir. Atatürk ilke ve devrimleri 11 kez, Atatürk ilke ve inkılâpları ise 4 kez tekrarlanmıştır.

Sıklığı yüksek 5. kelime "siyasî"dir:



Tablo 7: Sıklığı Yüksek 5. Kelime

İlgili kelimenin sıklığı tespit edilirken 38 kez tekrarlanan SPY kısaltması içindeki siyasî kelimesi de toplam sayıya dahil edilmiştir. SPY'nin açılımının "Siyasî Partiler Yasası" olduğunu daha önce belirtmiştik.

Bir siyasî partiyi kapatma davasıyla ilgili iddianamede siyasî kelimesinin sık geçmesini (369 kez) olağan karşılamak gerekir. Çünkü hem o siyasî partiye, hem daha önce kapatılmış olan siyasî partilere ve şu anda faaliyet gösterenlere, hem de siyasî partilerle ilgili ulusal ve uluslar arası yasalara atıfların yer alması gibi sebepler; bu kelimenin sıklığının yüksek çıkmasında etkili olmuştur.

Aynı kelimenin farklı bir yapıyla aynı anlamda kullanılan biçimi olan siyasal kelimesi, iddianame metninde 49 kez yer almıştır. İki kelimenin sıklığı birleştirildiğinde bu kelimelerle ifade edilen kavrama 418 kez vurgu yapılmış olmaktadır.

Sıklığı yüksek 6. kelime "karar"dır:



Tablo 8: Sıklığı Yüksek 6. Kelime

İddianame metninde 19 kez tekrarlanan AMK kısaltması içinde yer alan karar kelimesinin aldığı çekim eki atılarak sıklık sayısı, ilgili yerlerdeki diğer sayılara ilâve edilmiştir. AMK'nın açılımının "Anayasa Mahkemesi Kararı" olduğunu daha önce belirtmiştik.

Karar kelimesinin sık geçmesinde (355 kez); iddianame metninde davacı ve davalıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına yaptıkları atıfların yoğunluğu yanında, davacının daha önceki kapatma davalarında verilen kararlara yaptığı göndermelerin çokluğu etkili olmuştur.

Sıklığı yüksek 7. kelime "türban"dır:



Tablo 9: Sıklığı Yüksek 7. Kelime

Kimileri türban ayrı başörtüsü ayrı dese de her ikisi anıldığında üniversitelerde yıllardır devam eden gerginliklerin kaynağı olan kavram zihinlerde canlanacağı için aslında her ikisi de aynı şeyi ifade etmektedir. Belki de bu yüzden iddianame metninde 8 kez eşleştirilerek türban-başörtüsü biçiminde yazılmıştır. Bu yazımdan, türban-başörtüsü yazan kimsenin birincil tercihinin türban olduğu da anlaşılmaktadır. Çünkü birinci olarak ona yer verilmiştir. Metinde türban (294 kez), başörtüsü ise (122 kez) zikredilmiştir.

din'den üç kelime sonra sıklığı yüksek 7. kelime olarak türban'ın yer alması, birkaç şekilde açıklanabilir. Türban veya başörtüsünün yıllardır hem bu problemi çözmek isteyenlerin hem de çözülmesini istemeyenlerin derinlemesine odaklandığı bir kavram ve obje olduğu ortadadır. Davacı, davalının beyanlarına dayanarak bu konudaki hassasiyeti metne taşımıştır. Metinde din kelimesi daha fazla geçmekle birlikte, parti kapatma iddianamesinde ağırlıklı odağın da başörtüsü/türban olduğu anlaşılmaktadır. Adı çok geçen kişiler arasında Leyla Şahin'in Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç adlarından hemen sonra 3. sırada yer alması (Abdullah Gül ve Hüseyin Çelik adları sıklık sırası bakımından daha gerilerdedir) da aynı vurgudan kaynaklanmış olmalıdır: Recep Tayyip Erdoğan (103 kez), Bülent Arınç (29 kez), Leyla Şahin (25 kez), Abdullah Gül (23 kez), Hüseyin Çelik (17 kez). Leyla Şahin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başörtüsü davası açan kişidir.

İçerik analizi yöntemiyle konuya yaklaşıldığında, türban (294 kez) ve başörtüsü (122 kez) kelimelerinin toplam sıklık sayısının (416 kez) din (479 kez) ve laik (425 kez) kelimelerinin sıklığına yakın çıkması, iddianamenin odağında neyin durduğunu daha da netleştirmektedir. Dinle ilgili olan veya dini çağrıştıran diğer kelimelerin sıklığının çok daha düşük olması, bu durumun en önemli açıklayıcısıdır: İmam Hatip -okul- (72 kez), şeriat (70 kez), İslâm (63 kez), Müslüman (50 kez), Kur'an Kursu (33 kez), Kur'an (30 kez), İslâmî (30 kez), diyanet (27 kez), Allah (21 kez), cami (21 kez), namaz (16 kez), ibadet (9 kez), cemaat (9 kez), tarikat (9 kez), takiyye (9 kez), imam (7 kez), irtica (6 kez), cihat (6 kez), İslâmcı (6 kez), İslâmiyet (5 kez), ramazan (5 kez), İran (4 kez), irticaî (4 kez), iftar (3 kez), zekat (2 kez), imamlık (2 kez), şeyh (2 kez), şeriatçı (1 kez), tarikatçı (1 kez), takiyyeci (1 kez), İslâmlık (1 kez), İslâmcılık (1 kez), İslâmlaştırmak (1 kez), ibadet-hane (1 kez), iman (1 kez), oruç (1 kez), hac (1 kez), molla (1 kez).

Başörtüsünün daha çok eğitimle ilgili olarak gündeme geldiği düşünüldüğünde ve eğitimle ilgili diğer sık kullanımlı kelimelerin durumu incelendiğinde ise, iddianamenin başörtüsü ve eğitim odaklı olduğu daha açık bir şekilde anlaşılabilmektedir. eğitim kelimesinin sıklığının gerekçesi açıklanırken, bu konuya daha ayrıntılı olarak değinilecektir.

Sıklığı yüksek 8. kelime "devlet"tir:



Tablo 10: Sıklığı Yüksek 8. Kelime

İddianame metninde bir idare mekanizmasını ifade eden devlet kelimesinin sıklığının yüksek olmasında (281 kez), devletle onu idare edenler/idare edilenler arasındaki ilişkilere ve devlet kurumlarına sıkça atıfta bulunulması etkili olmuştur. Öte yandan laiklik ve din kelimelerinin fazlasıyla yer aldığı bir metinde, devlet işlerinin yürütülmesi konusu ele alınırken din ve laikliğin konumu tartışılacağı için devlet kelimesine sıkça göndermeler bulunacaktır. Söz konusu metinde geçen devlet-din, din-devlet şeklindeki ikili yazımlar; bu ilişkilerin metinde ele alındığının bir işaretidir.

Sıklığı yüksek 9. kelime "başkan"dır:



Tablo 11: Sıklığı Yüksek 9. Kelime

Bir idare mekanizmasının başında bulunanı ifade eden başkan kelimesinin sık geçmesinde (255 kez), Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'na yönelik atıfların çokça yer alması önemli bir etken olsa gerektir. Kapatılması düşünülen siyasî partinin belediye başkanlarının beyanlarına iddianamede fazlaca yer verilmesi, ilgili kelimenin sık geçmesinde bir diğer etken olmalıdır. Söz konusu siyasî partinin başkanı olan Başbakan'ın eski bir belediye başkanı olduğu düşünüldüğünde kendisine yönelik atıflarda ilgili kelime yer yer geçmiş de olabilir. Asil başkanların olmadığı zamanlarda görev yapan başkan vekilleri de anılan kelimenin sıklığının yüksek olmasında bir diğer faktördür. Metinde başkan vekili 25 kez yer almıştır. Yargı kurumlarının başkanlarına yönelik ifadelerse bir başka etkendir. Bütün bu idarî birimlerde başkanın yanı sıra başkanlık makamına da atıfta bulunulması, kök kelime olarak başkan'ın sık geçmesinde önemli rol oynamıştır. Çünkü başkanlık iddianame metninde 53 kez geçmiştir.

Sıklığı yüksek 10. kelime "eğitim"dir:



Tablo 12: Sıklığı Yüksek 10. Kelime

İddianame metninde eğitim kelimesinin sıklığının yüksek olmasında (248 kez), Ku'ran Kursu, İmam-Hatip, yüksek öğretim ve başörtüsü ile ilgili vurgular etkili olmuştur. İster adına başörtüsü denilsin, isterse türban; bunlar anılan metinde ağırlıklı olarak doğrudan eğitimle bağlantılı bir şekilde yerini almıştır. Bazı kelimelerinse eğitimle bağlantılı sıklıkları, kendi sıklıklarından daha yüksektir. Örnek olarak; imam -din görevlisi- 7 kez, aynı kelimenin yer aldığı İmam Hatip -okul- ise 72 kez zikredilmiştir. Kur'an 30 kez, Kur'an Kursu ise 33 kez kullanılmıştır.

Eğitimle ilgili sıklığı yüksek diğer kelimeler şunlardır: öğretim (186 kez), üniversite (163 kez), öğrenci (123 kez), yükseköğretim (120 kez), lise (101 kez), okul (65 kez), öğrenim (45 kez), ilköğretim (31 kez), yükseköğrenim (11 kez), ortaöğretim (10 kez).

Bu kısımda, kelimelerin kısaltmalar içindeki sayıları ile farklı yazılış biçimleri, toplam sayıya dahil edilmiştir. Örnek olarak: yükseköğretim ifadesi; 47 kez yükseköğretim, 24 kez de yüksek öğretim şeklinde yazılmış; YÖK kısaltması içinde ise bu kelimeye 49 kez yer verilmiştir. Bu durumda yükseköğretim kelimesinin toplam sayısı 120'dir.

Eğitimle ilgili sıklığı yüksek kelimelerden ortak olmayıp sadece yüksek öğretimi veya sadece daha alt kademelerdeki eğitim basamaklarını ifade edenlerin sıklıkları ise şöyledir:

Yüksek Öğretim 294 defa: üniversite (163 kez), yükseköğretim (120 kez), yükseköğrenim (11 kez).

Lise, Orta/İlk Öğretim 142 defa: lise (101 kez), ilköğretim (31 kez), ortaöğretim (10 kez).

Son iki karşılaştırma dikkate alındığında, iddianamede eğitimle ilgili merkezleşmenin yüksek öğretim çevresinde olduğu görülüyor. Çünkü sayı bakımından yüksek öğretim, alt kademe eğitim basamaklarından iki kat daha fazla zikredilmiştir. Yüksek öğretimin bu denli sık zikredilmesinin arkasında başörtüsü meselesi yatmaktadır. Konuya bu açıdan yaklaşıldığında iddianamenin başörtüsü ve eğitim temelli olduğuyla ilgili değerlendirme, haklılık kazanmaktadır.

Yukarıda, adı çok geçen kişiler arasında Recep Tayyip Erdoğan (103 kez) ve Bülent Arınç (29 kez) adlarından hemen sonra 3. sırada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başörtüsü davası açan Leyla Şahin'in (25 kez) yer aldığını belirtmiştik. 4. sırada Abdullah Gül (23 kez) ve 5. sırada Hüseyin Çelik (17 kez) yer alıyordu. İlk kısa dönemi saymazsak, iki dönemdir iktidarda olan AK Parti'nin başka birçok bakanı varken Hüseyin Çelik'in adının iddianame metninde daha sık geçmesi, iddianamenin başörtüsü yanında eğitime odaklandığını gösteren önemli delillerdendir. Çünkü Hüseyin Çelik, iki dönemdir Millî Eğitim Bakanlığı yapmaktadır.

Sıklığı yüksek 10 kelime, 162 sayfalık iddianame metninin neye odaklandığını genel çerçevesiyle ortaya koymuş durumdadır. Bu yüzden adı en çok zikredilen kişilere ve atıfta bulunulan tarihlere yönelerek içeriği biraz daha gün yüzüne çıkarmak istiyoruz.

ADI EN ÇOK GEÇEN KİŞİLER:

Recep Tayyip Erdoğan 103 defa:



Tablo 13: Adı En Çok Geçen 1. Kişi

Bülent Arınç 29 defa:



Tablo 14: Adı En Çok Geçen 2. Kişi

Leyla Şahin 25 defa:



Tablo 15: Adı En Çok Geçen 3. Kişi

Abdullah Gül 23 defa:



Tablo 16: Adı En Çok Geçen 4. Kişi

Hüseyin Çelik 17 defa:



Tablo 17: Adı En Çok Geçen 5. Kişi

Recep Tayyip Erdoğan (103 kez) adının iddianame metninde sık geçmesi olağandır. Çünkü kendisi başbakan ve parti başkanı olarak aktif görevler üstlenmektedir. Bu görevleri sırasında daha çok görüş açıklayıcı ve hedeflediği kitleye mesajlar verici bir konumdadır. Bülent Arınç (29 kez) adının sık geçmesinde; kendisinin partinin en önde gelen isimlerinden biri olması, meclis başkanlığı görevinde bulunması ve aktif görevleri sebebiyle değişik açıklamalar yapması etkili olmuştur. Partinin önde gelen en önemli şahsiyetlerinden olan Abdullah Gül adının Bülent Arınç adıyla aynı oranda zikredilmesi beklenirken, başörtüsüne odaklandırılan iddianamede 3. sırayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başörtüsü davası açan Leyla Şahin (25 kez) almıştır. Abdullah Gül (23 kez) adı, ondan sonra 4. sırada zikredilmiştir. AK Parti'nin başka birçok bakanı varken Hüseyin Çelik (17 kez) adının kişi adları içerisinde 5. sırada yer almasında, iddianamenin başörtüsü yanında eğitime odaklanmasının etkili olduğunu yukarıda belirtmiştik. Hüseyin Çelik adının sık geçmesinde, kendisinin aktif görevler üstlenmesi ve değişik beyanlarda bulunması da rol oynamış olabilir.

YILLAR VE SIKLIKLARI:



Tablo 18: Yıllar-Odaktaki Yıllar

17 Mart Pazartesi günü basına yansıyan bir beyanında Doğu Perinçek, 2004 yılından sonra başsavcıya dava açması için bazı belgeler sunduğunu ifade etmiştir. İddianame içinde en çok geçen yıl 2005'tir (93 kez). Bu da söz konusu iddiayı doğrular niteliktedir. 2005'te bir niyetlenme olduğu veya o yıllar içinde bilgi ve belge biriktirmede yoğunlaşıldığı anlaşılıyor.

İktidar partisinde aktif görevde bulunan bazı kişilerin değişik sebeplerden dolayı bu yıldaki beyanlarının biraz daha fazla olması da buna etki etmiş olabilir.

Metinde, 2008 yılı başından kapatma davası iddianamesinin Anayasa Mahkemesine verilmesine kadar geçen iki buçuk aylık dilim içinde değişik tarihlere yapılan atıf sayısı 54'tür. Bu kısa zaman zarfında hükümetin ayrıntılı olarak izlendiği ve notlar alınarak dava sürecinin başlatılmasına karar verildiği anlaşılıyor. 2008'in henüz iki buçuk ayı geçmiş olmasına rağmen kapatma sürecinin başlatılmasına kadarki zaman diliminde 2008, metinde en fazla atıf yapılan 2. yıl olmuştur.

Bu tarihlerin bir kısmı, farklı atıfları da göstermektedir. Ancak yoğunlaşılan tarihlerin büyük çoğunluğu, kapatma davası açılan parti üyelerinin beyanlarıyla alâkalıdır.

AYLAR VE SIKLIKLARI:



Tablo 19: Aylar-Ayların Yıllara Göre Geçiş Sıklıkları

Metinde 2007'ye ait 3 Temmuz zikredilmiştir. Aslında 2007'ye ait 5 Temmuz bulunmaktadır. Ancak iddianamede "Davalı parti özellikle 22 Temmuz 2008 seçimlerinden sonra, alınan oy oranının etkisi ve cüretiyle toplumu İslam devletine dönüştürecek projelerini önce yeni bir Anayasa taslağı hazırlamak sonra da türbanı gündeme getirmek suretiyle laiklik ilkesini hedef alarak adım adım gerçekleştirmeye başlamıştır." ve "Bu bağlamda 22 Temmuz 2008 Genel Seçimi ile Adalet ve Kalkınma Partisinden milletvekili seçilen Başbakanlık Eski Müsteşarı Ömer Dinçer'in müsteşarlığı dönemindeki konumu nedeniyle anılan kişinin bu dönemdeki iş ve işlemleri, ayrıca önem taşımaktadır." ifadelerindeki 2008'ler, 2007 olmalıdır.

Aylara göre de bazı yoğunlaşmalar bulunmaktadır. Örnek olarak; Kasım 2005 (12 kez) ve Şubat 2008 (12 kez), bu özelliği taşımaktadır. Kasım 2005'te de bir kapatma girişimi olmuş olabilir.

SONUÇ

Küçülen dünyada problemler büyüdüğü için disiplinler arası yaklaşımlarla girift meselelere çözüm getirme eğilimi bütün dünyada ivme kazanmakta ve bunun sonucunda değişik çalışma alanları doğmaktadır. Sosyal problemlere sayıların diliyle açıklık getiren, bilgisayar yazılımı ve istatistikten faydalanmak durumunda olan "içerik analizi" de bunlardan biridir. Başka sosyal alanlarda da kullanılan içerik analizi, dilbilim açısından metnin kelimeler yardımıyla röntgenini çekmeye benzer.

Ergin (yerli) ve ConcApp (dış kaynaklı) adlı yazılımlar kullanılarak iddianame metninde tespit edilen sıklığı yüksek 10 kelime şunlardır: parti (685 defa), anayasa (560 defa), din (479 defa), laik (425 defa), siyasî (369 defa), karar (355 defa), türban (294 defa), devlet (281 defa), başkan (255 defa), eğitim (248 defa).

Bunlardan parti; hem kapatılmak istenen partiye, hem daha önce kapatılmış olan partilere ve şu anda faaliyet gösterenlere, hem de siyasî partilerle ilgili yasalara atıfların yer almasından dolayı en çok geçen kelime olmuştur.

İddianame metninde parti kapatmak için girişimde bulunulmasının anayasaya uygun olup olmadığının uzun uzadıya tartışılması, kapatılması istenilen partinin mensuplarının anayasaya aykırı söz ve fiillerinin ortaya konulma çabası ve bunlarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfta bulunulması, anayasa kelimesinin ikinci sırada sıklığı en yüksek kelime olarak yer almasına sebep olmuştur.

Türevlerinin çokluğu da dikkati çeken din kelimesinin 3. sıklıkta geçmesinin gerekçesi, dinin konumuyla ilgilidir. Türkiye'de dinin insan ve toplum hayatında önemli olduğuna dair görüşle dinin sadece kişilerin vicdanında yerini alması ve başka yerlerde simge, çağrışım vb. açılardan bulunmaması gerektiğine dair iki görüş sürekli sürtüşme hâlinde olduğundan metinde din kelimesi yüksek oranla kullanılmıştır. Söz konusu kelime ve ifade ettiği kavram, bu özelliğiyle iddianamenin odağında durmaktadır.

Türkiye'de ne zaman değişik kesimlerin katıldığı dinle ilgili, siyaset üstünden yürütülen bir tartışma yaşansa; laiklik otomatik olarak kendiliğinden gündemdeki yerini almaktadır. Bu yüzden toplamda din aynı metinde sıklığı yüksek 3. kelime iken (479 kez), laik ondan hemen sonra gelmektedir ve sıklığı yüksek 4. kelimedir (425 kez). Bu kelimenin sıklığının yüksek çıkmasında, daha önceki yıllarda sık rastlanan, söz ve davranışlarda Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırılık isnatları yerine doğrudan laiklik ilkesinin merkeze alınması da etkili olmuş olabilir.

Bir siyasî partiyi kapatma davasıyla ilgili iddianamede siyasî kelimesinin sık geçmesi doğaldır. Çünkü metinde hem o siyasî partiye, hem daha önce kapatılmış olan siyasî partilere ve şu anda faaliyet gösterenlere, hem de siyasî partilerle ilgili ulusal ve uluslar arası yasalara yoğun atıflar yapılmıştır.

Karar kelimesinin sık geçmesinde; iddianame metninde davacı ve davalıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına yaptıkları atıfların yoğunluğu yanında, davacının daha önceki kapatma davalarında verilen kararlara yaptığı göndermeler etkili olmuştur.

türban'ın din'den üç kelime sonra sıklığı yüksek 7. kelime olarak yer alması, türban veya başörtüsünün yıllardır hem bu problemi çözmek isteyenlerin hem de çözülmesini istemeyenlerin derinlemesine odaklandığı bir kavram ve obje olmasından kaynaklanmaktadır. Metinde din kelimesi daha fazla geçmekle birlikte, parti kapatma iddianamesinde ağırlıklı odağın da başörtüsü/türban olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü adı çok geçen kişiler arasında Leyla Şahin'in Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç adlarından hemen sonra 3. sırada yer alması (Abdullah Gül ve Hüseyin Çelik adları sıklık sırası bakımından daha gerilerdedir) da aynı vurgudan kaynaklanmış olmalıdır.

İddianame metninde bir idare mekanizmasını ifade eden devlet kelimesinin sıklığının yüksek olmasında, devletle onu idare edenler/idare edilenler arasındaki ilişkilere ve devlet kurumlarına sıkça atıfta bulunulması etkili olmuştur. Öte yandan laiklik ve din kelimelerinin fazlasıyla yer aldığı bir metinde, devlet işlerinin yürütülmesi konusu ele alınırken din ve laikliğin konumu tartışılacağı için devlet kelimesine sıkça göndermeler bulunacaktır.

Bir idare mekanizmasının başında bulunanı ifade eden başkan kelimesinin sık geçmesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'na yönelik atıfların çokça yer alması önemli bir etkendir. Kapatılması düşünülen siyasî partinin belediye başkanlarının beyanlarına iddianamede fazlaca yer verilmesi, ilgili kelimenin sık geçmesinde bir diğer faktördür. Söz konusu siyasî partinin başkanı olan Başbakan'ın eski bir belediye başkanı olduğu düşünüldüğünde, bu çerçevede kendisine yönelik atıflar yapılması da ilgili kelimenin sıklığını arttırmıştır. Yargı kurumlarının başkanlarına yönelik ifadeler de bir başka etkendir.

İddianame metninde eğitim kelimesinin sıklığının yüksek olmasında, Ku'ran Kursu, İmam-Hatip, yüksek öğretim ve başörtüsü ile ilgili vurgular etkili olmuştur. İster adına başörtüsü denilsin, isterse türban; bunlar, anılan metinde ağırlıklı olarak doğrudan eğitimle bağlantılı bir şekilde yerini almıştır. Bazı kelimelerinse eğitimle bağlantılı sıklıkları, kendi sıklıklarından daha yüksektir. Örnek olarak; imam -din görevlisi- 7 kez, aynı kelimenin yer aldığı İmam Hatip -okul- ise 72 kez zikredilmiştir. Kur'an 30 kez, Kur'an Kursu ise 33 kez kullanılmıştır.

İddianamede eğitimle ilgili merkezleşmenin yüksek öğretim çevresinde olduğu görülüyor. Çünkü sayı bakımından yüksek öğretim, alt kademe eğitim basamaklarından iki kat daha fazla zikredilmiştir. Yüksek öğretimin bu denli sık zikredilmesinin arkasında başörtüsü meselesi yatmaktadır. Konuya bu açıdan bakıldığında iddianamenin başörtüsü ve eğitim temelli, yükseköğretim merkezli olduğu anlaşılmaktadır. Adı en çok anılan bakanın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik olması da iddianamenin eğitimle olan derin ilişkisini gösteren bir diğer faktördür.

Metinde Başbakan'ın adının 73 defa Recep Tayyip Erdoğan, 14 defa da Recep Tayip Erdoğan şeklinde yazılması; iddianame metninde birleşik üslûp kullanıldığının bir işareti olabilir mi bilemiyoruz.

İddianame içinde en çok geçen yıl 2005'tir (93 kez). 2005'te parti kapatmaya bir niyetlenme olduğu veya o yıllar içinde bilgi ve belge biriktirmede yoğunlaşıldığı anlaşılıyor. İktidar partisinde aktif görevde bulunan bazı kişilerin değişik sebeplerden dolayı bu yıldaki beyanlarının biraz daha fazla olması da buna etki etmiş olabilir.

Metinde, 2008 yılı başından kapatma davası iddianamesinin Anayasa Mahkemesine verilmesine kadar geçen iki buçuk aylık dilim içinde değişik tarihlere yapılan atıf sayısı 54'tür. Bu kısa zaman zarfında hükümetin ayrıntılı olarak izlendiği ve notlar alınarak dava sürecinin başlatılmasına karar verildiği anlaşılıyor. 2008'in henüz iki buçuk ayı geçmiş olmasına rağmen kapatma sürecinin başlatılmasına kadarki zaman diliminde 2008, metinde en fazla atıf yapılan 2. yıl olmuştur.

Aylara göre de bazı yoğunlaşmalar bulunmaktadır: Kasım 2005 (12 kez) ve Şubat 2008 (12 kez), en çok zikredilen aylardır. Metinde en sık yer verilen 2005 yılı ile bu yılın en sık atıfta bulunulan ayı olan Kasım yan yana düşünüldüğünde, Kasım 2005'te de bir kapatma girişimi olmuş olabileceği söylenebilir.

AK Parti'nin kapatılmasına yönelik iddianame metni; RP-FP kapatma davalarıyla eşleştirilmek istenen, laiklik-din ekseninde görünen, ancak başörtüsü ve eğitime odaklanan bir derin yapı arz etmektedir. Burada sözü edilen "eğitim" de baskın bir şekilde yükseköğretimle ilgilidir. Üniversitelerin, değişik kesimlerin aktif mücadele alanı olduğu anlaşılıyor.

PROF. DR. MEHMET KARA - FATİH ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ