Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

IFS

IFS; açılımı, İstanbul Finans Zirvesi.. Geçen yıl 15 ülkeden toplam 64 konuşmacının yer aldığı ve 50’den fazla ülkeden 1000’in üzerinde davetlinin katıldığı 5. IFS, Conrad Otel’de gerçekleştiriliyor.. Zirvenin bu yılki konuşmacıları arasında gelişen pazarlarda 20 küresel düşünürlerinden biri olarak seçilen İngiliz MRL Corporation Yönetim Kurulu Başkanı Cornelia Meyer, Bahreyn Uluslararası Yatırım Bankası Üst Yöneticisi (CEO) Aabed Al-Zeera, Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) Mali ve Ekonomi Bölüm Başkanı Claudio Borio, ABD NASDAQ OMX Grubu Başkan Yardımcısı Sandy Meyer Frucher, Kazakistan Ulusal Bankası Başkan Yardımcısı Kuat Kozhakhmetov ve Khazanah Nasional Berhad Finans Grubu Başkanı (CFO) Mohd Izani Ghani gibi küresel aktörler yer alacak.

Aslında bu senenin ana konusu ilginç: Yenilikçiliğin finansmanı ve finansmanın yenilikçiliği..

Prof. Dr. Murat Yülek bu konuya vurgu yaptı daha çok. Dr. İbrahim Turhan İslami piyasalar üzerinde durdu..  Hasan Basri Göktan da güzel şeyler söyledi, Mehmet Büyükeşi de ama daha fazlası lazım..

Burada özellikle İslami piyasalar derken, sanki, ayrıştırılmış, sterik bir piyasadan söz ediliyor.. Paketlenmiş, kompartmanize edilmiş bir piyasa bu. Ama Müslümanların alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir peygamberin ümmeti oldukları düşünülürse, bizim bütün insanlık için söyleyecek bir sözümüzün olması gerekir.. Sadece Müslümanlara özel, Müslümanlar arası bir proje değil.. Unutmamak gerekir ki, bütün insanların hayrına olmayan bir çözüm önerisi bizim önerimiz olmaması gerekir..

Keşke FOREX ve Bitcoin gibi yeni finans enstrümanlarını konuşabilseydik bu vesile ile.. Şu helal borsa konusunun, ya da borsada helal fonlar, bonolar ihracı konusunu tartışsaydık.. Tabii çok daha geniş bir çerçevede.

Finans, bankacılık ve sigortacılık sektöründe mesela neden kooperatifçiliği konuşmayız.. Ya da ödeme ve kredi kartları konusunda niye belli sistemlere bağımlıyız, yeni enstrümanlar üretmeyiz..

Yıllardır sorar dururum, neden bizde bir serbest finans bölgesi oluşturulmaz mesela.. Altın, gümüş, elmas, değerli taşlar, kağıt paraları insanlar buraya serbestçe getirseler ve bu alanda, bunların ayarları, karatları, gerçek ya da sahte olup olmadığı ayrıştırılıp, özel kasalarda muhafaza edilse ne kadar iyi olurdu..

Biz batının, malum finans çevrelerinin ayak izinde, onların dili ile konuşan bir ülke olmaktan kurtulmalıyız artık.. Tamam global bir piyasadan söz ediyoruz, ama biz bu global pazara kendi rengimizle katılmamız gerek..

Dünya Bankası’nı, IMF’yi, Avrupa Yatırım Fonu’nu, İslam Kalkınma Bankası’nı da konuşabilirdik. Daha da önemlisi, mesela LIBOR’u niye konuşmuyoruz..

Bir de bu tür etkinlikler yapılırken aslında, bunun paralel olarak neden mesela nuministik bir sergi açılmaz.. İşe sanırım biraz sanat katmamız gerekiyor. Daha entelektüel ve felsefi derinliği olan forumlara ihtiyacımız var..

Ekonomi-Politika yalnız başına çok kuru kavramlar. Politika ile poetika arasında bir bağ kurmamız gerekiyor.. Zirvenin girişinde nüministik bir sergi ya da Afrika’da açlık fotoğraf sergisi, ne bileyim ben, para konulu karikatür sergisi mesela.. Ekonomi ile Entropi arasında bir ilgi kurulamaz mı mesela.. Ekonomide düzen ve düzensizlik arasındaki gelgitleri nasıl dengeleyeceğiz!.. Piyasa ahlakını, manüplasyonları, spekülasyonları nasıl önleyeceğiz..

Bu anlamda Finansal tetikçiliği de konuşmalıyız mesela..

Ben şimdiden size haber vereyim, Altay Güney diye bir mimarın sözcülüğünü yapacağı Finansal Tetikçilikle Mücadele Platformu önümüzdeki günlerde yayınları ve açıklamaları ile ciddi anlamda ses getirecek. Onun kendi mücadelsini, internete girip adını aratırsanız göreceksiniz..

Zirveye Başbakan Yardımcısı Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de katıldı ve sektörün ünlü isimleri bir araya geldi. Ama sanırım bu konuların sadece yılda bir defa yapılan zirvelerde değil de, ayrı bir forumlar, fütürist bir yaklaşımla ele alınması gerek.

Daha da önemlisi, üniversitelerin ekonomi, maliye, işletme ve bankacılık alanlarında da bu konunun enine boyuna incelenmesi gerekiyor..

Geri bırakılmış ve gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelerin sömürüsüne terk edilmemesi gerekir. Bu konuda Afrika konusunun ayrı bir şekilde ele alınması gerekir.. Asya’da Çin ve Hindistan faktörünün de iyi bir şekilde analiz edilmesi gerekir..

Merkez Bankalarının da yeniden yapılandırılması gerek. Bu anlamda Türkiye’nin, Balkanlar’da, Kafkasya’da, Asya’da, Afrika’da merkez bankalarının şubelerini açmak gerek belki.. Merkez Bankası’ndaki döviz ve altın stoğunun farklı bir şekilde değerlendirilmesi konusunun da bu çerçevede yeniden ele alınması gerekmez mi?

Dün dünde kaldı. Yeni bir dünya kuruluyor. 19.YY sonunda, savaş yıllarında oluşan kavram ve kurumlarla biz 21. YY ütopyamızı açıklayamayız. Bu konu burada bitmeyecek. Zirve devam ediyor ve ben de önümüzdeki günlerde yeniden bu konuya döneceğim inşallah. Selam ve dua ile..

AÇIKLAMA: Prof. Dr. M. Pakdemirli’den açıklama geldi. “Cumhurbaşkanımız ve YÖK haricinde bugüne kadar hiç kimseden talimat alarak iş yapmadım. Bundan sonra da her ne ad ve sıfat altında olursa olsun yetkisiz kimselerden talimat almam söz konusu olamaz” diyor. Her şeyi yasaya uygun olarak yaptığını söylüyor. Her şeyin yasalara uygun olarak, açıklık ve tarafsız bir şekilde yapıldığını; iddia ve isnatlara itibar edilmemesi gerektiğini ifade ediyorlar..

yeniakit

Bu yazı toplam 998 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar