İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

İki not ve bir kirli ittifak!

"Elimizde İsrail'le ilgili çok sayıda belge var. Yakında bunları açıklayacağız. Ama düzenlenmesi altı ayı alır" diyerek, "Tel Aviv bağlantısı"nı reddeden Wikileaks kurucusu Julian Assange'ın, El Cezire'ye yaptığı açıklamadan hemen sonra ilk notlar açıklandı.

Dubai'de işlenen ve çokça tartışılan Mossad suikastiyle ilgili iki not yayınlandı. Notlardan biri 24 Şubat 2010 tarihli ve suikastle ilgili ABD'ye işbirliği teklifini içeriyor. Cinayeti işleyen Mossad mensuplarına bir ABD bankasından verilen kredi kartları hakkında, numaraları da verilerek, bilgi isteniyor. Tabi işbirliği yapılmıyor.

Diğeri ise, suikastle ilgili gelişmelerin kamuoyuna açıklanıp açıklanmamasıyla ilgili ABD Büyükelçisi'nin Washington'a gönderdiği belge. Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) konuyu açıklamaya hazırlanırkenki durumu anlatıyor:

"Hiçbir açıklama yapmamak İsraillileri korumak anlamına gelecekti. O yüzden en sonunda BAE her şeyi anlatmaya karar verdi. Açıklama herhangi bir kişiyi suçlu göstermemek için dikkatle hazırlandı ancak belgede geçen 'Batılı ülkelerin pasaportlarını kullanan çete' ifadeleri Mossad olarak anlaşılacaktı."

Bakın, o suikasti ABD de biliyormuş!

Dubai'deki suikast, bu iki belge kadar özet değil. Son derece karmaşık, Soğuk Savaş dönemlerini andıran, son on yılda bölgede işlenen cinayetler hakkında ciddi ipuçları içeren, Mossad suikastlerinin arkasında nasıl bir "suikast koalisyonu" ya da "istihbarat ortaklığı" bulunduğunu ortaya koyan bir olaydı...

20 Ocak 2010: İngiltere, İrlanda, Almanya, Fransa pasaportları taşıyan on bir kişi, 11 Mossad mensubu bir Arap ülkesine, Dubai'ye giriyor. Planladıkları eylemi gerçekleştirmeleri için elbette İsrail pasaportuyla bu ülkeye girmeleri beklenemez...

Beş yıldızlı bir otele yerleşip "hedef" kişiyi izlemeye alıyor. Ekip içindeki tek kadın, oda görevlisi kıyafeti giyerek "öldürülecek" kişinin odasına giriyor. Diğerleri aynı katta yan odalara yerleşiyor. Beklemeye başlıyorlar. Hedef odasına girdiği anda elektrikli şokla etkisiz hale getiriliyor. Ardından boğuluyor ya da zehirleniyor. Bir gün önce Dubai'ye gelen ve öldürülen hedef, altı ay önce yine Dubai'de zehirleniyor ve son anda kurtarılıyor.

On bir kişilik suikast timinin hedefi Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın komutanlarından, yirmi yıldır Şam'da ikamet eden elli yaşındaki Mahmud el Mebhuh. Avrupa koalisyon suikast timi görüntüsü veren ve ülkeleri dışında bir çok ülkenin pasaportuyla cinayetler işleyen ekip ise Mossad'a bağlı imha timlerinden biri. Ama bu suikast diğerleri gibi soru işaretleriyle kaybolup gitmiyor, BAE güvenlik birimleri olayla ilgili bilgileri dünya ile paylaşıyor hatta on bir kişinin resimlerini dağıtıyor. İnterpol üzerinden arama emri çıkartıyor.

Peki nasıl yakalanacak? Ülkeler arası dayanışma ile. Suikast koalisyonu yapan ülkeler böyle bir işbirliğine yaklaşır mı? Elbette hayır. ABD bile, "kredi kartları"yla ilgili bilgileri paylaşmıyor. O ABD bankası Mossad ölüm timi mensuplarına ne amaçla kredi kartları vermiş olabilir?

Cinayet timindekilerin adları ve kullandıkları pasaportlar şöyle: Evan Dennings (İrlanda), Gail Folliard (İrlanda), James Leonard Clarke (İngiliz), Jonathan Louis Graham (İngiliz), Michael Bodenheimer (Alman), Paul John Keeley (İngiliz), Michael Lawrence Barney (İngiliz), Peter Elvinger (Fransız), Kevin Daveron (İrlanda), Melvyn Adam Mildiner (İngiliz), Stephen Daniel Hodes (İngiliz)...

Daha önce Kanada, Yeni Zelanda gibi ülkelerin pasaportları kullanan Mossad suikastçileri dünyanın bir çok bölgesinde operasyonlar yapıyordu. Mesela Avustralya'daki Yeni Zelanda Büyükelçiliği'nden pasaport alan bir Mossad mensubu, istenilen ülkeye gidip, belirlenen hedefi ortadan kaldırıyordu. Bu olaylar duyulmasına rağmen, "etkili mekanizmalar" nerdense çalışamaz hale geliyordu.

Dubai suikasti de, İsrail istihbarat mensuplarının Batılı ülke vatandaşlarına ait kimlik bilgilerini içeren pasaportlar kullanması da bizzat Başbakan Benjamin Netanyahu'nun talimatıyla gerçekleşti.

Daha önceki suikastlerde yine benzer ülkelerin kimlik bilgilerini kullandılar. Ama bu kadarla sınırlı değildi. Mossad ve o ülke istihbaratları arasında hedeflerin temizlenmesi için ortak operasyonlar yapılıyordu. Mesela CIA'nın, insan kaçakçılığı yapan işkence uçaklarıyla ilgili 36 ülkenin işbirliği yaptığı artık biliniyor. Bunların çoğunluğunun Avrupa Birliği'nin demokrasi ve özgürlük savunuculuğunu kimseye bırakmayan ülkeler olduğunu söylemeye bile gerek yok.

Dubai suikastiyle ilgili bilgiler bir şekilde netleşti. Sonuç alınamasa da, hedeflerin kimler olabileceğini, operasyonların nasıl yapıldığını ve ne tür ortaklıklar kurulduğunu az çok biliyoruz. Nitekim, Mossad başkanının Ocak ayında gideceği İngiltere'den, vatandaşlarının kimlikleri kullanıldığı için özür dileyeceği açıklandı.

Peki onlarca suikast işlendi son on yılda. Bir çoğunda yine İsrail istihbaratı var. Macaristan'dan Romanya'ya, Irak'tan Suriye'ye, İran'dan Pakistan'a kadar çok sayıda insan benzer operasyonlarla ortadan kaldırıldı. Bir çoğunda sadece Mossad yoktu, bir tür "ortak istihbarat operasyonu" vardı. Dosyaların hiç biri aydınlatılmadı.

Dubai cinayeti için söz konusu ülke bir başka ülkeden özür diliyor. Bu, İsrail'in suikasti kabul ettiği anlamına geliyor. Peki bu ülkeden kim hesap soracak?

Olaydan hemen sonra İsrail'de gizli bir toplantı yapıldı. CIA Başkanı Leon Panitta ve üst düzey yöneticilerle Mossad Başkanı Meir Dagan ve tepe yöneticiler arasındaki gizli toplantıda, İran'a karşı alınacak "önlemler" tartışıldı. İsrail Başbakanı Binjamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Ehud Barak'ın da katılımıyla, Lübnan, Suriye ve Hamas'a yönelik planlar ele alındı. Toplantıların aynı zamanda suikast kararlarının alındığı yerler olduğunu söylemeye gerek var mı?

Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri ve Benazir Butto'nun öldürülmesiyle ilgili örtüler ne zaman kaldırılacak? 2004 yılının Mart ayında Şeyh Ahmed Yasin'in sabah namazından çıkarken füze saldırısıyla şehid edilmesine ilişkin işbirliği iddiaları ne zaman aydınlanacak? Saldırıdan iki gün önce Ürdün Kralı ile İsrail Başbakanı Ariel Şaron arasında hiç beklenmedik ve içeriği gizli tutulan bir görüşme neydi? Yaser Arafat'ın zehirlenerek yavaş yavaş öldürülmesinde kimler ortaklık yapmıştı? Bu dosyalar ne zaman açılacak?

Suikastler, bölgenin gerçeğini, bir gizli tarihi anlatıyor. Umarız diğerleri için de en az birer tane Wikileaks notu sızar.. Çünkü bu tür cinayetleri yönetenlerin bazıları hala görevlerinde ve son derece saygın pozisyondalar...


yenişafak

Bu yazı toplam 1763 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar