Abdurrahman Dilipak
İki parti, iki kongre
Önümüzdeki günlerde, yeni cumhurbaşkanı ve yeni başbakan koltuklarına otururken, iktidar ve ana muhalefet partisinin genel başkanları da yenilenecek..
Yeni bir dönem başlıyor..
Grogeryan takvimde 8. aya Ağustos denmesinin sebebi, Roma’nın ünlü Tanrı/Kıralı Augustos’a ithaf edilmesinden dolayıdır. Aslında Temmuz ayı da (İbranice Tamuz) Julius Ceasar’a ithaf edilmişti.. İyi ki, ona da cesaret ayı dememişler.. Şimdi Türkiye gazetesinin yazarı Rahim Er bu ayın adının Ağustos’tan, Anadolu’nun fethini gerçekleştiren komutanın adına çevrilmesini istiyor.. Yani bu ayın adının Alparslan olmasını istiyor.. Zira Anadolu tarihinde yeni bir milad başlamaktadır..
Aslında o zaman, Şabat (Şubat), March (Mart), Nissan (Nisan), May (Mayıs), Tamuz (Temmuz), Alul (Eylül) aylarının adlarının da değişmesi gerekir.. Bunların çoğu İbranice’den aktarılan adlar, Recep, Şaban, Ramazan, Muharrem, Rebii, Şevval, Safer gibi ay isimleri olmasın diye bu isimler seçildi, hani batılılaşacaktık ya! İnsanlar çocuklarına bu isimleri vererek, bu isimleri canlı tutmaya çalışıyorlar..
AK Parti kongresinin büyük bir salonda, halkın katılımı ile, büyük bir coşku içinde yapılması bekleniyor, CHP ise küçük bir salonda, kavga ve çekişme içinde geçecek gibi.. Kongreler partisi yeni kongresinde de gerçeklerle yüzleşmeye cesaret edemeyecek ve muhtemelen bu kongreden küçülerek çıkacak.. Kim kazanırsa kazansın, kaybedenler partileri ile gönül bağlarını kopartacaklar..
Hiç düşündünüz mü, Kılıçdaroğlu partide kimi ya da neyi temsil ediyor?
Partide bir Kemalist ulusalcı kanat var, o da kendi içinde bölünmüş..
Bir değişim isteyen liberal kanat var.. Bir de sol, sosyal demokrat, soyalist bir kanat var..
Kürt hareketine yakın duranı var, Alevicilik yapan var..
Bugünki CHP, kadınlar plajına karşı çıkan, başörtüsü düşmanı CHP’dir.. Bugünkü CHP oportünist bir partidir. Tek Parti döneminin kamburundan, Kemalizmden kurtulmadan CHP olmaz. Bu kamburla da CHP kurtulamaz.. Hâlâ tek parti dönemindeki adından vazgeçmeyen bir CHP var. O “Cumhuriyet” partisidir, Cumhuriyetçi değil.. Doğrudan devleti temsil ediyor.. Anayasanın başlangıcındaki resmi ideoloji ve rejim tanımı onun ilke ve programını ifade ediyor, cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili bu değerlere bağlılık andı içmeden göreve başlayamıyor. Herkes CHP’nin ilke ve programına yemin ediyor aslında.. CHP, çoğunluksuz “Cumhuriyet: Çoğunlukçu”, Halksız halk, kendini bütün yerine koyan parçalı, seri sonu, ithal artığı bir “parti”dir.
CHP böyle bir parti. Onun hilafet fonundan aktarılan paralarla kurulan bir bankası var. Riba haram diyenlerin dini vergileri ile kurulmuş bir riba kuruluşuna laikçi CHP’yi yönetici yapacaksınız. CHP budur. Solcu bir partiyi, banka yönetimine getireceksiniz. CHP budur..
CHP’den ne köy olur, ne de kasaba.. CHP ne bu imtiyazlarından vazgeçmek ister, ne de bu kamburları taşıyarak ileri gidebilir.. Türkiye büyüdükçe, insan hakları, hukuk devleti alanında ilerledikçe CHP küçülecektir.. CHP ve MHP, soğuk savaşın bu düşman kardeşleri, savaşan tarafları; savaş yıllarında, kapitalizm, komünizm, faşizm, siyonizmin gölgesinde şekillenen ulus devletinin oluşum sürecinde 19. YY’da oluşan kavram ve kurumlardan beslenmektedir. Oysa 19. YY’ın kavram ve kurumları ile 21. YY’ı açıklamak mümkün değildir.. 20. YY, 19. YY teorisinin pratik hayata geçirildiği dönemdir. 18. YY ise, savaşı doğuran, sömürge mirasının paylaşılması sonucu ortaya çıkan bir kültür ve siyasetten söz ediyoruz.. Batı medeniyeti bu anlamda, Kızılderililer, kara derililer ve sarı ırkın kan, gözyaşları ve çalınan alınterleri üzerinde yükselen, din ve ahlak dışı, vahşi bir düzendir.. Demokrasi onlar için sadece bir makyaj malzemesi, vicdan zonklamasına karşı vicdanlarını rahatlatan bir günah çıkarma eylemi idi..
Bugünler, AK Parti ve CHP için bir milad olacak. AK Parti, için yeni bir başlangıç, CHP için ise sonun başlangıcı.. CHP de, MHP de, darbeler, iç savaşlar, kayıtdışı siyaset ve kayıtdışı ekonomi baronlarının gölgesinde var olabilirdi.. Gelişen şartlarda hayat iklimlerini kaybediyorlar..
14 parti bir Ekmel beyi seçtiremediler.. İsrail, Tapınakçılar, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya da arkalarında idi.. Derin devlet, paralelciler, mason locaları, Koç’un da aralarında olduğu kayıtdışı siyaset ve kayıtdışı ekonomi baronları da bu çabaya destek verdi, ama sonuç ortada..
Batı, Ortadoğu dediği bölgede nasıl İsrail’den vazgeçemiyorsa, Türkiye’de de Lozan sonrası kurulan yeni dünya düzeninin kilit partisi ve batının Truva atı, soğuk savaşın gladyatörlüğüne soyunan CHP’den vazgeçemiyor. CHP olmayınca, MHP nasıl olabilir ki..
Batılılar, AK Parti üzerinden, BOP ile ve ılımlı İslam politikası ile, derin devlete paralel yapıyı enjekte ederek bir dönüşüm gerçekleştirmek istediler.. Yeni, CHP ve yeni bir AK Parti hayal ediyorlardı, ama olmadı.. Bugün Ortadoğu denilen coğrafyadaki belirsizlik, Türkiye üzerinden dönüştürülmek istenen ülkelerin modelsiz ve başsız kalmasından kaynaklanıyor. Yeni Türkiye gibi, yeni Osmanlı coğrafyası yeniden şekilleniyor.
Tarihin akış yönü, bu halkların kendi inanç, tarih ve kültürleri ile barışarak, insanlığın ortak mirası olan değerler üzerinde, adaletten, barıştan, özgürlükten yana yeni bir medeniyetin ihya ve inşası yönündedir.. AK Parti’nin önlenemeyen yükselişi, CHP’nin önlenemeyen çöküşünün arkasındaki ana sebeb budur.. CHP tarihin akış yönünün aksine ilerlemeye çalışıyor, AK Parti ise ırmağın akış yönünde, bir raftingçi gibi.. Selâm ve dua ile..
NOT: Sahi, Ekmel bey CHP kongresine davet edildi mi, gidecek mi? Ekmel bey bir partiye girmeyi düşünüyor mu? Onu, dil bilen değerli insanı partisine davet edecek birileri var mı? Ya da o kendisi parti kurmayı düşünüyor mu, değilse bağımsız olarak milletvekilliği için aday olmayı düşünüyorlar mı? Yoksa bu birliktelik, övgüler, cumhurbaşkanlığı için Erdoğan’a karşı savaşta koçbaşı olarak kullanılmak üzere pazara kadar mı idi. Ekmel bey oynanan oyunun farkına vardı mı, vardıysa bu konuda bir açıklama yapmayı düşünüyorlar mı?.. Ah dostum ah! Bu işler böyle işte!
yeniakit