Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İki yeni cephe açtılar

İklim ve Gıda..

Sağlık cephesi aktif, buna iki yeni cephe daha eklediler. 5G, dolayısıyla ve görev alanı itibariyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı ile de son derece yakın ilişki içinde. Aile Bakanlığı, Savunma ve Dışişleri de onlar için hayati öneme sahip. BM şemsiyesi altında bir düzine örgüte diplomatik muafiyet tanınması yetmedi bir de imtiyazlı statü sağlandı. NATO’nun stratejik eylem planı içinde de bu konu önemli bir yere sahip. Dolayısıyla işin bir de askeri boyutu var.

Aslında ilgilenmedikleri bir konu yok. Hayatın bütün alanlarında büyük resetlemeden sonra, yeni düzenlemeler ve yeni normlar getirecekleri için herkesle işleri var. Belediyeler, STK’lar, akademiler, media ve her tarakta bezleri var. Bir de başımızın püsküllü belası habatçılar var. Adamlar KKTC’yi sıçrama tahtası olarak kullanıyor. Meslek örgütleri ve sendikalardan bir ses çıkıyor mu? Akademi, sermaye, hepsi “dut yemiş bülbül” gibi.

Bu iş memlekette EYT kadar kamuoyu oluşturmadı. Yahu, ne emeklisi, ne işçisi, ne eğitimi; para yok, işçi-memur yok. Taksiciler, insansız kara araçlarının geleceğine UBER’e gösterdikleri tepkinin binde birini göstermedi. Ya hu, beyniniz bilgisayara bağlanınca ne okulu, ne hafızlığı.. Millete “kimlik kartınızda gender yazıyor” diyorsunuz, boş gözlerle yüzünüze bakıyor. Artık biyolojik cinsiyet yok. Siz bir genom'sunuz. Devlet sizi öyle tanımlıyor. Siz, “Din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinizden bağımsız bir gender’siniz”. Biyolojik cinsiyet yok, toplumsal cinsiyet var artık. O da değişken ve akışkan olabilir. Kendinizi nasıl hissediyorsanız o’sunuz yani. Daha önce Türkçülük de o hale getirildi. Adam “Benim damarlarımda bir gram Türk kanı yok, ama ben Türk milliyetçisiyim” diyor. Eee, “Halksız Demokrasi”, “Azınlık Cumhuriyetçiliği”, “Tek Adam’cı ve “Anti Monarşizm”i de biz icat etmedik mi? İş geldi “İmansız İslam”a. LGBT İslam'ı bile olduktan sonra İslam’ın 41 çeşidi yapabilirsiniz. Arap İslam, Türk İslam, Fars İslam, Liberal İslam, Laik İslam, Folk İslam, Amerikano İslam, Sünni İslam, Şii İslam, Suudi İslam, Euro İslam, Feminist İslam say sayabildiğin kadar. Önüne sonuna ne eklerseniz ekleyin, geriye kalan İslam değildir. Din, ideoloji, tarih, herşeyin içini boşalttılar. Boşuna Great Reset’ten, Transhümanizm’den söz etmiyorlar.

Digital dönüşüm gerçekleşince, tüm dünya tek bir sisteme bağlanacak. Bugün kullandığımız bilgisayarlar MikroChip tabanlı, şimdi nano çipler geliyor. Tüm dünyadaki sistem tek bir sistem olacak. O da yapay zekaya bağlanacak, onu da yapay bilinç yönetecek. Neuralink'ler bu sene başlıyor. Sonuçta Transhümanizm'le insanlar siborga dönüşecek ve onlar da birer biyonik robota dönüşecek. İnsanların yerini de humanoidler alacak. Yani bugünkü insanlara gerek yok. Çöp olacaksınız, bunlar başarırlarsa. Bu süreçte bir dünya savaşına ihtiyaç var. Konvansiyonal silahlar, füzeler, İHA’lar SİHA’lar, savunma sistemleri, donanmalar, hava kuvvetleri ve kara kuvvetleri önce birbirini yok edecek. Kalanlar da laser ve RF saldırıları ile vurulacak. Bu şeytani güçler, bu Deccaliyet sistemi, tek para, tek ordu, tek devlet istiyor.
Ne zaman uyanacaksınız. Onların size ihtiyacı var. Onlar 100 milyonu ideal bir nüfus görüyorlar. Ama geçiş dönemi için 500 milyon insan düşünüyorlar. Onları da hayatta kalacak değişik özelliklere sahip insanlardan özel olarak yapay zeka tarafından belirlenecek bir milyar insanın içinden seçecekler.

Bu onların planı. Şüphesiz Allah’ın da bir hükmü var. Ama insanlar bu haksızlıklar karşısında susarlar ya da zalimlerin Deccaliyet sisteminde görev almak için kuyruğa girerse, Nuh tufanında olanları hatırlasınlar. İnsanlık, tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşayabilir. Bize “Zalimlere yardım etmeyin, sonra onları yakacak ateş size de dokunur” denmedi mi, “Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytandır” denmedi mi? “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım” diye düşünmemiz söylenmedi mi bize. Ki onlar “biz islah edicileriz diyorlar. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridirler” yalan söylüyorlar.

En büyük seçim bu aslında. Safınızı seçin. Bu global tehdide karşı, yeryüzünün bütün akıllı, namuslu ve cesur insanları hep birlikte 'hayır' demeliyiz ve sonra da adaletten, barıştan hürriyetten yana evrensel bir düzenin temellerini atıp, yeni bir medeniyet inşa etmeliyiz. Katılımcı, çoğulcu, şeffaf, hukuk devletini esas alan Hılful Fudul, Medine Sözleşmesi, Müdafa-yı Hukuk, Kuvvayı Milliye ve Ahi Evran anlayışı bu konuda bizim için tarihten alacağımız bir tecrübe birikimi olarak bize yön gösterecektir.

Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 278 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar