Abdurrahman Dilipak
İlây-ı kelimetullah uğruna
Süreç 15 Temmuz’la başladı ve Afrin operasyonu ile devam ediyor. Sırada Tel Rıfat var, Sırada Mümbiç var, sırada Kandil var. Kamışlı, Sincar, Duhok… Terörist kamplarının olduğu her yer hedef.
Bu süreçte “Müslüman Türkiye” imajı her gün daha güçlü bir şekilde zihinlerde yer ediyor.
BOP üzerinden “Laik Türkiye” rol model olarak İslam dünyasına dayatılacaktı. Ama tam tersi oldu. “One minute”, “Mavi Marmara”dan bugünlere geldik..
Sonuç şu: Irmak yatağını arıyor. “Bir millet uyanıyor”. (Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun bu isimde bir de Kurtuluş savaşını anlatan bir hikayesi var, 1960’larda filme çekilen.) Tarih uyanıyor, bir milletin şuuraltı ve hafızası canlanıyor!
Kader, Rızık, Ecel, Şehadet şuuru yeniden idrak ediliyor. Afrin operasyonu bu anlamda bir Milad olacak. Tarih uyanıyor.
Farkında mısınız, “Laiklik’ten, irtica’dan, mürteci’den söz eden kimse kalmadı.
Birileri “Bizim Suriye’de ne işimiz var” diyordu. Birileri “Onların burada ne işi var” diyordu. Şimdi herkes biliyor artık, Adana, Maraş, Urfa, Antep, Hatay, Kilis’in nüfus kaydı, tapu kayıtları Halep eyaletine bağlı idi. Bu vesile ile Sycos-Picot, Belfaur’u konuşuyoruz. Kut’ül Ammare’yi konuşuyoruz.
Sokakta, sorduğunuzda “ben de Müslümanım” diyen birçok kişi, sorsanız “La ilahe illallah”ın manasını bilmez. Hatta bilmediğinin de farkında değil. Ama artık, o “ben Müslümanım” diyenler şimdi iman ettikleri hakikatle yüzleşme ihtiyacı duyuyor. Din, bir etnokültür aidiyetten öte bir anlam kazanıyor.
15 Temmuz’da, gece yarısından çıkanlar bu uyanışın ilk öncüleri idi. Her kesimden insanlar o gece “derin bir uykudan uyandılar” ve “tek dişi kalmış canavar”ın büyüsünden sıyrıldılar.
Düşünsenize, Selahaddin’in çocukları nasıl uyandı. Her şey üst üste geldi. Selahaddin’in çocukları için tuzak kurmuşlardı, onları Haçlı ordusuna asker yapacaklardı olmadı. Selahaddin’in çocuklarını Siyonizm’in askeri yapacaklardı, olmadı. Selahaddin’in çocuklarını dine karşı, Marksizm’in askeri yapacaklardı olmadı. Amerikan emperyalizminin tetikçisi, paralı askeri yapacaklardı, olmadı. Olmuyor işte.
FETÖ ile Anadolu’daki Müslüman halklar üzerine bir senaryo yazmışlardı, sonuç ortada. BOP çöktü işte. BÇG’li hainler, Kalkancı üzerinden bir tarikat örgütlemişlerdi. Elleri altında başka şeyhler ve fahişeler de var. Olmuyor işte. Fire veriyoruz ama, teslim olmuyoruz. İçimizde hâlâ hainler var. Kadın peşinde, makam peşinde, para için her haltı yiyenler var. Ehliyet ve liyakatı bir kenara bırakıp, dini alet ederek mobing uygulayanlar yok değil. İnsanları Allah’la aldatanların, insanlara adeta İlahlık ve Rablik taslayanların hâlâ ortalıkta dolaştıklarını da görelim, bilelim. Biz onlara “Raina” demeyeceğimizi gösterelim.
Ben dışımızdaki hainlerden daha çok, içimizdekilerden endişeliyim.
“Uyan derin uykudan, derin uykudan uyan..” Muhammed İkbal böyle haykırıyor, tarihin derinliklerinden.. Onun mefkure arkadaşı Mehmet Akif’e kulak verelim isterseniz bir de:
“Hani milliyetin İslam idi? Kavmiyyet ne?
Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine!
Arnavutluk ne demek? Var mı şeriatta yeri?
Küfr olur, başka değil kavmini sürmek ileri.
Arab’ın Türk’e, Laz’ın Çerkez’e yahud Kürd’e,
Acem’in Çin’liye rüçhanı mı varmış, nerde?
Müslümanlıkta anasır mı olurmuş? Ne gezer?
Fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber.
En büyük düşmanıdır rûh-u Nebî tefrikanın,
Adı batsın onu İslam’a sokan kaltabanın.
Artık ey millet-i merhûme sabah oldu, uyan!!!
Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan?
Ne Arap’lık, ne de Türk’lük kalacak aç gözünü!
Dinle Peygamber-i zîşân’ın ilahî sözünü.
Türk Arap’sız yaşamaz, kim ki yaşar der, delidir!
Arab’ın Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir.
Veriniz baş başa zira sonu hüsran-ı mübîn,
Ne hükûmet kalıyor ortada billahi, ne din.
Medeniyyet size çoktan beridir diş biliyor,
Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Arnavutlar size ibret olacakken hâlâ,
Ne bu şûride siyaset, ne bu fasîd dâvâ
Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz,
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz.
Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavudum,
Başka bir şey diyemem, işte perîşan yurdum.”
İsterseniz, Arap yerine Kürdün adını yazın, ya da Çeçen deyin, Çerkez deyin.. Ne derseniz deyin. Ama mutlaka İstiklal Marşımızın şairi Akif’imizin bu sesine kulak verin.
“Müslümanlıkları bîçârelerin öyle büyük
Bir cinâyet ki: Cezâlar ona nisbetle küçük!
Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!
Tükürün Ehl-i Salîb’in o hayasız yüzüne!
Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!
Hele İ›lanı zamanında şu mel’ul harbin,
“Bize Efkar-ı umumumiyesi lazım Garb’ın”;
“O da Allah’ı bırakmakla olur” herzesini,
Halka iman gibi telkin ile, dinin sesini,
Susturan aptalın idrakine bol bol tükürün”
Afrin bütün bu gerçekler ışığında bir uyanış hamlesinin miladı oldu. Bu uyanışa vesile olan askerlerimize, şehidlerimize, gazilerimize, ÖSO’lu kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum. Allah sizden razı olsun, sa’yinizi mübarek kılsın. Sizlerin elleri ile zalimleri cezalandırsın ve mazlumlara yardım etsin. Selâm ve dua ile..
Süreç 15 Temmuz’la başladı ve Afrin operasyonu ile devam ediyor. Sırada Tel Rıfat var, Sırada Mümbiç var, sırada Kandil var. Kamışlı, Sincar, Duhok… Terörist kamplarının olduğu her yer hedef.
Bu süreçte “Müslüman Türkiye” imajı her gün daha güçlü bir şekilde zihinlerde yer ediyor.
BOP üzerinden “Laik Türkiye” rol model olarak İslam dünyasına dayatılacaktı. Ama tam tersi oldu. “One minute”, “Mavi Marmara”dan bugünlere geldik..
Sonuç şu: Irmak yatağını arıyor. “Bir millet uyanıyor”. (Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun bu isimde bir de Kurtuluş savaşını anlatan bir hikayesi var, 1960’larda filme çekilen.) Tarih uyanıyor, bir milletin şuuraltı ve hafızası canlanıyor!
Kader, Rızık, Ecel, Şehadet şuuru yeniden idrak ediliyor. Afrin operasyonu bu anlamda bir Milad olacak. Tarih uyanıyor.
Farkında mısınız, “Laiklik’ten, irtica’dan, mürteci’den söz eden kimse kalmadı.
Birileri “Bizim Suriye’de ne işimiz var” diyordu. Birileri “Onların burada ne işi var” diyordu. Şimdi herkes biliyor artık, Adana, Maraş, Urfa, Antep, Hatay, Kilis’in nüfus kaydı, tapu kayıtları Halep eyaletine bağlı idi. Bu vesile ile Sycos-Picot, Belfaur’u konuşuyoruz. Kut’ül Ammare’yi konuşuyoruz.
Sokakta, sorduğunuzda “ben de Müslümanım” diyen birçok kişi, sorsanız “La ilahe illallah”ın manasını bilmez. Hatta bilmediğinin de farkında değil. Ama artık, o “ben Müslümanım” diyenler şimdi iman ettikleri hakikatle yüzleşme ihtiyacı duyuyor. Din, bir etnokültür aidiyetten öte bir anlam kazanıyor.
15 Temmuz’da, gece yarısından çıkanlar bu uyanışın ilk öncüleri idi. Her kesimden insanlar o gece “derin bir uykudan uyandılar” ve “tek dişi kalmış canavar”ın büyüsünden sıyrıldılar.
Düşünsenize, Selahaddin’in çocukları nasıl uyandı. Her şey üst üste geldi. Selahaddin’in çocukları için tuzak kurmuşlardı, onları Haçlı ordusuna asker yapacaklardı olmadı. Selahaddin’in çocuklarını Siyonizm’in askeri yapacaklardı, olmadı. Selahaddin’in çocuklarını dine karşı, Marksizm’in askeri yapacaklardı olmadı. Amerikan emperyalizminin tetikçisi, paralı askeri yapacaklardı, olmadı. Olmuyor işte.
FETÖ ile Anadolu’daki Müslüman halklar üzerine bir senaryo yazmışlardı, sonuç ortada. BOP çöktü işte. BÇG’li hainler, Kalkancı üzerinden bir tarikat örgütlemişlerdi. Elleri altında başka şeyhler ve fahişeler de var. Olmuyor işte. Fire veriyoruz ama, teslim olmuyoruz. İçimizde hâlâ hainler var. Kadın peşinde, makam peşinde, para için her haltı yiyenler var. Ehliyet ve liyakatı bir kenara bırakıp, dini alet ederek mobing uygulayanlar yok değil. İnsanları Allah’la aldatanların, insanlara adeta İlahlık ve Rablik taslayanların hâlâ ortalıkta dolaştıklarını da görelim, bilelim. Biz onlara “Raina” demeyeceğimizi gösterelim.
Ben dışımızdaki hainlerden daha çok, içimizdekilerden endişeliyim.
“Uyan derin uykudan, derin uykudan uyan..” Muhammed İkbal böyle haykırıyor, tarihin derinliklerinden.. Onun mefkure arkadaşı Mehmet Akif’e kulak verelim isterseniz bir de:
“Hani milliyetin İslam idi? Kavmiyyet ne?
Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine!
Arnavutluk ne demek? Var mı şeriatta yeri?
Küfr olur, başka değil kavmini sürmek ileri.
Arab’ın Türk’e, Laz’ın Çerkez’e yahud Kürd’e,
Acem’in Çin’liye rüçhanı mı varmış, nerde?
Müslümanlıkta anasır mı olurmuş? Ne gezer?
Fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber.
En büyük düşmanıdır rûh-u Nebî tefrikanın,
Adı batsın onu İslam’a sokan kaltabanın.
Artık ey millet-i merhûme sabah oldu, uyan!!!
Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan?
Ne Arap’lık, ne de Türk’lük kalacak aç gözünü!
Dinle Peygamber-i zîşân’ın ilahî sözünü.
Türk Arap’sız yaşamaz, kim ki yaşar der, delidir!
Arab’ın Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir.
Veriniz baş başa zira sonu hüsran-ı mübîn,
Ne hükûmet kalıyor ortada billahi, ne din.
Medeniyyet size çoktan beridir diş biliyor,
Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Arnavutlar size ibret olacakken hâlâ,
Ne bu şûride siyaset, ne bu fasîd dâvâ
Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz,
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz.
Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavudum,
Başka bir şey diyemem, işte perîşan yurdum.”
İsterseniz, Arap yerine Kürdün adını yazın, ya da Çeçen deyin, Çerkez deyin.. Ne derseniz deyin. Ama mutlaka İstiklal Marşımızın şairi Akif’imizin bu sesine kulak verin.
“Müslümanlıkları bîçârelerin öyle büyük
Bir cinâyet ki: Cezâlar ona nisbetle küçük!
Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!
Tükürün Ehl-i Salîb’in o hayasız yüzüne!
Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!
Hele İ›lanı zamanında şu mel’ul harbin,
“Bize Efkar-ı umumumiyesi lazım Garb’ın”;
“O da Allah’ı bırakmakla olur” herzesini,
Halka iman gibi telkin ile, dinin sesini,
Susturan aptalın idrakine bol bol tükürün”
Afrin bütün bu gerçekler ışığında bir uyanış hamlesinin miladı oldu. Bu uyanışa vesile olan askerlerimize, şehidlerimize, gazilerimize, ÖSO’lu kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum. Allah sizden razı olsun, sa’yinizi mübarek kılsın. Sizlerin elleri ile zalimleri cezalandırsın ve mazlumlara yardım etsin. Selâm ve dua ile..