Gazetenin İstanbul mahreçli haber analizinde, ''Eğer AK Parti 29 martta büyük bir zafer kazanırsa bu başarı büyük ölçüde lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın popülaritesinden kaynaklanacak'' denildi.

''İster dünya medyası önünde Gazze yüzünden İsrail Cumhurbaşkanı'na yüklensin, ister ülkesindeki medya patronlarını eleştirsin, ister sürekli Türkiye'yi İslamlaştırmak istediğini öne sürenlerle mücadele etsin, Erdoğan Türk siyasetinin egemen gücü'' ifadesine yer verilen yazıda, Başbakan'ın haftalardır yurt çapında seçim gezileri yaptığına ve seçmenden AK Parti'ye yeni bir yetki verilmesini istediğine işaret edildi.

Başbakan'ın geçen pazar günü yaptığı Balıkesir mitingindeki havayı da okurlarına yansıtan gazete, Başbakan'ın seçmenden talebinin başarıyla karşılanacağına dair bir tahmine de yer verdi.

AK Parti'yi bazı büyük kentlerde zor bir yarışın beklediği görüşü dile getiren yazıda, bunda giderek artan işsizliğin etkili olacağı savunulurken, bu durumda AK Parti'nin belki 2007 genel seçiminde aldığı yüzde 47 oranına ulaşamayabileceği tahmininde bulunuldu. Analizde, ''Ancak kamuoyu yoklamaları partinin yine de yüzde 40 oranında oy alabileceğini gösteriyor. Bu da Türkiye standartlarında büyük bir üstünlük anlamına geliyor'' denildi.

Türkiye'de halkın Başbakan Erdoğan'ı kendilerinden biri olarak gördüğü de belirtilen yazıda, onu bağrına basan kalabalıkların ötesinde, durumun, ekonomik krizin Türkiye'nin sağladığı refahı silip süpürmesinin, gençler arasında işsizliğin yüzde 25'lere ulaşmasının ve fabrikaların kapanmasıyla kentten köye dönüşün başlamasının etkisiyle biraz daha tatsız göründüğü öne sürüldü.

Buna rağmen Erdoğan'ın, kamuoyu yoklamalarının herkesin beklediğinden de iyi bir oy oranına ulaşacağını gösterdiğini söylediğine işaret edilen yazıda, ana muhalefetin iktidar partisini gizli bir dinci gündem izlemekle suçladığı ifade edildi.

Başbakan'ın her geçen gün daha otokrat bir yapıya kavuştuğu yolundaki suçlamalara işaret edilen haber analizde, ''Başbakan'ın (Venezuela Devlet Başkanı Hugo) Chavez ya da (İran Cumhurbaşkanı Mahmud) Ahmedinejad gibi isimlerle mukayese edilmesi belki abartılı, ancak Erdoğan da bakanlarına çok az özgürlük vererek, bu iddiaların sahiplerinin elini güçlendiriyor'' görüşü dile getirildi.

Yerel seçim öncesi yapılan beyaz eşya yardımlarına da dikkati çekilen yazıda, Yüksek Seçim Kurulunun da bu yardımları eleştirdiği ifade edildi.

Pek çok seçmenin belediyelerin merkezi hükümetle aynı partiden olması halinde hizmetlerin daha iyi yapılacağı inancıyla AK Parti'ye oy vereceğini söylediği belirtilen yazıda, AK Parti'nin, bir seçim zaferinin askıya alınmış reformların yeniden ele alınması için bir fırsat doğuracağına inandığının sinyallerini verdiği belirtildi.

Ancak hala kimsenin bu değişimin güçlü bir değişim mi olacağı yoksa sadece bir değişim havası estirmekten ibaret mi kalacağından emin olmadığı kaydedilen analizde, ''Bu seçimin yanıtını vereceği asıl soru AK Parti'nin ne kadar kazanacağı değil, Başbakan Erdoğan'ın halktan aldığı bu taze yetkiyle ne yapacağıdır'' denildi.