İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nın koridorundaki 'Stratejik Tehditler' panosunda Kâbe fotoğrafı asılı. Yetkililer, "Bu fotoğrafın burada ne işi var" sorumuza, "Yanlışlık olmuş" cevabını verdi. O fotoğraf hâlâ orada mı?

İngiltere'yi ilk ziyaretimde Big Ben'den önce Magna Carta Anıtı'nı görmeye gitmiştim. Magna Carta yani Büyük Sözleşme, 1215'te imzalanan ve günümüz özgürlüklerinin hukuki temelini oluşturan ilk anayasal belge.

İngiltere'ye bu gidişimde ise, Magna Carta'yı imzalayan İngiliz demokrasisinin genetik kodlarının nasıl hasara uğradığını gördüm. Kıta Avrupa'sına kıyasla özgürlükçü ve demokratik bir ülke olmasına karşın İngiltere, güvenlik kaygılarını bireysel hakların önüne çıkarmış.

İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nın daveti üzerine gerçekleştirdiğimiz 5 günlük Londra seyahatinde Parlamento, Dışişleri, New Scotland Yard, BBC, Guardian, Times ve kimi sivil toplum kuruluşlarını (STK) ziyaret ettik. Bizde en fazla Nasreddin Hoca fıkrasına konu olan "testiyi kırmadan kızını dövme" mantığı, İngiltere'de devlet politikası olmuş.

İngiltere, 7 T e m m u z 2005'teki saldırıdan iki yıl sonra bir güvenlik programı başlatmış. Kısa adı "Prevent", yani engellemek. Terörist olmaya yatkın grupları, terörizme bulaşmadan önce engellemeyi hedefliyor. 140 milyon pound bütçeli bu program, alt tabakadaki suça meyilli Müslümanların terörist olmasına yol açan şartlarla mücadele ediyor.

'HEMEN KALDIRACAĞIZ'

Prevent'in amaç ve faaliyetlerini dinlediğimiz Dışişleri Bakanlığı'nın koridorunda çok çarpıcı bir fotoğraf dikkatimi çekti. "Savunma ve Stratejik Tehditler" panosunda, teröristler, nükleer bombalar ve füzeler arasında bir Kâbe fotoğrafı da var. Yetkililere, bu fotoğrafın o panoda ne işi olduğunu sorduğumuzda aldığımız cevap, "Bir yanlışlık olmuş, orada olmaması gereken bir fotoğraf, hemen kaldıracağız" oldu. Biz giderken o fotoğraf hala Dışişleri koridorundaki panoda asılıydı. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'e bir sorum var: O fotoğraf hala orada asılı mı?

Sabah