İnsanlığınız batsın!
Mısır'daki darbeye 'darbe' diyemeyen ABD, bir skandala daha imza attı.Yapılan oturumda cuntanın Müslümanlara yönelik katliamları yerine sadece Hristiyanlara yönelik saldırılar ele alındı.
Mısır'da 3 Temmuz'da gerçekleşen askeri darbeye 'darbe' diyemeyen sivil değerlerin savunucusu ABD, yine demokrasi ve insan haklarını ayaklar altına aldı. Amrikan Temsilciler Meclisi'nde Mısır'daki insan hakları ihlalleri üzerine yapılan oturumda Aldülfettah el-Sisi liderliğindeki cuntanın Müslümanlara yönelik katliamlarına hiç değinilmezken sadece Hristiyanlara yönelik saldırılar gündeme getirildi.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Afrika, Küresel Sağlık, Küresel İnsan Hakları ve Uluslararası Örgütler Alt Komitesi ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika Alt Komitesi'nin ortak oturumunda, konuşmacı vekillerin ana gündem maddelerini Mısır'daki Hıristiyanlara yönelik ihlaller ve saldırılarla sınırlı tutması tepki çekti.
MURSİ'Yİ BİLE SUÇLADILAR
Afrika, Küresel Sağlık, Küresel İnsan Hakları ve Uluslararası Örgütler Alt Komitesi Başkanı Christopher Smith, Müslümanları görmezden geldiği konuşmasında Mısır'da özellikle Hristiyanların inançlarından dolayı hedef alındığının görüldüğünü savunarak, Hüsnü Mübarek'ten sonraki iki yönetimde de (hem İhvan hem de cunta döneminde) 'korkunç Hristiyan karşıtı kıyımların' yapıldığını iddia etti.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Alt Komitesi Başkanı Ileana Ros-Lehtinen de Mübarek ve cunta tarafından görevinden uzaklaştırılan ilk sivil Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi döneminde insan hakları ihlallerinin arttığını gördüklerini, cunta döneminde de sivil topluma yönelik kısıtlamaların çok olduğunu gösterdiğini söyledi.
Mısırlıları suçladılar
ABD Temsilciler Meclisi'ndeki Mısır oturumuna katıan Hudson Enstitüsü bünyesindeki Dini Özgürlükler Merkezi uzmanlarından Samuel Tadros da, Mısır'da Hüsnü Mübarek ve Muhammed Mursi döneminde yaşanan zorluklara değindiği konuşmasında, 'Hristiyanlara kimler saldırıyor? Maalesef sıradan halk. Hristiyanlara saldıranlar artık sadece İslamcı gruplar değil' dedi. Tadros, Mısır'da demokrasiye yönelik bir geçişin olmadığını savunarak, 'Mübarek dönemindeki otoriter rejimi bazı ufak değişikliklerle yeniden inşa etme yönünde bir girişim var ancak Mısır'da ciddi bir demokrasi yaratmaya yönelik bir girişim yok' diye konuştu.
Rutgers Üniversitesi Fahri Profesörü ve Mısır Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin eski rektörü Morad Abu-Sabe de Mursi hükümetini eleştirdiği konuşmasında, Mursi hükümetinin sadece Hristiyanların değil, tüm Mısırlıların insan haklarını ihlal ettiğini savundu.
Varsa yoksa Kıptiler
ABD Temsilciler Meclisi'ndeki Mısır oturumuna konuşmacı olarak davet edilen isimlerden ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu Başkan Yardımcısı Zuhdi Casir, Kıptiler ve ülkedeki diğer dini azınlıkların giderek daha fazla hedef alındığını iddia etti. ABD'nin Mısır'a dini azınlıklara karşı ayrımcı yasalar ve hükümleri kaldırması yönünde çağrı yapması gerektiğini vurgulayan Casir, 'ABD, Mısır'a şiddeti teşvik eden din adamları, yetkililer ve diğerlerini yargılaması için hükümete baskı yapmalı' dedi.
Umut darbe yasası!
İngiltere'deki Kıpti Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Angaelos da, Amerikan Temsilciler Meclisi'ndeki Mısır oturumua katıldı. Angelos, dokunulmazlık kültürünün eşitlik eksikliğini doğurduğunu ifade ederek, ordu yanlısı ya da devrim yanlısı olma gibi fazla basitleştirme eğiliminin varlığına işaret etti. Hristiyan olmanın ötesinde, her şeyden önce Mısırlı olduklarını ve herkese el açan bir ülke istediklerini belirten Angaelos, herkesi temsil eden bir demokrasiye ihtiyaçları olduğunu ifade ederek, yeni anayasanın bunu sağlayacağını umduğunu söyledi.