Irak raporunda Kerkük ayrıntısı
ABD Kongresi'nin telkiniyle kurulan Irak Çalışma Grubu'nun hazırladığı raporda Kerkük'te yapılması planlanan rapora dikkat çekildi ve acilen ertelenmesi çağrısı yapıldı.
ABD kongresinin telkiniyle, Irak'taki durumu araştırmak ve makul önerilerde bulunmak üzere kurulan bağımsız Irak Çalışma Grubu'nun raporunda, Irak anayasasında öngörüldüğü gibi 2007 yılı sonundan önce Kerkük'ün geleceğiyle ilgili referandum düzenlenmesinin bölgeyi şiddete boğabileceği kaydedildi ve bu nedenle referandumun "ertelenmesi gerektiği" önerisinde bulunuldu.
Raporda, "2007 yıl sonundan önce, Irak anayasasında öngörüldüğü gibi Kerkük'ün geleceğiyle ilgili bir referandum patlama etkisi yaratabilir ve ertelenmelidir" denildi. Kerkük kentindeki mücadelenin, Kürtler, Araplar ve Türkmenler arasında olduğu belirtilen raporda, Kürtler'in Kerkük'ü kendi topraklarında görmek istediği ancak yapılacak bir referandumla şiddetin artma riskinin çok yükseleceği vurgulandı.
Irak Çalışma Grubu'nun, raporunu hazırlarken Irak'a yaptığı bir ziyaret sırasında, bölgesel Kürt yetkililerinin, Irak bayraklarını indirip yerine bölgesel Kürt yönetimini temsil ettiği öne sürülen bayraklarını asması gibi ayrıntılara da dikkat çekildi. Bu çerçevede, Irak Çalışma Grubu'nun 79 önerisi arasında, Kerkük'ün geleceği için, "herkesin kabul edebileceği bir anlaşmaya yardım edilmesi" de yer aldı. Bu konunun ayrıca, "Uluslararası Irak Destek Grubu'nun" gündemine, yeni bölgesel diplomatik atağın bir parçası olarak konulduğu belirtildi.
Raporda Türkmenler, "azınlıklar" arasında sayıldı ve bütün azınlıkların haklarının korunmasına saygı gösterilmesinin gerektiği ifade edildi.
TÜRKİYE'NİN MÜDAHALESİ ENDİŞESİ
Bölgedeki ülkelerin, Irak'taki şiddetin kendi sınırlarına taşmasından endişeli olduğu belirtilen raporda, "Irak'taki kaos, bu ülkelerin kendi çıkarlarını korumak için müdahale etmesine yol açabilir ve bu da büyük bir bölgesel savaşı çıkarır" denildi.
Türkiye'nin, Irak'taki Kürtler'in bağımsızlık ilan etme yoluna gitmeleri durumunda, bunu engellemek için kuzey Irak'a asker gönderebileceği, İran'ın da aynı şekilde Güney Irak'a istikrar ve petrol bölgelerinin kontrolünü almak için asker gönderebileceğine işaret edildi.
Raporda, "İran'ın bölgesel nüfuzu, bu ülkenin nükleer silah elde etme yolunda olduğu bir sırada, ani şekilde yükselebilir" uyarısında bulunuldu.
Türkiye'nin, raporda "Kuzey Irak'ta üslenen ve binlerce Türk'ü öldüren terörist bir grup" olduğu belirtilen terör örgütü PKK'nın faaliyetlerinden derin endişe duyduğu ve ABD ile Irak'ın, PKK'yı daha etkili bir biçimde hedef almadığı için rahatsız olduğu kaydedildi. Bu çerçevede Türkler'in, gerekirse terör örgütü PKK ile kendisinin başa çıkacağı "tehdidinde" bulunduğu ve Irak sınırında bu çerçevede bir çok kez hareketlilik gösterdiği ifade edildi.
Raporda Türkiye'nin, bağımsız bir Kürt devletine veya Irak içinde çok geniş özerk haklarla donatılmış bir "Kürdistan'a", kendi ulusal güvenlik çıkarları çerçevesinde karşı çıktığı belirtildi. Türkiye'nin, Kerkük'ün Kürt bölgesi içinde kalmaması için kendi nüfuzunu kullandığı ve Türkmenler'e destek verdiği ifadesi kullanılan raporda, diğer taraftan da Türk şirketlerinin kuzey Irak'ta, Iraklı Kürtler'in bölgesinde yatırımlar yaptığı, Türk ve Iraklı Kürt liderlerin, siyasi, güvenlik ve ekonomik konularda yapıcı işbirliği arayışına girdiği kaydedildi.
Irak Çalışma Grubunun raporunda, "Irak'ın sınırında büyük bir Sünni Müslüman ülke olarak Türkiye, Irak'taki ulusal uzlaşma sürecini destekleyen bir partner olabilir" denildi ve Türkiye'nin, Irak'taki Kürt bölgesinin, birleşik Irak'ın bir parçası olması ve terör örgütü PKK'ya Irak'ta barınak sağlanmaması çıkarları çerçevesinde de yardımcı olabileceği ifade edildi.
Öte yandan, Irak Çalışma Grubu'nun danışmalarda bulunduğu isimler arasında, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy'un da yer aldığı görüldü.