Iraklı Bilim Adamlarının Tasfiyesi Sürüyor
ABD’nin 2003 yılında Irak’a saldırması ve işgalinin en önemli hedeflerinden birinin de Iraklı nükleer bilim adamlarının ve keza bilimsel ihtisaslara sahip üniversite hocalarının tasfiyesi olduğu sır değil
Buradaki tasfiye bu akılların öldürülmesi, suikast düzenlenmesi veya ABD’ye göçmeye zorlayıp ABD nükleer tesislerine alınması anlamına gelmektedir. Bu durum geçen ay sonlarında yayınlanan ve Bush’a sunulan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın son raporunda yüzsüzce dile getiriliyor. ABD Dışişleri, Amerikalı ve Amerikalı olmayan katillerden oluşan güvenlik organları suçlularının, bu bilim adamlarının ve hocaların tasfiyesinde büyük rolleri olduğunu su yüzüne çıkarıyor.
İSRAİL KOMANDOLARI VE MOSSAD’IN ROLÜ
Daha da önemlisi, rapor, işgalin ilk gününden yani dört yıldır Irak’a konuşlanmış İsrail ordusundaki komando birlikleriyle destekli İsrail istihbarat organı MOSSAD’ın bu konuda oldukça önemli rolü olduğunu itiraf etti. Rapora göre Mossad ajanları ve İsrail komandoları, işgalci Amerikalıların gözü önünde bu suç misyonunu sürdürüyorlar.
Zira Amerikalıların ve İsraillilerin çıkarı, Irak’ın bilimsel kalkınmasını yeniden inşa etmemesi için bu bilim adamlarından bedeli ne olursa olsun kurtulmakta yatmaktadır.
EBU GUREYB’TE İŞKENCE GÖRÜYORLAR
Bazı Irak gazeteleri ABD işgalinden hemen sonra bu suçlara erken zamanda işaret ettiler ve o sırada tasfiye edilen bin bilim adamı ve üniversite hocasının yanı sıra 2004’de öldürülen 350’sinin isimlerini yayınladılar.
Buna rağmen binlerle sayılan bu bilim adamları, çok azı hariç ABD’ye göçmeyi reddettiler ve ya Irak içinde gizlendiler ya da dışarıya kaçtılar.
Bunların dışında işgal güçleri ve MOSSAD ajanları tarafından bazı Iraklı bilim adamları tutuklandı ve Ebu Gureyb cezaevine konuldu. Bilim adamları hâlâ en iğrenç işkence ve aşağılanma türlerine maruz kalıyorlar.
DÜNYA SOYKIRIMI SEYREDİYOR
İşin ilginç yanı öldürme, soykırım ve suç eylemlerinin dünyanın, Birleşmiş Milletler ve uluslararası insani örgütlerin gözü kulağı önünde gündüz vakti yapılıyor olması. Hiçbiri bu emperyalist faşistleri ve suçlu Siyonistleri ifşa etmeye cesaret edemiyor.
İSLAM ÜMMETİNİN CESARETİ YOK
Daha da ilginci Arap ve İslâm ümmetinin, bu katliamları ve suçları seyretmekle yetinmesi, bu bilim adamlarına kapılarını açma, kurumları içine alma, hatta onları ölümden kurtarma, bütün uluslararası örfleri ve yasaları aşan ABD işgalinin uygulamalarını ortaya dökme cesaretine sahip olmaması.
İran’da yayımlanan El Vifak gazetesi, 9 Ocak 2008, Arapçadan çeviri: Halil Çelik / Vakit