İran İslâm Devrimi 31 yaşında
Amerikaya karşı yapılan İslam Devrimi ile zalimliği ve işbirlikçiliği ile bilinen Şah Rıza Pehlevi devrilmiş ve İmam Humeyni Cumhurbaşkanı olmuştu...
Pehlevi rejimine karşı İran'ın Kum ve Tahran başta olmak üzere diğer bazı şehirlerinde bağımsızlık için mücadele eden halk kıyamları vahşi ve kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışılmıştı.
Şah'ın yaptığı zulümlere duyulan öfke, rejime karşı isyanları ateşledi. İran'ın bütün zenginliklerini ve petrolünü küresel güçlere peşkeş çeken Şah Rıza Pehlevi, özellikle ABD'ye tam teslimiyetçi politikaları ile biliniyordu.
Emperyalizme, sömürgeciliğe ve büyük bir kan imparatorluğu kuran Amerika'ya karşı İran'da yapılan İslam Devrimi 31 yaşına girdi. 1979 Şubat'ında Şah'ı deviren İran halkı, dünya literatürüne yeni bir siyaset anlayışı getirdi. İran toplumunu baştan sona değiştiren İran İslam Devrimi 20. yüzyılın en önemli dönüm noktalarından birisi oldu.
ŞAH, İRAN'I BATILILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞTİ
Devrim öncesinde İran'da Şah Rıza Pehlevi iktidardaydı. Ülke yönetimi, Şah'ın yakın akrabaları ve dostları arasında paylaşılmıştı. 1970'lerde İran'da zengin ve yoksul arasındaki uçurum büyüdü. Şah'ın yaptığı zulümlere duyulan öfke, rejime karşı isyanları ateşledi. İran'ın bütün zenginliklerini ve petrolünü küresel güçlere peşkeş çeken Şah Rıza Pehlevi, özellikle ABD'ye tam teslimiyetçi politikaları ile biliniyordu. Bunun üzerine Ayetullah Humeyni, ülke içindeki Batı nüfuzuna, Şah'ın politikalarına açıkça karşı çıktı ve İslam'ın devlet politikası olması gerektiğini belirtti. 1960'larda sürgüne gönderilen Humeyni önce Türkiye'de, sonra Irak'ta kaldı. 1978'de Saddam Hüseyin, Humeyni'yi Irak'tan kovunca bu defa Fransa'ya geçti. Humeyni devrimden önce uzun bir süre Paris'te kaldı. 1 Şubat 1979'da İran'a milyonların katıldığı bir karşılamayla dönen Humeyni, 31 yıl önce İran İslam Devrimi'ni ilan etti.
"BU, DEVRİMCİ İRANLILARIN SESİDİR"
İran İslam Devrimi'nin gelişinde, rantiyeci devlet modelinin petrol krizleri sonucunda çökmesi etkili oldu. Rıza Şah'ın İran'ın ihtiyaçlarıyla örtüşmeyen tarım politikaları kırsaldan Tahran'a göçü hızlandırdı ve büyük kentlerde İslam'a yönelen bir alt sınıf oluşmasına neden oldu. 1970'lerin sonuna yaklaşıldığında, Şah Rıza Pehlevi'nin rejimine karşı tüm İran'da geniş kapsamlı şiddet eylemleri düzenlendi. İstikrarsızlık, genel grevi beraberinde getirdi. Baskılara direnemeyen Şah Rıza Pehlevi, Ocak 1979'da İran'dan kaçtı. Şah'ın kaçmadan önce yaptığı son iş ise, kendi yokluğunda ülkeyi yönetmesi için Başbakan Şahpur Bahtiyar'ı hükümdarlığın başına getirmek oldu. Başbakan Bahtiyar, Şah rejimine karşı her geçen gün artan muhalefeti ortadan kaldırmaya çalıştı ve Ayetullah Humeyni'nin yeni hükümet kurmasına izin vermedi. 1 Şubat 1979'da Ayetullah Humeyni büyük sevgi gösterileri eşliğinde sürgünden döndü. 11 Şubat'ta tanklar Tahran sokaklarında boy gösterdi. Halk, Tahran'daki ana radyo istasyonunu ele geçirdi ve "Bu, devrimci İranlılar'ın sesidir" şeklindeki anons ile İran İslam Devrimi başladı.
DEVRİM'E GİDEN YOL
Haziran 1963'te başlatılan diktatörlük karşıtı ve antiemperyalist halk kıyamı vahşi ve kanlı bir şekilde bastırıldı. İmam Humeyni'yi Türkiye'ye ve daha sonra Irak'a sürgün eden şahlık rejimi, bu olaydan sonra istediği biçimde İran'da güvenlik ve istikrarı sağlayacağını ve Amerika'nın İran'daki yıkıcı müdahalelerine zemin hazırlayacağını düşünüyordu. 1978 yılında Humeyni'yi karalamaya çalışan bir makalenin Tahran gazetelerinden birinde yayınlanması üzerine olaylar başladı. Hızla artan olaylar ve kıyam sonucunda 11 Şubat 1979 yılında Şah devrildi ve İran İslam İnkılâbı oldu.
31 YILDA İRAN'IN BAŞINA GELMEYEN KALMADI
İran İslam İnkılâbı karşısında büyük bir şok yaşayan Batılılar, 31 yıl boyunca her fırsatta İran'a saldırdılar. Önce İran'da bir iç savaşın çıkmasını sağlayan Batılılar, destekledikleri güçlerin İran halkınca desteklenmemesi üzerine bu defa Irak'taki Baas rejimini İran'a doğru kışkırttılar. 8 yıl süren bu savaş İran devriminin hemen akabinde olmasına rağmen İran tarafından zaferle sonuçlandırıldı. Bunun üzerine İran milletine karşı siyasi ve ekonomik ambargolar uygulandı. Amerika ve Avrupalı müttefikleri İran İslam Cumhuriyeti'ne ve milletine karşı fitne ve komplolar düzenlediler. Her şeye rağmen İran İslam Cumhuriyeti ise bölgesel ve uluslararası alanda büyük ve etkin bir konuma sahip oldu.
YORUM HABER:DESTANSI BİR DİRENİŞ: KEFEN DEVRİMİ
1979 İslam Devrimi'nden önce İran'da halk sokaklara dökülür. İmam Humeyni emir verir, Aşure günü halk sokaklara esaslı bir şekilde ve en gür sedaları ile bir daha dökülecek, tepkisini, tavrını ortaya koyacaktır. Şah ise orduya emir verir. Sokağa çıkma yasağı ilan edilir, uymayanların isyancı kabul edileceği, öldürüleceği duyurulur. Şah, "ölmek isteyen dışarı çıksın" der. Aşure günü gelir ve İran sokakları dehşet bir tablo ile karşılaşır. Halk kefenlerini giymiş ve sokaklara inmiştir. Yani Şah'a ve silahlara meydan okumuştur. Ve bu kefen devrimi İslam devriminin yolunu açar. Devrim olur, Şah devrilir.
İŞBİRLİKÇİ VE ZALİM BİR ADAM: ŞAH RIZÂ PEHLEVÎ
İsviçre'de öğrenim gören Şah Rıza Pehlevi, İngiltere ve Sovyetler Birliği'nin İran'ı işgal etmesi üzerine tahtı bırakmak zorunda kalan babasının yerine 16 Eylül 1941'de tahta geçti. Tahta geçer geçmez işgalcilerle anlaştı ve bu defa İngiltere'nin desteği ile Almanya'ya karşı savaş açtı. Savaş sonrasında ülkenin petrol yataklarını yabancı şirketlere peşkeş çekti. 1951'de vazifeye başlayan Başbakan Musaddık'la bir süre sonra anlaşamadı ve ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Bir süre sonra ABD ile yaptığı işbirliği neticesinde ülkeye dönerek yeniden iktidarı ele geçirdi. Musaddık'ın başlattığı millîleştirme politikasına son vererek Batıyla ekonomik ve siyâsî işbirliğini arttırmaya gayret etti. Batı ülkeleri ve özellikle ABD tarafından desteklendi. Rejime karşı her türlü muhâlefeti acımasızca bastırdı. Büyük zulümler yaptı. 1971'de Pers İmparatorluğu'nun 2500. yıldönümünü kutlamak üzere gösterişli bir tören düzenledi. Şehinşah (Kralların Kralı) ve Sayeh-eh-Khodah (Allah'ın Yeryüzündeki Gölgesi) gibi imparatorluk unvanları aldı. Halkın işbirlikçi ve zulümlerle dolu sistemini devirdiği Şah, 16 Ocak 1979'da İran'dan kaçtı. Bir müddet Mısır, Fas, Bahamalar ve Meksika'da kaldı. 22 Ekim 1979'da ABD'ye gitti. İran'daki bazı gruplar Tahran'daki ABD Büyükelçiliğini basarak 50'den fazla ABD'liyi rehin aldılar. Rehinelere karşılık Şah'ın İran'a geri verilmesini istediler. ABD, bu isteklerini kabul etmediyse de, Şah, ABD'den ayrılarak Panama'ya gitti. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın dâveti üzerine Mısır'a gitti ve 27 Temmuz 1980'de Kâhire'de öldü.
vakit