İran'da Kerrubi saldırıya uğradı

İran'da Kerrubi saldırıya uğradı

İran'da yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinin sonuçlarını tanımadığını ilan eden eski meclis başkanlarından Hüccetülislam Mehdi Kerrubi'nin, dün başkent Tahran'da cuma namazına giderken sivil giyimli milislerin saldırısına uğradığı bildirildi.

Görgü tanıkları saldırıyı doğrularken, Kerrubi'nin oğlu Hüseyin Kerrubi, saldırının ayrıntılarını, babasının lideri olduğu İtimad-ı Milli Partisinin haber sitesi Saham News'e anlattı.

Hüseyin Kerrubi, "Babam cuma namazına gitmek için Tahran Üniversitesinin önünde arabasından indiğinde, üniversite kapısında duran sivil giyimli bir grup kişi kendisine saldırarak vurdu ve küfürler etti. Araya giren korumaları kendisini üniversiteye soktu. Ancak bu arada sarığı başından düştü" dedi.

Bu kişilerin güvenlik kuvvetlerinin gözleri önünde bu saldırıyı yaptığını belirten Hüseyin Kerrubi, saldırıya rağmen babasının cuma namazına katıldığını kaydetti.

Kendisi de son cumhurbaşkanı seçimlerinde aday olan Kerrubi, seçimlere hile karıştırıldığını ileri sürmüş ve seçim sonuçlarını tanımadığını açıklamıştı. 

IRNA'nın haberine göre ise, saldırıyı doğrulayan Tahran Valisi Murtaza Temeddün, saldırıyı "şüphe uyandırıcı bir olay" olarak nitelendirdi.

GÖSTERİ VE ÇATIŞMALAR

Bu arada cuma namazı öncesi seçim sonuçlarını protesto eden yüzlerce gösterici ile polis ve sivil milis gücü Besicler arasında çatışmalar çıktığı, Besiclerin ve polisin kalabalığı dağıtmak için gözyaşartıcı bomba kullandığı bildirildi. Göstericilerden onlarcasının da gözaltına alındığı bildirildi.

Gözaltına alınanlar arasında, tanınmış kadın hakları savunucularından bayan Şadi Sadr'ın da bulunduğu belirtildi.

Namazdan sonra cemaatin bir bölümünün de göstericilere katılmasıyla birlikte, göstericilerin sayısı binleri buldu.

Görgü tanıkları, Tahran Üniversitesinin bulunduğu İnkılap Caddesine paralel Keşaverz (Çiftçi) Caddesinde binlerce Musevi taraftarının polisle çatıştığını söyledi. Yüzlerce yeşil poster taşıyan göstericilerin, "Ahmedinejad istifa" sloganları attığı bildirildi.

Devlet televizyonu da polisin, "Diktatöre ölüm" ve "Musevi, seni destekliyoruz" sloganları atan göstericilere karşı gözyaşartıcı bomba kullanmasının görüntülerini yayımladı.

Seçimlerden sonra Rafsancani'nin kıldıracağı ilk cuma namazını gövde gösterisine çevirmeyi hedefleyen muhalefet, daha öncekilerin aksine bu namaza geniş biçimde katıldı.

Seçimlerin en güçlü reformcu adayı Mir Hüseyin Musevi de namaza katılanlar arasındaydı. Namaza katılanlardan çok sayıda kişinin, Musevi'nin kampanya rengi olan yeşil kol ya da baş bantları taktığı görüldü.

Reformcu adaylar Musevi ve Kerrubi, seçimlerden sonra ilk kez Tahran Üniversitesinde kılınan cuma namazına katıldı. İki lider, büyük protestolardan sonra dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in kıldırdığı cuma namazına katılmamıştı.

HUTBEDE SLOGAN YARIŞI

Haşimi Rafsancani'nin kıldırdığı namaz öncesi verdiği hutbe sırasında da slogan yarışı başladı.

Seçim tartışmalarının din adamlarını böldüğünü belirterek, "kriz" uyarısında bulunan Rafsancani'nin konuşması, namaza katılan reform yanlılarının "Azadi, azadi" (özgürlük) sloganlarıyla kesildi.

Hz. Muhammed'in "kendi insanlarının haklarına nasıl saygı gösterdiğini" anlatırken gözlerinden yaşlar akan Rafsancani, İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ayetullah Humeyni'nin "ülkede en önemli şeyin halkın oyu olduğunu bildiğini" ve halkın oyunun İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasında kutsal bir yere sahip olması konusunda ısrar ettiğini söyledi.

Cuma namazına katılanların bazıları maruz kaldıkları gözyaşartıcı gazın etkisiyle sürekli gözlerini silerken, bazı muhafazakar gruplarla reformcular arasında slogan yarışı oldu.

Muhafazakarların geleneksel "Amerika'ya ölüm" sloganlarına karşı, cemaatin büyük bölümünün "Rusya'ya ölüm" ve "Çin'e ölüm" sloganları atması; Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın uluslararası alandaki en büyük destekçileri olarak görülen Rusya ve Çin'in sloganlarla kınanması dikkat çekti.

Bu arada Ahmedinejad, Çin'i Sincan Uygur Özerk Bölgesinde Uygurlara yönelik saldırılar karşısında sessiz kalmakla eleştirilirken, Rafsancani'nin de hutbesinde Çin'i sert bir dille eleştirmesi dikkat çekti.

Rafsancani, seçimlerden sonra din adamları arasındaki bölünmeden de açıkça bahsetti. Tartışmalı seçimlerden sonra, önden gelen Ayetullahlar ya da Büyük Ayetullahların (Merce-i Taklid) bazılarının açıkça hükümeti eleştirdiği ya da Ahmedinejad'ı desteklediklerini açıklamaktan kaçındığı dikkat çekmişti.

"Merce-i Taklidler daima halkı desteklemiş ve halka hizmet etmişlerdir. Niçin bazıları onlara hakaret ediyor" diye soran Rafsancani, "Onları yanımızda tutmamız gerekiyor. Onları desteklememiz ve onlara güvenmemiz gerekir" dedi.