İşgal Afganistan'a Ortaçağ'ı yaşatıyor

İşgal Afganistan'a Ortaçağ'ı yaşatıyor

2 günde bir 4 saat elektrik verilen başkent Kabil, günde ise sadece 1 saat su alabiliyor.

2001 Amerikan işgalinden bu yana "savaş ve barış", "direniş ve kalkınma", "istila ve özgürlüğün" çarpıştığı iki parça olmuş bir ülke. 2 günde bir 4 saat elektrik verilen başkent Kabil, günde ise sadece 1 saat su alabiliyor. Halkın üçte ikisinin günlük geliri 2 dolara tekabül ederken, işsizlik ise resmi rakamlara göre yüzde 40. Kuzey ile güneyin en büyük farkı ise güvenlik.

2001 yılındaki Amerikan işgalinin ardından Afganistan yeniden var olma mücadelesi veriyor. 21 yıllık savaş yorgunu halk, bir yandan ayağa kalkmaya çalışırken, diğer yandan yabancı devletlerin çıkarları yüzünden geri kalmışlık çemberini kıramıyor. Yabancı ülke askerlerinin işgali altındaki sokaklarda hem Afgan askeriyle polisini hem de Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) komutasındaki ülke askerlerini görmek mümkün.
İKİ PARÇA OLAN ÜLKE

Afganistan'da aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 41 ülkenin askeri var. Yabancı güçler, özellikle kuzey bölgelerinde güvenliğin garantisi gibi dururken, güneyde işgalin adı okunuyor. Ülke "savaş ve barış", "direniş ve kalkınma", "istila ve özgürlük" kavramlarıyla coğrafi olarak kuzey ve güney şeklinde tam ortadan ikiye bölünmüş. Kuzeyde güvenliği ordu ve yerel aşiretlerin sağladığı, kalkınmaya açık, güvenlik kaygısının yatırımlarda fazla caydırıcı olmadığı bir hava hakim. Buna karşın güneyde ise Amerikan işgali ve yeniden var olmaya çalışan Taliban.

KUZEY İTTİFAKI YÖNETİYOR

Amerikan işgalinden bu yana ülke yönetiminde Hamid Karzai ve ekibinin geldiği Kuzey İttifakı'nı oluşturan gruplar etkili. İşgali hazırlayan Zalmay Halilzad'ın tavsiyesiyle göreve getirilen ve

bağımsız gözlemcilerden geçer not alamayan

seçimlerle işbaşı yapan Karzai yönetiyor Afganistan'ı. Onu en çok meşgul eden ise giderek büyüyen bir Taliban tehlikesi.

AŞİRETLER HÂLÂ ETKİLİ

Ülkenin adı İslamic Republic of Afghanistan, yani Afganistan İslam Cumhuriyeti. Ancak "Bu sıfatı hak edecek hangi uygulama var?" derseniz cevap alamazsınız. Yeterli eğitimin verilemediği ülkede "cehalet" en yaygın kavram. Köylerde, bazı kentlerde hâlâ kabileler, aşiretler etkili. Feodal yapı, siyasette de ticarette de hala çok güçlü. Devlet Başkanı Hamid Karzai de bu desteği alabilmek için sık sık aşiret liderleriyle görüşerek onlara hükümette çeşitli imtiyazlar veriyor.

GÜNLÜK GELİR 2 DOLARIN ALTINDA

29 milyon nüfuslu ülke, Güney Asya Bölgesel Kalkınma Birliği ve İslam Konferansı Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlara üye. En yakın ve en kadim komşusu Pakistan. Dünyanın en yoksul ve en yavaş gelişen ülkelerinden olan Afganistan'a yardım için her yıl toplantılar düzenleniyor; ama vaat edilen yardımlar bir türlü tam olarak ulaştırılmıyor. Halkın üçte ikisi günlük 2 doların altında bir gelirle yaşıyor.

İŞSİZLİK YÜZDE 40 ORANINDA

1979'da başlayan işgal süreci ve ardından gelen 3 yıllık kuraklık tüm düzeni altüst etmiş. İşsizlik oranı resmi rakamlara göre yüzde 40, gayrı resmi rakamlar bundan çok daha fazla. Ülkede fabrika üretimi neredeyse yok. Kabil'de terlik ve battaniye, Cebeli Sirac'da kumaş ve Puli Humri'de de bir çimento fabrikası var. Afghan Ariana Hava Yolları- 1955 yılında kurulmuş Büyük Orta ve Küçük olmak üzere 21uçağı var bunların büyük bir kısmı kiralık. Kam Air ve Pamir Airways adlı iki şirket daha çok domestik uçuşlar yapıyor. Demiryolu da son derece kısıtlı. Herat ile Meşhed ve Kandahar ile Kuetta arasında yürütülen demiryolu projeleri henüz tamamlanamamış. Medyanın hızla geliştiği Afganistan'da ayrıca 400'e yakın yazılı medya organı, 16 televizyon ve 60 radyo bulunuyor.


Semayı saran jeneratör sesleri

Ülkede yoksulluk had safhada. Savaş nedeniyle altyapı tamamen hasar görmüş. Su şebekeleri henüz onarılamamış. Başkent Kabil'de bile su sıkıntısı dayanılmaz boyutlarda. 5 milyonluk kente günde sadece 1 saat su verilebiliyor. Halk ellerindeki bidonları doldurarak gün boyu su ihtiyacını karşılıyor. Diğer kentlerde ise su kuyuları ve tulumbaları var. Bazı kırsal bölgelerde su kuyuları da olmadığı için halk, çamur renginde akan derelerden aldıkları suyu kaynatıp içiyor. Çamaşırlar için ise bekletilen su kullanılıyor. Ülkenin neredeyse tamamı elektrik sıkıntısı çekiyor. Birçok kentte elektrik hiç yok, başkent Kabil'e bile 2 günde bir 4 saat elektrik veriliyor. Yani bir gün var, bir gün yok. Durumu iyi olanlar geri kalan zamanlarda mazotla çalışan jeneratörlerle elektrik elde ediyor. Hava karardı mı Kabil semalarını jeneratör sesleri sarıyor. Gece saatler 23.00'ü gösterdiğinde ise sessizlik hakim. Yeni anlaşmalar gereği, bu yılın sonlarında Özbekistan'dan elektrik alınacak. Şu an toplam 3 elektrik santrali var. Surubi'deki santral Kabil'e, Nağlu'daki santral Celalabad'a ve Pulihumri de kendisine ve bölge ilçelere elektrik sağlıyor. Kanalizasyon sistemi Kabil'de dahi yok. Bunun yerine geceleri boşaltılan foseptik kuyuları var.


Taliban gittikçe güçleniyor

Kabil'deki ana merkezinde ziyaret ettiğimiz eski Cumhurbaşkanı Burhaneddin Rabbani, ülkede yeniden birliği kurmak için tüm partilerle görüştüğünü söylüyor. Rabbani'ye göre, Taliban savaş sonrası yeniden toparlanarak 80 ilçede kontrolü elinde tuttu. Karzai gibi Peştun asıllı olan Taliban, güneyde halkın desteğini alırken, kuzeyde ise bir o kadar nefret edilen bir örgüt. Kuzey Tacikler, Özbekler, Türkmenler gibi Peştun olmayan ırklardan oluşuyor