Kuzey muhabiri Yair Kraus, İsrail gazetesi "Yedioth Ahronoth"a yaptığı açıklamada, "Metula" yerleşimcilerinin dün Çarşamba günü Yüksek Mahkemeye bir dilekçe sunduğunu ve yerleşim yerinin geri dönüş kararından muaf tutulması talebini acilen görüşmek üzere şartlı bir emir çıkarılmasını istediklerini belirtti.

Kraus, yerleşim yeri konseyinin başkanı David Azulay'ın sunduğu dilekçede, hükümetin yerleşim yerini karardan muaf tutmama kararının "kesinlikle mantıksız bir sonuca" yol açtığını vurguladığını aktardı. Azulay, "Metula sakinleri her şeyi bırakmak zorunda kalacak: mevcut ikametgahlarını, mevcut iş yerlerini, mevcut eğitim ve öğretim yerlerini ve derhal Metula'ya dönmek zorunda kalacaklar. Ancak evlerin %70'i hasarlı ve Metula hiçbir şekilde onları barındırmaya hazır değil. Ayrıca bölgede hala ciddi güvenlik riskleri bulunuyor" dedi.

Gazeteye göre, yerleşimciler, hükümetin birçok evin ve kamu altyapısının yıkıldığı bir ortamda onları geri gönderme kararını kınadılar. Hatta Yüksek Mahkeme yargıçlarından, uygulama durumunu incelemek ve hükümet kararının mantıksız olduğunu ve Metula'nın şu anda yaşamaya uygun olmadığını tartışmak üzere bölgeye gelmelerini istediler.

Kraus, savaş sırasında Metula'ya 2200'den fazla roket, havan ve füze atıldığını belirtti. Dilekçede, yerel konsey, sakinlerin çoğunun çatısız kaldığı ve korunaklı bir oda ile güçlendirmenin bulunmadığı zor bir gerçeği ortaya koydu.

Ayrıca, yerleşim yerinin birçok bölgesinin savaş sırasında tahrip olduğu, eğitim kurumlarının öğrencileri kabul etmeye hazır olmadığı ve sağlık kurumlarının da kapalı olduğu belirtildi.

Kraus, "Bu nedenle, Metula'nın mevcut durumunun ticari faaliyetlere ve turizme (Metula'daki tüm oteller ve onlarca misafirhane hasar gördü), tarıma, toplumsal yaşama, refaha, sağlığa ve diğer faaliyetlere izin vermediği yazıldı" dedi.

"İsrail Hayom" gazetesi, İsrail hükümetinin kuzey yerleşimcilerini yerleşim yerlerine geri döndürme konusunda gerçek bir ikilemle karşı karşıya olduğunu kabul etti. Gazete, sorunlarının güvenlik hissinin olmamasından kaynaklandığını, çünkü bilinçlerinin "savaşın acı anılarıyla hala yaralı olduğunu" ve tarihin tekrar etmesinden korktuklarını belirtti.

Gazeteye göre, "kuzey yerleşimcileri", güvenlik ikileminin yanı sıra, yerleşim yerlerinin uğradığı hasar ve yıkım, ekonomik ve sosyal zorluklar, özellikle de "negatif göç" ve "eğitim süreci" nedeniyle hayatın normale dönmesini engelleyen temel bir sorun yaşıyor.