'İslam Saldırıya Uğruyor'

'İslam Saldırıya Uğruyor'

İhsanoğlu, BM Genel Kurulunda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada İslam dininin kötülendiğini, saldırıya uğradığını Müslümanların zulüm ve ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi.

İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Birleşmiş Milletler'in (BM) Batı ile İslam dünyası arasındaki gerginliğin giderilmesinde daha aktif rol almasını istediklerini, çünkü bu gerginliğin dünyadaki barış ve güvenliği tehdit ettiğini söyledi.
İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, BM'de İKT dışişleri bakanlarının katıldığı koordinasyon toplantısında karikatür krizini, İslam korku ve dinler arası diyalog konusunun ele alındığını belirtti. Eklemeddin İhsanoğlu, ifade ve basın özgürlüğünün hiçbir şekilde başkalarının inanç özgürlüğünü ihlal edici ve hakarete varan bir şekilde kullanılmaması gereğinin altını çizdi.

İKT'nin özellikle bu konuda son derece hassas olduğunu belirten İhsanoğlu, İKT'nin İslamiyet'in kötülenmesi ve Hz. Muhammed'e karşı kendisini karikatür krizinde gösteren küstahça tutum karşısında son derececiddi bir pozisyon sergilediğini belirtti.

İhsanoğlu, 2 yıl önce Danimarka'da, birkaç ay önce de İsveç'te yayınlanan karikatürlerin İKT ülkeleri açısından büyük hassasiyet ve endişe yarattığını vurgulayarak, bu kapsamda BM'nin daha aktif rol almasını ve Batılar'ın bu konuda daha dikkatli davranmasını istediklerini söyledi.

Ekmeleddin İhsanoğlu, BM Genel Kurulunda düzenlenen “Dinlerarası ve Kültürlerarası Barış için İşbirliği Üst Düzey Diyalog” toplantısında başta Amerikalı yetkililer olmak üzere pek çok ülke temsilcisinin İKT'nin hoşgörü ve barış yönünde yürüttüğü faaliyetleri takdir ettiğini vurguladı.

İhsanoğlu, KKTC üzerine konan haksız, gayri-insani ambargonun kalkması konusunda İKT çerçevesinde İslam ülkelerinin bazı adımlar attığını belirtti.

KKTC hükümetinin birçok İslam ülkesinde temsilcilikler açmaya başladığını hatırlatan İhsanoğlu, KKTC'nin bu ülkelerle ticaret yapmaya başladığını, Suriye ile feribot seferlerinin başladığını, bazı ülkelerlevize konusunda önemli gelişmeler olduğunu anımsattı.


İhsanoğlu, İKT'nin Irak konusunda önemli çalışmaları olduğunu belirterek, İKT'nin bu faaliyetleri hem Irak'ta hem Irak'ın komşuları hem de uluslararası seviyede sürdürdüğünü söyledi. Ekmeleddin İhsanoğlu, bu kapsamda Irak'ta Sünni ve Şiilerin en üst düzeydeki dini liderlerini Ekim 2006'da Mekke'de bir araya getirdiklerini, dini liderlerin “İslamiyette ve İslamiyetin hiçbir mezhebinde, adam kaçırmanın, adam öldürmenin kesinlikle kabul edilmez olduğunu, bu tür feci olayların İslamiyet tarafından yasaklandığını ve bu tür suçları işleyenlerin günahkar olduklarını” açıklayan son derece kuvvetli bir belgeyi kabul ettiklerini ve bu bildirinin son derece olumlu etkisinin olduğunu belirtti.

İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, Irak sorunun çözümü yolunda İKT'nin komşu ülkelerle ve uluslararası alanda da işbirliği faaliyetlerine devam ettiğini ifade etti.

“İSLAM DİNİNE SALDIRILIYOR, MÜSLÜMANLAR AYRIMCILIĞA MARUZ KALIYOR”

İhsanoğlu, BM Genel Kurulunda düzenlenen “Dinlerarası ve Kültürlerarası Barış için İşbirliği Üst Düzey Diyalog” toplantısında yaptığı konuşmada ise İslam dininin kötülendiğini, saldırıya uğradığını Müslümanların zulüm ve ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi.

İKT Genel Sekreteri, Avrupa'da İslam korkusunun yükselişte olduğunu ve artık dünyada “İslam'a duyulan nefrete dayanan yeni bir ayrımcılık” oluştuğunu kaydeden pek çok Batı kurumu olduğuna dikkat çekti. “Sanırım herkes Müslüman dünyası ile Batı arasında siyasi, kültürel ve dini faktörlerden kaynaklanan gergin ilişkinin dünyada barış ve güvenliğe büyük tehdit oluşturduğu konusunda hemfikir” diyen İhsanoğlu, bu gergin ilişkinin temelinde İslamiyet ile Hristiyanlık arasındaki ilişki olduğunu söyledi.

Bu iki dinin arasında tarihsel açıdan bir uzlaşmanın şart olduğunu belirten İhsanoğlu, Hristiyanlık ile Musevilik arasında oluşturulmaya çalışılan bu uzlaşmanın Hristiyanlık ile İslam dini arasında da yaşanması gerektiğini dile getirdi.

İhsanoğlu, konuşmasında Medeniyetler İttifakı girişime tam destek verdiklerini ve dinler arası diyaloğun amacının dinlerin birbirlerine karşı daha hassas, anlayışlı, takdir edici ve yerel, uluslararası herdüzeyde herkesi içerecek şekilde olmasını sağlamakla mümkün olabileceğini dile getirdi.