İslam"a karşı eski önyargılara geçit vermemeliyiz / Karen Armstrong

İslam"a karşı eski önyargılara geçit vermemeliyiz / Karen Armstrong

Bizim İslam korkumuz Haçlılar dönemine kadar uzanıyor ve kronik anti-semitizmimizle birbirine dolanıyor.

Onikinci yüzyılda Cluny Başrahibi Peter Venerable, İslam dünyası ile bir diyalog girişimi başlattı. "Zorla Değil, Mantıkla, Öfkeyle Değil Sevgiyle" isimli kitabını okuduklarını varsaydığı Müslümanlara "Size silahla değil, kelimeyle yaklaşıyorum." diye yazdı.


Ancak, Peter de Muhammed"in gerçek bir peygamber olmadığına inanıyor, "O bir peygamberse ben eşekten kötüyüm." diyordu. Geçen hafta, Papa 16. Benedict, 14. yüzyıl Bizans İmparatoru İkinci Manuel"in Muhammed ve İslam konusundaki sözlerini alıntıladığında, Vatikan, Müslüman dünyasının öfkesi karşısında şaşırmış görünüyordu. Vatikan, Papa"nın "İslam"a ve diğer dinlere, kültürlere karşı saygı ve diyalog geliştirme çabasında" olduğunu açıklıyordu. Ancak, Papa"nın iyi niyeti netlikten çok uzak. Çünkü, İslam"a karşı düşmanlık ve kin öylesine yaygın ve Batı kültürüne öylesine yerleşmiş ki, kanlı bıçaklı olan insanları bile bu ortak noktada birleştiriyor. Ne, saldırganca Peygamber Muhammed"in karikatürlerini çizen Danimarkalı karikatürist ne de Muhammed"e pedofil ve terörist diye hakaret eden Hıristiyan fundamentalistler Papa ile ortak bir gaye güdüyordu; ancak söz konusu olan İslam oldu mu, hemen tam bir uzlaşıya varıyorlar.

Bizim İslam korkumuz Haçlılar dönemine kadar uzanıyor ve kronik anti-semitizmimizle birbirine dolanıyor. Ren Vadisi boyunca Yahudi toplumlarını katleden, "kutsal topraklar"a giden ilk Haçlılar, Kudüs"te 30 bin Müslüman ve Yahudi"yi kesti. İnsanın kendisini mağdur edenleri bağışlaması her zaman zordur. O zamandan beri, Yahudiler ve Müslümanlar, olmayı istemediğimiz ve korktuğumuz her şey için bize suretin aksi oldu.

O dönemde Avrupalılar tarafından yaratılan korkulu fanteziler yüzyıllar boyu sürdü ve Hıristiyan kimliği ve davranışı hakkında gömülü endişeyi yeniden su yüzüne çıkardı. Papalar, kutsal topraklara Haçlı seferi çağrısında bulunduğunda, Hıristiyanlar sıklıkla yerel Yahudi toplumlara zulmetti: Filistin"e 3 bin millik yürüyüşün sebebi güya bir Hıristiyan türbesini kurtarmak ve gerçekte İsa"yı öldüren -Haçlıların varsaydığı- kişilere ders vermekti. Yahudilerin, küçük bir çocuğu öldürüp kanını hamursuz bayramındaki ekmeğe maya olarak kullandığına inanılıyordu. Bu "kanlı iftira" Avrupa"da planlı katliamlara ilham verdi. İsa, kendisine inananlara düşmanlarını sevmesini söylemişti, onları öldürmelerini değil. İslam"ın Ortadoğu"da doğup Batı"da kılıç dini olarak tanınması sırasında bile Hıristiyan Avrupalılar Ortadoğu"daki Müslümanlara karşı vahşi kutsal savaşlar açıyordu. Bu dönemde, papalar isteksiz ruhban sınıfına bekarlığı kabul ettirmeye çalışırken Muhammed, Hıristiyan din adamları tarafından şehvet düşkünü olarak sunuluyordu ve İslam, gizlenemeyen bir hasetle kınanıyordu. O dönemde, Avrupa sosyal hayatı derin bir hiyerarşik yapıya sahipti. İslam ise kadınlara ve diğer süfli kişilere fazlasıyla değer veriyordu.

(The Guardian, 20 Eylül 2006)

dunyabulteni