İslami Tevhid, Nahda'yı Tebrik Etti

İslami Tevhid, Nahda'yı Tebrik Etti

Lübnan'daki İslami Tevhid Hareketi, yayınladığı bir mesajla, Tunus'ta siçimlerin gelibi olan NAHDA hareketini tebrik etti.

"Biz, sulta idaresine ve her türlü dışlayıcı politikalara karşı duran bir halk hareketi olarak, devrimi başarıyla gerçekleştirmiş olan bu güçlü hareket ile tam bir birliktelik tesis etme temennisi içerisindeyiz."

İslami Tevhid Hareketi, Nahda Partisi'ne, Tunus'da devrimin ardından yapılan ilk parlamento seçimlerinde kazanmış olduğu zaferden ötürü tebriklerini sundu.

İslami Tevhid Hareketi, yapmış olduğu açıklamada, kazanılan bu zaferin, halkın Nahda Partisi'ne duymuş olduğu güvenin bir göstergesi olduğunu belirtti. Hareket, halkın "yönetimlerini teslim edecek derecede duymuş olduğu bu güveni", Nahda Partisi'nin iyi değerlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Açıklamada ayrıca, El-Nahda Hareketi Lideri Doktor Raşid El-Gannuşi'nin çok değerli, dünyaca tanınan bir düşünür olduğu belirtilerek şöyle devam edildi: "Kendisi, her türlü halk hareketinin ortasında olan, deneyim sahibi bir insandır. Bu hareketin her bir ferdi de hakaret, aşağılanma, tehdit, hapis, sürgün gibi zulmün ve baskının her türlüsünün tadına bakmış, bedel ödemiştir. İşte bu nedenle, tüm bu zulümlerden en çok haberi olan gruplardan biri olarak, Nahda'nın bu baskıcı yaptırımlara engel olması gerekmektedir. Ve on yıllarca diktatörlük rejiminin altında türlü işkencelere maruz bırakılarak yaşam mücadelesi veren insanları, geçmişin tüm yansımalarından uzak tutması üzerine düşen en mühim görevlerdendir."

Ayrıca, Tunus'ta yaşanan bu başarı deneyimi, Arap devrimleri sahasında-batı müdahalesinin öncesinde- önderlik ve örneklik teşkil etmektedir. Dolayısıyla, Tunus hareketinin başarıya ulaşması, tüm Arap devrimlerinin yapıldığı topraklarda güven ortamı oluşturacak, bununla beraber, herhangi bir hezimet de aksi yönde tüm toplumları etkileyecektir(Allah korusun).

Açıklama içerisinde, tüm dışlayıcı hareketlerden uzak durulmasına, birlik ve bütünlüğü hissetmek adına diğer devrimlerdeki güç odaklarıyla irtibat içerisinde olunmasına ve en önemlisi, bu hareketin İslami bir hareket olması hasebiyle, her vasfıyla diktatörlükten uzak bir halk hareketi olması gerektiğine dair temennilerde bulunuldu:

"Tüm bu açıklamaların sonunda şunu ifade etmeliyiz ki, zulme baş kaldırışımızın ve özgürlüğümüzün yol göstericisi olan Kudüs ve Filistin, muhakkak özgürlüğüne kavuşturulmalıdır. Şu iyi bilinmelidir ki, Kudüs ve Filistin işgal altında kaldığı müddetçe tüm zaferler eksik birer zafer olarak itibar görecektir. Zira Filistin'i kurtarma çabası, sömürgeci batının Arap devrimlerine müdahale ve anlamını kaybettirme çabalarına karşı güzel bir cevap olacaktır."

velfecr