İsrail Gerçeklerden Kaçıyor
The Guardian'da başyazı olarak kaleme alınmış bir yazı...
İsrail gerçeklerden kaçıyor
Uzun vadeli sorunları ele almaya yanaşmayan İsrail, Filistin'deki gerçekliği ve bağımsız bir Filistin devletini kabul etmeye hazır görünmüyor
ABD ve İsrail haftalar boyu, görünenin aksine, Ortadoğu'da bir barış girişiminin hayata geçmekte olabileceği fikrini konuştu. Geçen hafta ABD, İran'ın artan nüfuzuna karşı, fakat aynı zamanda Arapların barış girişimine desteğini artırmak için Ortadoğu'ya 63 milyar dolarlık askeri yardımda bulunacağını ilan etti. Dün İsrail Başbakanı Olmert Filistin Devlet Başkanı Abbas'la Batı Şeria'da bir araya geldi. Olmert, İsrail ve Filistinlilerin, iki tarafın da bir Filistin devletinin kurulması yönünde hareket imkânı sağlayacak bir 'çerçeve anlaşması formüle etmek' için müzakere etmesi gerektiğini söyledi. İki liderin görüşmeleri, ABD'nin önerdiği ve Suudi Arabistan'ı da kapsayacak bölgesel zirvenin ön hazırlığı niteliğinde. Rice, bu zirvenin formaliteden daha fazlası olacağı taahhüdünde bulunmuştu.
İran'ın nükleer amaçlarıyla mücadele etmek ABD için Filistin topraklarındaki İsrail işgaline son verilmesinden daha öncelikli olabilir. Ancak iki konu da birbiriyle ayrılmaz bir biçimde bağlantılı. Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin İran'a karşı desteğini almak Filistin meselesinde adım atılmasını gerektiriyor. Filistin Yönetimi'nin karşı karşıya bulunduğu acil meselelerde (İsrail bariyerlerinin kaldırılması, Yahudi yerleşimlerinin boşaltılması, Filistinli tutukluların bırakılması, vergi gelirlerinin iade edilmesi) Batı Şeria'da çok az ilerleme sağlandı ve tecrit edilmiş Gazze'deyse hiç aşama kaydedilmedi.
Uzun vadeli sorunlar konusundaysa, (bir Filistin devletinin sınırları, mültecilerin dönüş hakkı ve Kudüs'ün statüsü) yedi yıl önce biten görüşmelerden bu yana ilerleme sağlanmadı. Olmert, ufak meselelerdeki gelişmelerin zarar göreceği gerekçesiyle 'esas sorunları' tartışmayı reddediyor. Bu, iki devletli çözüm uyarınca tasarlanan geçici sınırlara sahip bir Filistin devletiyle ilgili. İşgale son verilmesi konusunu görüşmeksizin doğrudan bu aşamaya atlamaya girişerek İsrail, Abbas'ı tehlikeli sulara sürüklüyor.
Yerel toplum Hamas'ı dışlamadı
İsrail'i kesinleşmiş sınırlar içine oturtmadan, hayati soruları cevaplamayan farazi bir devlet bir Filistin kâbusu olur. Filistin halkı Hamas'ın Gazze'yi ele geçirmesiyle ikiye bölündü. Sınırları, egemenliği ve bağımsız olarak ayakta kalabilecek bir ekonomisi bulunmadan var olmayı kabul eden bir Filistin devleti daha fazla bölünür. Abbas bunu biliyor. Ancak başkanlığına desteği artıracak somut yararlar kapmaya çalışıyor. Dün Abbas, Olmert'ten İsrail'in hâlâ elinde tuttuğu 11 bin Filistinli mahkûmdan daha fazlasını bırakmasını istedi. Hamas uluslararası toplumdan dışlanmış olabilir, ancak yerel toplumdan dışlanmış değil. Batı Şeria'daki Fetih yönetiminin karşısında durma gücünü koruyor. Batı Şeria tamamen Fetih kontrolü altında değil ve Başbakan Salam Feyyad'ın da kabul ettiği gibi Filistin güvenlik güçleri kendi alanlarında bile yasa ve düzeni sağlamakta yetersiz.
İsrail bölünmüş bir Filistin halkıyla anlaşma sağlanamayacağını kabul ettiği halde, Hamas'a bir gerçeklik olarak hitap etmektense böl-yönet politikasını seçti. İsrailler sık sık Filistinlilerin İsrail'i kabulünün gerçekliğini sorguluyor. Aynı soru İsrail'e de sorulmalı. İki devletli çözüm bir bildiriden fazlasıysa, gerçekten bağımsız bir Filistin devletini kabul edecek mi? İsrail için bunun olacağını göstermek açısından iyi bir zaman. (Başyazı, 7 Ağustos 2007)
Radikal