İsrail kendi "terörist" köklerini hatırlamalı
The Independent gazetesi yazarından Johann Hari, terörizmi yok etme palavrasıyla yola çıkıp soykırım yaptığı Filistinin yanında Lübnanda da katliama girişmesinin, kendi köklerinin terörizme dayandığı gerçeğini bir kez daha ortaya çıkardığını vurguladı
The Independent gazetesi yazarlarından Johann Hari, "terörizm"i yok etme palavrasıyla yola çıkıp soykırım yaptığı Filistin"in yanında Lübnan"da da katliama girişmesinin, kendi köklerinin terörizme dayandığı gerçeğini bir kez daha ortaya çıkardığını vurguladı. Hari, Filistinli ve Lübnanlıların, artık İsrail"in yalnızca "öldürmek"ten anladığını düşündüğünü belirterek, mücadeleye kendini adamış olan Hamas ve Hizbullah örgütlerinin asla durdurulamayacağını belirtti. Johann Hari"nin İsrail"in terörizme dayanan kökünü ele aldığı yazısını sunuyoruz:
İsrail güçleri, terörizmi ortadan kaldırmak adına binden fazla sivili öldürüp yarım milyon insanı evlerinden ederken, geçtiğimiz ay, Kudüs"te pek de farkedilmeyen küçük, ama acı bir tarihi olayın aksedilişi yaşandı.
Bir başka "terörist" örgütün eski üyeleri, İsrail güçlerinin burunlarının dibinde bir otelde 28 İngilizin de dahil olduğu 91 kişinin katledilişinin yıldönümünü kutlamak için toplandı. Sivillerin ölümüne neden olan bombaların otobüslere, pazar yerlerine ve kafelere yerleştirilmesi ile birlike bu taktiklerin Ortadoğu dans portföyüne dahil edilmesi yadedildi. Tüm bir köyün ahalisinin (251 erkek, kadın ve çocuk) biraraya getirilip vurularak öldürülmesi hatırlandı. Hatta karşı tarafın askerlerinin kaçırılarak boyunlarından asılıp öldürülene dek tutulması ile anılar canlandırıldı.
Bu "terörist" örgüt İsrail güçlerinin hava bombardımanı ile cezalandırılmış mıydı? Pek değil.
Bu grubun adı ''Irgun''"du ve üyelerin çocukları, bugünkü İsrail yapısını oluşturan Yahudi milliyetçilerdi. 1930"lar ve 40"lar boyunca tüm Filistin"de İngiliz askerlerini ve Filistinli sivilleri hedef alan bir dizi bombalama eylemi yapmıştı. Örgütün iki amacı vardı: İngiliz emeperyalizmini bölgeden atmak ve Filistinlileri İsrail"in kuruluşunu şartsız kabul etmeleri için terörize etmek.
İsrail yönetimi, terörist kökenli
Ehud Olmert, İsrail'in "terörle savaşan" Başbakanı, onları lanetleme hakkına pek sahip değil. Çünkü o, hayatının ilk üç yılını anne ve babasının, silah taşıyıcısı olarak görev yaptığı, ''Irgun'' terör eğitim kamplarından birinde geçirdi. Geniş çevrelerce geleceğin başbakanı olarak gösterilen dışişleri bakanı Tzipi Livni ''Irgun''un da, askeri operasyonlardan sorumlu olan, sivil katliam planlayıcısının kızıdır.
Lübnan"da savaş, doruk noktasına çıkarken, ''Irgun'' savaşçılarının geride kalanları King David Oteli"ni bombalama kararlarının 60."ncı yıldönümü anısına yapılan küçük bir anıtın açılışını yapıyorlardı. Olmert, Livni ve İsrail kamuoyunu geniş bir kısmı kendi aile geçmişlerindeki "terörizm"i anımsasalar, bugün Gazze ve Lübnan"daki "teröre" karşı yürüttükleri askeri operaasyonun ne denli beyhude olduğunu göreceklerdir.
Yahudiler bir devlet gereksinimi içindeydiler ve halkın bir kısmı silahlanarak (genelde çirkin taktikler kullanarak) bunun için savaştılar. Hatta bazıları etnik temizlik düşleri bile kurdu. Filistin halkı da bugün ajite olmuş ve Hamas ile Hizbullah"ın desteğini almış olarak aynı durumdadır.
Üç yaz önce Gazze kentinde serin ve boş bir dairede intihar bombacısı olmak için eğitim görmekte olan, bir dizi genç ile buluşmuştum. Bu öfkeye bulanmış genç adamlarla konuşurken söylediklerinin ne kadar tanıdık geldiğini farkederek şaşırmıştım.
Tek bildikleri şey kan akıtmak
O günlerde ''Irgun'' kumandanı olan Likud Partisi"nin ilk başbakanı Menahem Begin"in anılarını anlattığı "İsyan" adlı kitabı okuyordum. Begin, kitabında, "İsyanımızı hayata geçiren kan oldu" diyor ve devam ediyor; "Ancak, insanlığa ateş yağdırmak için Zeus"un karşısında dimdik durmaya hazır olduğunda, ateşli isyanın gerçek olur." Şimdi, İntihar bombacıları da, "Filistini kan ve ateşle kuracağız. Yahudiler yalnızca kan ve ateşten anlar" diyor.
Olmert ve Livni"nin, kendilerine ''İsrail"in bugün yürüttüğü hava bombardımanına karşılık olarak, kararlı birer terör savaşçısı (!) olan anne ve babalarının nasıl tepki göstereceklerini'' sormaları gerekir. ''Irgun'', Arap sivilleri havaya uçurmayı, İngiliz gemilerinin ve Apache helikopterlerinin saldırısı sonucu durdurmadı. Durdular çünkü dünya onlara istediklerinin bir kısmını verdi. Hepsini değil. ''Irgun'', Ürdün nehri ile Akdeniz arasındaki toprakların tamamını istiyordu ancak kendi devletleri daha küçük bir toprak parçası dahilinde kuruldu.
Hamas ve Hizbullah durdurulamaz
Hamas ve Hizbullah askeri güç ile susturulamaz. Ellerindeki füze stokları bu yıl yok edilebilir, ancak gittikçe güçlenen öfkeleri, seneye yenilerinin imal edileceğinin garantisidir. Çocuklarının beslenme imkânları Gazze"de olduğu gibi neredeyse Afrika"nın düzeylerine inmişken veya Lübnan"da olduğu gibi, ölüm oranı bire on oranında aleyhlerineyken, elleri kolları bağlı yerlerinde oturmaları beklenemez.
Onlar ancak istediklerinin bir kısmı (hepsi değil) kendilerine verilirse susacaklardır. Her iki taraf da 1967 sınırları çerçevesinde, iki devletli bir çözüm olması halinde İsrail topraklarına ateş etmeyecekleri konusunda görüş birliği içindedirler. Olmert ve Livni"nin anne ve babalarının 60 yıl önce yaptığı gibi, toprakların hepsini ve düşmanlarının etnik olarak, yok olmasını istemektedirler. Ama daha sınırlı bir anlaşma da sağlanabilir.
İsrail hükümeti, aslında, paylaşmaya mahkum oldukları bir parça toprak üzerinde, iki devlet ve iki halklı bir çözüme giden görüşmelere başlanması için henüz karar almış değildir. Onun yerine savaş kararı vermiştir. O nedenle bundan 60 yıl sonra Filistinli ve Lübnanlı savaşçılar Gazze kentinde ve Beyrut"ta gururla toplanarak bu hafta İsrail ile çatışırken, öldüren ve ölen "teröristlerin" (!) anısına bir minik anıtın açılışını yapacaklar.
Ortadoğu akılcı çözümden bu denli hızla uzaklaşırken o tarihsel ironi hep aranacaktır.
milligazete