İşte ABD'nin Nükleerde Çifte Standartı

İşte ABD'nin Nükleerde Çifte Standartı

Bush yönetiminin NPT'yi imzalamayan Hindistan'la nükleer anlaşma yapma planı, Kuzey Kore ve İran gibi devletleri haklı kılıyor…Eski ABD Başkanının yazısı...

ABD'nin nükleer çifte standartı barışın altını oyuyor

ABD'nin nükleer çifte standartı barışın altını oyuyor
Bush yönetiminin NPT'yi imzalamayan Hindistan'la nükleer anlaşma yapma planı, Kuzey Kore ve İran gibi devletleri cesaretlendiriyor. ABD bu gidişle nükleer silahların daha da yayılmasına yol açacak

 

JIMMY CARTER

ABD, son 50 yılda müzakere edilmiş nükleer silah anlaşmalarının çoğundan çekilerek, Kuzey Kore, İran ve nükleer silah elde etmeye yönelik teknik bilgiye sahip diğer ülkelere karışık sinyaller yolluyor. Hindistan'la yapılması önerilen anlaşmalar da, nükleer silahların yayılmasını önleme rejimiyle temsil edilen küresel barış paktının altını daha da oyuyor. Bu arada, ABD, Rusya, Çin, Fransa, İsrail, Britanya, Hindistan, Pakistan ve belki de Kuzey Kore'nin elindeki 30 bin nükleer silahlık cephaneliğin miktarını azaltmak için ciddi adım atılmıyor. Hatalar veya yanlış hükümler nedeniyle küresel bir holokostun gerçekleşmesi, Soğuk Savaş'taki kadar mümkün.
Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT), ilk beş nükleer güç ve 180'den fazla ülke için önemli bir taahhüt. Kilit amacı, "Nükleer silahların ve nükleer silah teknolojisinin yayılmasını önlemek." BM'de bu konuda 2005'te düzenlenen son konferansa sadece, İsrail, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore katılmadı; ilk üçü gelişmiş nükleer cephaneliğe sahip, Kuzey Kore'ninkilerse doğum aşamasında. ABD'yse, nükleer silahların test edilmesini ve yenilerinin geliştirilmesini sınırlayan Anti-Balistik Füze Anlaşması'ndan çekilerek iyi bir örnek sunmadı. Bu durum, Çin, Rusya ve diğer NPT imzalayıcılarını benzer kararlar için cesaretlendirdi.
Hindistan'ın nükleer hırslarını 1974'ten bu yana bilen ben ve diğer Amerikan başkanları tutarlı bir politika izledik: Hindistan veya NPT'yi imzalamayan diğer ülkelere, nükleer teknoloji veya kontrolsüz yakıt satılmıyordu. Bugün, ABD bu kısıtlamaları terk etme yolunda. Hindistan liderlerinin, nükleer cephaneliği ele alma konusunda ilk beş nükleer gücün liderleri kadar dikkatli davrandığına şüphem yok. Fakat önemli bir fark var: İlk beş ülke NPT'yi imzaladı ve silahlar için atomik parçalanmaya uygun madde üretmeyi bıraktı.
Hindistan liderleri de aynı sözleri vermeli ve Nükleer Denemelerin Yasaklanması Anlaşması'nı imzalayan diğer devletlere katılmalı. Fakat bunun yerine, bu adımları atmayı reddettiler ve bir yılda 50 nükleer silaha yetecek kadar atomik parçalanmaya uygun maddeyi üretme konusunda sınırsız uluslararası yardıma erişim talebinde ısrar ediyorlar. Talep kabul edilirse, Suudi Arabistan, Brezilya, Mısır ve Japonya gibi teknolojik anlamda ileri NPT imzalayıcıları neden kendilerini kısıtlamaya devam etsin ki? ABD'den bu siyaseti için geçici onay alan Hindistan'ın önünde hâlâ iki engel var: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'yla (UAEK) anlaşmak ve uluslararası standartları kabul etmeyen ülkelerle ticaret yapmayan Nükleer Tedarikçiler Grubu'ndan dışlanmak. Grubun nükleer güç olmayan üyeleri şunlar: Arjantin, Avustralya, Avusturya, Beyaz Rusya, Belçika, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Hırvatistan, Kıbrıs, Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Japonya, Kazakistan, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya, Güney Afrika, Güney Kore, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye ve Ukrayna.
Bu ulusların ve UAEK'nın görevi, Hindistan'ın nükleer silah geliştirmesini engellemekten ziyade, NPT'yi imzalayıp diğer mantıklı kısıtlamaları kabul ederek, her sorumlu devletin ilerlediği gibi ilerlemesini sağlamak. Nükleer güçler, kendilerini kısıtlayarak NPT sınırlamalarından daha fazla uzaklaşmayı önlemeli. Onların bugün yapacağı seçimler, gelecek için ölümcül veya barışçıl bir miras yaratacak. (Lübnan'da İngilizce yayımlanan gazete, eski ABD Başkanı, 20 Eylül 2007)