İşte Pjak ABD İlişkisinin Kanıtı

İşte Pjak ABD İlişkisinin Kanıtı

New York Times İran'daki PJAK'la Amerikalıların ilişkilerini ortaya koydu.

The Independent muhabiri kiralık araçla sorgusuz sualsiz PKK kampına gitti, yazdı: 'Bir tehdit hissetmiyorlar.' The New York Times ise İran'daki PJAK'la Amerikalıların ilişkilerini ortaya koydu

The New York Times gazetesi, Türkiye'ye Kuzey Irak'a sınır ötesi harekât düzenlememesi çağrısı yapan Bush yönetiminin, İran'dan daha fazla özerklik elde etmek için silahlı mücadele veren PKK uzantısı PJAK'la bağlantısını gözler önüne serdi. İran-Irak sınırındaki bir PJAK kampına giden New York Times muhabiri Richard A. Oppel Jr., örgüt komutanlarının 'ABD'yle normal bir ilişki yürüttüklerini söylediğini', hatta grubun lideri Rahman Hac-Ahmedi'nin geçen yaz Washington'ı ziyaret ettiğine dikkat çektiklerini yazdı. ABD, terör listesine aldığı PKK'nın uzantısı olan PJAK'la bağlantısını reddetse de, Tahran Washington'ı örgüte silah vermekle suçluyor. Richard A. Oppel Jr.'un 22 Ekim tarihli haberinin tam metni şöyle:
Kuzey Irak'ta yuvalanmış Kürt militanların Türkiye içlerine düzenlediği kanlı saldırılar yoğun diplomasinin odağında; diplomatik çabalara Türkiye'nin işgal tehditlerine ve ABD'nin bir yandan Türkiye'nin öfkesiyle dayanışma ifade ederken bir yandan itidal için yalvarması eşlik ediyor. Ancak kamuoyunun görüş alanının dışında, Irak'ın İran sınırında tüyler ürpertici benzer bir savaş sürüyor. Kürt gerillalar İran güçlerini pusuya düşürüp öldürüyor ve sonra Irak'taki sığınaklarına geri çekiliyor. Amerikalılar İran için pek de üzülmüyor. Hatta Tahran Washington'ın İranlı gerillalara yardım ettiğini söylüyor, ABD bunu reddediyor. Öyle olsa da olmasa da, bu çatışma da aynı Türkiye'deki gibi, patlayıcı bir potansiyele sahip.
İranlı Kürt gerilla Salih Şevger, İran-Irak sınırındaki 3 bin metre yüksekliğindeki dağda, bir kaya yığınının üzerine uzanmış, gözlerine dayadığı dürbünle yaklaşık 7 kilometre uzaklıktaki tepelerde yer alan İran mevzilerini gözlüyor.
Şevger ve yoldaşları birkaç gün önce üsler arasındaki bir İran devriyesine nasıl pusu kurduklarını ve üç askeri öldürüp birini ele geçirdiklerini hatırlıyor. "Bir tepede oturmuş konuşuyorlardı; gizlenerek yaklaştık ve iki taraftan ateş açtık," diyor, saldırıya komuta eden Bayram Gabar. Bütün savaşçılar gibi o da kod adı kullanıyor.
Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (ya da PJAK) gerillaları İran'da kanlı bir ayaklanma yürütüyor; PJAK, Türkiye'ye karşı savaşan Kürt gerilla örgütü PKK'nın bir kolu. PKK gibi İranlı Kürtler de sarp, kayalık sınırın büyük kısmını kontrol ediyor ve diğer taraftaki devriyelere düzenli olarak saldırıyor. Fakat ABD PKK'ya terörist dese de, gerilla komutanları PJAK'ın Amerikalılarla 'doğrudan veya dolaylı istişareleri' olduğunu söylüyor. Ayrıntılardan veya görüşülen yetkililerin hangi düzeyde olduğundan söz etmiyorlar, fakat grubun lideri Rahman Hac-Ahmedi'nin geçen yaz Washington'ı ziyaret ettiğine dikkat çekiyorlar.

Amerika resmi teması reddediyor
Grubun 11 kişilik lider kadrosunun üyelerinden Biryar Gabar Amerikalı yetkililerle 'normal bir diyalog' sürdürüldüğünü belirtiyor, fakat o da ayrıntı vermiyor. Korumalarından birisiyse grubun yetkililerinin geçen yıl Kerkük'te Amerikalılarla bir araya geldiğinden dem vuruyor. İranlı yetkililerse ABD'yi savaşçılara mühimmat sağlamakla ve onları gölge bir savaş için kullanmakla suçluyor; ancak Amerikan ordusu bu iddiaları yalanlıyor. Bağdat'taki Amerikan askeri sözcülerinden Donanma Albayı Scott Rye, "ABD güçlerinin PJAK'la çalışmadığı veya onlara tavsiyede bulunmadığı konusunda oybirliği var" diyor.
Üst düzey Amerikalı bir diplomat da PJAK'la herhangi bir resmi temas kurulmadığını ve grubun ABD'den destek alıp almadığı konusunda bilgisi bulunmadığını söylüyor. Ayrıca Hac-Ahmedi'nin Washington'dayken ABD yönetimi yetkilileriyle görüşmediğini de ekliyor. PKK ABD Dışişleri Bakanlığı'nın terör örgütleri listesinde olduğu ve bu tür grupları desteklemek yasal olmadığı için ABD PJAK'la işbirliğine dair herhangi bir işaretten kaçınmak niyetinde.
Gerilla liderleri Amerikalıların PKK'yı terör örgütü saydığını, zira onun önemli bir müttefik olan Türkiye'ye karşı savaştığını, fakat İran'la savaştığı için PJAK'ın terör örgütü olarak nitelenmediğini belirtiyor.

PJAK da Öcalan'a bağlı
Aslında bu iki grup büyük ölçüde aynı şeyi ifade ediyor ve aynı hedefi paylaşıyor: İran ve Türkiye'deki Kürtler için daha fazla özerklik ve daha çok hak elde etmek için savaşıyorlar. Liderlikleri, lojistikleri ve Türkiye'de hapiste bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'a bağlılıkları ortak.
Kürtlerin çoğunluğu Sünni Müslüman olmasına rağmen gerillalar İslami köktenciliği reddediyor, Marksist bir kökenden geliyorlar. Hâlâ 'bilimsel sosyalizm'den ve kadın haklarının genişletilmesinden dem vuruyorlar. Bu yıl gerillalarla İran güçleri arasındaki çatışmalar yoğunlaştıktan sonra İran ordusu ağustosta sınır köylerini topa tuttu; köylüler kaçtı, hayvanları da telef oldu. Iraklı liderlerse bombardımanı eleştirip aşırı güç kullanımı olduğunu savundu.
Fakat gerillalarla konuşulduğunda, İran'a hatırı sayılır zarar verdikleri anlaşılıyor. İddiaları teyit etmek mümkün olmasa da, PKK lideri Murat Karayılan, PJAK'ın ağustostan bu yana en az 150 İran askeri ve yetkilisini öldürdüğünü söylüyor. Biryar Gabar'sa sadece ağustosta 108 İranlının öldürüldüğünü öne sürüyor. Grup, eylemlerinin İranlı Kürtlere yönelik baskının düzeyine göre değişkenlik gösterdiğini belirtiyor.
PJAK gerillaları operasyonlarını vadilerde, jeneratörler, uydu televizyonu, su kuyuları ve sebze ve meyve yetiştirdikleri bahçelerle donatılmış küçük üslerde hazırlıyor. Geçen yıllarda öldürülen savaşçıların gömüldüğü bir mezarlık kurmuşlar ve ölecekler için de yeni mezarlar kazıyorlar. Aralarında kadınların da bulunduğu 100'den fazla ölmüş savaşçının resimleri, mezarlığın içindeki bir binanın iç duvarlarını kaplıyor.
Savaşçılar bir yıl veya daha uzun süre daha kalacakları dağların yukarısında sade bir hayat sürüyor; yavan çorba, çay, pirinç, su ve seyyar fırınlarda pişirilen ekmekle besleniyorlar. Az sayıda çadırları ve uyku tulumları var, evlerinin sırtlarında taşıdıklarından ibaret olduğunu söylüyorlar. Kamplar hızla terk edilecek şekilde düzenlenmiş.

İran'dan esir asker yorumu yok
Gerillalar vur-kaç taktiklerinde uzman ve 3 bin metre rakımdaki temiz havada ağır talimler yapıyor; en sarp arazilerde hızla tırmanıyor ve yürüyorlar. İran içlerine Kalaşnikoflar, el bombaları, Rus yapımı suikast silahları ve makineli tüfeklerle donanmış küçük timler gönderiyorlar. Beş yıldır bu bölgede savaşan 22 yaşındaki İranlı Kürt Sadun Edesa, tipik taktiğin daha büyük bir grubun kenarındaki birkaç askere saldırmak olduğunu anlatıyor. Bu tür küçük saldırıların, İran içindeki gerillaları söküp atmak için düzenlenen İran operasyonlarını bozmak için yetip de arttığını söylüyor.
Kısa süre önce dört kişilik bir pusu timinin üyesiymiş Edesa; İran'a sızıp beş askeri öldürmüş ve ardından hızla kamuflajlı mevzilerine dönmüşler. "Bu tür küçük gruplarından birini vurunca askeri operasyonları güme gidiyor" diye konuşuyor.
Siperlerden birinde gerillalar, PJAK'ın pusu komutanı Bayram Gabar'ın anlattığı saldırıda ele geçirdiklerini söyledikleri İranlı bir askerle kısa bir görüşmeye izin veriyor. Esir asker adının Ekber Talibi olduğunu, İran Devrim Muhafızları'nda görev yaptığını söylüyor. Üniformasının üzerinde muhafızların arması var, altı gerilla az ötede dururken İranlı asker de ince bir halının üzerinde oturuyor. Talibi ağustostan bu yana 70 kişilik birliğinden 15 kişinin öldüğünü, 17'sinin de yaralandığını anlatıyor. Esir asker, İran ordusunun 'PJAK'ı yok etmek istediğini' ekliyor.
Tahran'daki İranlı yetkililerse, gerillaların ele geçirdiklerini iddia ettiği bu adam hakkında yorum yapmayı reddediyor. İran Meclisi'nin eski bir üyesi ve bir Kürt olan Celal Celilizade gerilla grubunun saldırılarını artırdığını ve bir yıl önce sınırın İran tarafındaki Devrim Muhafızı üyelerini seçmeye ve diğer yetkililere suikast yapmaya başladıklarını anlatıyor.

'Savaş bir yıla kadar kötüleşecek'
İran'ın can kayıplarına dair resmi bir sayı yok, fakat Celilizade geçen yıldan bu yana 100 kadar kayıp verildiğini tahmin ediyor. Gerillaların anlattığı son saldırıların bazılarını da teyit ediyor; bunlardan biri eylülde sınır yakınında bir İran helikopterinin düşürülmesi ve en az altı mürettebatının ölmesi. Helikopteri imha eden time kendisinin liderlik ettiğini söylüyor Şevger; makineli tüfek ve suikast silahları kullanarak düşürmüşler helikopteri. "Helikopterde zayıf bir nokta bulduk ve ateş açtık" diyor. İran'la savaşın, 'bir yıla kadar daha da kötüleşeceğini' de ekliyor.
Biryar Gabar'a göre grubun şu an İran'la savaşan gerillalarının sayısı 2 binden 'çok daha fazla' ve çoğu İran'da üslenmiş durumda. Sayıyı teyit etme imkânı olmasa da grubun Irak'ın bu kesiminde kendi yasasını uygulamak açısından ihtiyacının üstünde savaşçısı var; bölgedeki bazı yollar PJAK kontrolünde. Sınır boyunca uzanan dağların sırtlarında yer alan bir gerilla mevzisi, PJAK'ın sınırın çoğuna hâkim olduğunu gösteriyor, bu arada İran askerleri de birkaç kilometre ötede mevzilenmiş durumda.
Ağustosta ağır topçu ateşi başladığında İranlıların bu noktanın yanındaki gerilla mevzilerine saldırılara da giriştiğini, fakat yenilgiye uğradıklarını anlatıyor gerillalar. Mevzi neredeyse bir savaş kruvazörü boyutlarındaki bir kayanın içine gizlenmiş.
Onun üzerinde, dağ sırtı boyunca nöbetçi gerillalar İran içindeki birkaç kilometrelik kısımdaki askeri hareketliliği dürbünlerle izliyor; başlarını aşağıda tutmaya dikkat ettiklerini, zira İranlıların herhangi bir gerilla hareketliliği işareti gördüğünde top ateşi açtığını söylüyorlar.
Gerillaların bu savaştan kolay kolay vazgeçmeyeceği, hal ve tavırlarından anlaşılıyor. Fakat İran içinde artan saldırıları Irak'taki Kürdistan bölgesinin doğusunda hâkim siyasi parti olan ve İran'ı hayati önemde bir ticaret ortağı gören Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) üzerindeki baskıyı ağırlaştırdı. Gerillalar kendi paylarına aynı zamanda Irak Devlet Başkanı olan Celal Talabani'nin liderliğindeki KYB'nin İran'ın dalkavuğu haline geldiğine inanıyor.
Fakat KYB yetkilileri İran ve Türkiye'yle daha iyi ilişkiler geliştirmemenin aptalca ve dar bakışlı bir tutum olacağını, zira belli bir bölgeye hapsolmuş Kürtlerin bu iki ülkeden benzin ve diğer kritik ihtiyaç maddelerini aldığını söylüyor. Kürt liderler gerillaların Kürt kamuoyunun gözündeki popülerliğinin sürdüğünü de gayet iyi biliyor.

Talabani halktan çekiniyor
KYB ve gerillalar arasındaki gerilim ağustos sonunda çatışma noktasına varmış. İran sınırından Irak'a giren savaşçılar, KYB'ye bağlı silahlı güç konumundaki peşmergelerin saldırısına uğramış. Karayılan hemen KYB'deki bir muhatabına telefon ettiğini ve yetkilinin kendisine "İran'ın ağır baskısı altındayız" dediğini anlatıyor.
Talabani gerillaları silahlarını bırakmaları ya da sınır bölgesini terk etmeleri konusunda uyarıyor. Fakat Talabani'ye yakın üst düzey bir KYB yetkilisi, gerillalara karşı harekete geçerlerse 'halkı karşılarına alacaklarını' kabul ediyor.
Adını vermeyen yetkili ağustostaki çatışma hakkında yorum yapmıyor, ama peşmergenin sıkı ve kabiliyetli gerillaları yenemeyeceğini teslim ediyor. Ve ekliyor: "İran ve Türkiye devasa ordularıyla kendi sınırlarını kontrol edemiyorsa, biz nasıl edelim?"
Göründüğü kadarıyla gerillaların özgüveni yerinde, her ne kadar İran topçusundan korksalar da. 22 yaşındaki savaşçı Edesa, İranlılara karşı sahip oldukları kapasite konusunda emin konuşuyor: "Kendi aralarında belli bir disiplin düzeyine sahipler. Fakat biz daha disiplinliyiz. Onlar bir ordu gücü ve kışlalarda yaşıyorlar. Fakat biz bir gerilla gücüyüz." (New York Times)