Abdullah Büyük
İzinde olanlara ne mutlu
Büyük alim İbn Kayyım el-Cevziyye, K. Ruh isimli eserinin sekizinci bölümünde şöyle demektedir:
"Bilindiği gibi, Allah(cc), Rasûlü"ne iki vahiy göndermiş, kullarının bu vahiylere inanmasını ve bunlara göre amel etmesini istemiştir. Bunlar, Kur"an ve Hikmet"tir.
Nisa Sûresi 113. âyetinde meâlen: "Allah Sana, Kitabı ve Hikmet"i vermiştir" buyrulur. Selef âlimleri, Kitap"tan maksat; Kur"an, Hikmet"ten maksadın ise sünnet olduğunda ittifak etmişlerdir.
Rasûlullah(sav)"ın dilinden, Allah"ın bildirdiği şeylere inanmak, onları doğrulamak ne kadar şart ise; Rasûlullah"ın Allah"tan bildirdiği şeylere de (sünnet-hadis yoluyla) o derece inanıp tasdik etmek de gereklidir. Bu husus, gayrimüslimler dışında bütün mü"minler tarafından kabul edilmiş bir hakikattir.
Öyle ise, kısaca sünnetin ne olduğuna objektif olarak bakalım.
Peygamberimiz"in(sav) mübarek ağızlarından çıkan sözlere hadis, bu hadislerin hayata fiilen (eylem halinde) yansımasına ise sünnet denilir.
Başka bir ifade ile; hadis, sünnetin yazıya geçirilmiş şekli, sünnet ise; hadisin hayatın değişik yönlerinde tatbik ediliş şeklidir.
Günümüzde sünnet denilince, önce aklımıza gelen; sakal, sarık, salavat, tesbih... gibi konular anlaşılır. Halbuki sünnet, Kur"an"ın yaşanan bir tefsiridir. İslâm"ın pratik hayatta tatbik edilmesidir.
Sünnet: şekil ve lâfız itibarı ile ibadetlerde devamlılık arz eder. Ezan, namaz, hac, kurban ve ahlâki konular... gibi.
Ancak, ticaret, eğitim, yönetim, iktisat gibi sosyal konularda ise, hadisin lâfzının ve şeklinin ruhu, maksadı, gayesi esas alınır.
Bu bilgiler ışığında sünneti geniş bir şekilde tarif edecek olursak:
Sünnet; Peygamberimiz(sav) yaşadığı dönemde İslâm toplumunu, akide, ibadet, tebliğ, siyaset, ekonomi, eğitim, ahlâk, hukuk gibi bireysel ve toplumsal hayatın her alanına yönlendirip yönetmede, Kur"an başta olmak üzere, esas aldığı ilke ve prensipler bütününün bir zihniyet ve dünya görüşüdür.
Şimdi konuyu bir örnekle daha anlaşılır bir hale getirelim;
Peygamberimiz(sav), yaşadığı dönemde sınıfsız bir toplum oluşturmuş, aralarındaki üstünlüğü tespitte takvânın ölçü olduğu sınıfsız toplumu yetiştirmiştir.
Böyle bir toplumu yetiştirmede şu beş konu üzerinde durmuştur:
¥ Dinî düzen ve sistemdeki metodu sevdirmek olmuştur.
¥ İlmî düzen ve sistemdeki metodu ise, iknadır.
¥ Siyasî düzen ve sistemdeki metodu; güven, adalet ve tarafsızlıktır.
¥ İktisadî düzen ve sistemdeki metodu, "Mal Allah"ındır ve insanlar ise iyalullahtır (halk-insanlar)" inancını yaşamış ve yaşatmıştır.
¥ Ahlâkî düzen ve sistemdeki metodu da örnek olmaktır.
Peygamberimizin(sav) bu metotlarının güzelliğini itiraf edenlere bir bakalım:
"Bütün politikacıları, askerleri, büyük sandığımız insanları yakından tanıdığınızda küçülürler. Bunun bir tek istisnası vardır, o da Müslümanların Peygamberi Hz. Muhammed"dir." (Goethe)
"Hz. Muhammed"in, ahlâk ve karakterinde bir adam, yaşadığımız dünyaya lider olsa, bütün problemler çözülür, hayatın mutluluğu sağlanırdı. Hz. Muhammed, insanlığın kurtarıcısıdır. Bu şöhretin tek sahibi de O"dur." (Bernard Shaw)
Peygamberimiz(sav) bütün yönleri ile insanlık için bir rehberdir. Onu rehber kabul edip izinden yürüyerek hayatını devam ettirenlere ne mutlu...
akit