Abdurrahman Dilipak
Kanada’dan bakınca
Arkadaşlarla Kanada’yı konuşurken ilginç şeyler anlattılar.. PKK’lılar, HDP’liler, Paralelleri konuştuk. Ülke genelinde şiddet olayı da yaşanmıyor, şiddete karşı da sıfır tolerans politikası uygulanıyor.. Değil bir gösteride silah kullanılması, molotofkokteyli atılması, yüzünü kapatmak için, kimliğini gizleme maksadı taşıyan maske takılması başlıbaşına bir suç. Hatta o durumda polisin doğrudan ateş etme yetkisinden söz ediliyor..
Trafik kontrolünde bile, polis sizi durdurduğunda eliniz direksiyonun üstüne olacak. Polise direnemezsiniz. Polise direnmek zaten başlıbaşına bir suç..
Demirtaş geçen seçimde 3 defa gelmiş Kanada’ya. Bunları görüyorlar, biliyorlar ama yine de gelip Kanada’da Türkiye’yi şikayet ediyorlar..
BDP’lilerle Paralel yapı şu günlerde seçim için birlikte çalışıyor sanki.. İşin garip yanı, Paralel yapı elemanları sanki yarı resmi görevli gibi görülüyor siyasiler ve bürokratlar nezdinde..
Burada aktif bir AA muhabiri var, Seyid Aydoğan. Kanada haberlerine ulaşmak için www.aa.com.tr’ye bakabilirsiniz... Türkiye’den gelenlerin durumunu soruyorum. O da uzun zamandır burada Paralel yapının her alanda örgütlendiğini söylüyor.. Bu günlerde en çok sıkıntısı çekilen konu ise, öğrenci yurtları imiş. 10.000’e yakın öğrenci varmış Kanada’da..
2 gün Niagara’da kaldım. Necati Erilli’nin oğlu Mehmet Erilli orada taksiciler meslek birliğinin başkanı.. Ülkedeki Türkler ve Müslümanlara her alanda rehberlik yapacak resmi ve sivil örgütlenmelerin eksikliğinden sözediyor. Türkiye’den gelenler de kendi aralarında gruplara ayrılmış,
Diğer Müslüman gruplar arasında da ilişkiler olması gereken düzeyde değil.. İslam dışı topluluklarla, göçmenler ve yerleşik topluluklarla ilişki ve lobi çalışması ise çok zayıf.
Sadece Toronto’da 150’ye yakın etnik lokanta varmış..
Genç bir konsolos var, iyi niyetli, gayretli.. Herkes seçim sonrası Kanada ile ilgili yeni projeler hayata geçirmek için gayret ve beklenti içinde.. Seçim çalışmaları insanları daha politize etmiş, gayrete getirmiş sanki..
Burada MÜSİAD’a, ASKON’a da önemli görevler düşüyor.. Yerli markaların Kanada’ya taşınması gerek ve Kanada markalarının Türkiye’ye.. Karşılıklı medya ve STK ilişkilerinin de geliştirilmesi gerek..
Burada genç yaşta başarılı olmuş müteahhit arkadaşlar var. Bizim Dr. Ramazan Uçar’ın çocukları da orada okuyorlar. Aslında bir çok insanımız var orada.. Erenköy cemaatinin da çalışmaları var orada..
Paralel yapı ve HDP’liler Kanada’yı daha önce “keşfetmişler”!?..
Fuller de Kanada’da olduğuna göre, The Cemaat’in yeni merkez üssü artık ABD değil, Kanada sayılır. Pensilvanya “Out”, Toronto “In”. Gülen Amerika’da artık yalnız bir adam.. Cemaatin bundan sonraki yol haritası bu seçimden sonra belli olacak.. Tek parti iktidarı olursa bu cemaat için “yolun sonu” ya da “sonun başlangıcı” sayılıyor.. Eğer tek başına bir iktidar çıkmazsa cemaat yine zaman kazanmış olacak.. “O zaman nisanda seçim” diyorlar.. Ama düşünmüyor ki, halk bu krizden yorulacak ve Türkiyebaşkanlık sistemine yönelecek.. Çünkü kimse AK Parti’nin 2. parti olacağını düşünmüyor.. Bu gerçeği görenler de AK Parti’ye yöneliyorlar.. Paralel yapı ne kadar destek verirse versin, MHP ve HDP’de oy kaybı var. SP ve BBP de % 1’in altında.. Paralelcilerin bir diğer umudu da Bahçeli’nin ağzından kaçırdığı 5. parti.. AK Parti eğer barajı az bir farkla geçecek olursa, o zaman AK Parti’den birilerini istifa ettirerek, hatta CHP, MHP’den, BDP’den bir takım isimlerle yeni bir çatı partisi örgütleyerek, AK Parti’ye alternatif yeni bir merkez parti örgütlemek.. Ama Bahçeli’nin ağzından kaçırdığı “sır”, sürpriz değil ki. Daha doğrusu bu herkesin bildiği bir sır sanki!?. Birileri Abdullah Gül’ün üzerinden bu tür senaryoları öteden beri yazıyor.. Aslında bu spekülasyonlar Gül’ü zayıflatıyor. Gayeleri Gül’ü kazanmak değil, onu koparmak ve zayıflatmaksa bunu başarıyorlar.. Bu şekilde AK Parti’ye zarar verdiklerini düşünüyorlarsa, burada asıl kaybeden AK Parti değil, Gül’ün kendisi oluyor.. Gül’ü AK Partiye karşı koçbaşı olarak kullanmak isteyenler bu gayretleri ile sadece Gül’e değil, onun etrafında toplananlara da zarar veriyorlar..
Gül’ün, en son taziye skandalından yola çıkarak “Nerede yanlış yaptım da birilerinin umudu oldum” sorusunu kendi kendine sorması gerek.. Gül’ün etrafında Paralelciler var, Amerikan muhibleri var, Alman muhibleri var, İngiliz muhibleri var.. Başına bu kadar cin topladıktan sonra kendi dışındaki çevrelerle sağlıklı bir iletişim kurması mümkün değil. Kapıyı açıp içeriye bunları doldurduktan sonra bu cinleri dağıtmak da zor.. AK Parti çevresinde tutunamayanlar için birilerinin gözünde Gül bir “İntikam markası”na dönüşüyor. Öyle anlaşılıyor ki, Hayrunnisa hanımın “intifada” çıkışı sadece bir “dil sürçmesi” değilmiş. Birilerinin gözünde Gül, Erdoğan’ın alternatifi. Birileri için Türkiye üzerinde hesabı olan ülkeler, holdingler, mahfiller ve örgütlerle pazarlık için Gül adı bir tramplen tahtası görevi görüyor.. Graham Fuller için “iyi adam” yorumu yapanlar, “Hoşgörü”, “Diyalog” için yeni bir ismi markalaştırmak isteyenler için Gül sanki tek umut gibi.. Ama bu gidişle Gül, eğer çevresini temizlemezse “Bal” gibi olacak. Ya da Ekmel beyin durumuna düşecek.. Yaşar Nuri, İdris Naim, Abdullatif Şener örneğinden daha başarılı bir örnek olmayacak.. Bana kalırsa şimdiden zaten kritik eşiği aştı. Gül’e yazık oldu.. Fehmi Koru’nun kılavuzluğunda, ABD, İngiltere ve AB’nin, İsrail’in üstün ve yenilmez bir güç olduğuna, bu güce karşı çıkmak yerine o gücü yanlarına ya da arkalarına veya önlerine alarak yürümeyi zorunlu gören, ancak bu güçlerle uzlaşarak ve onları ikna ederek varolabileceğimize inanan, bunun dışında bir siyaseti maceracılık olarak gören bir takım adamlarla yola çıkarsanız varacağınız yer bellidir.. Gül bundan sonra zihinlerde hoş bir sadâ bırakmak istiyorsa, ya hikmet söylesin ya da sussun!
Bu projenin marka adı Gülen’in mirasına sahip çıkmak adına, iflas etmiş bir projenin taşeronluğuna soyunmak kimseye fayda sağlamaz. Benden söylemesi. Yanlış hesap Tel Aviv’den, Vatikan’dan, Londra’dan, Berlin’den, Roma’dan, Brüksel’den, Paris’ten, Pensilvanya’dan ve Toronto’dan geri döner. Selam ve dua ile..
yeniakit