Kapatma davasına delil oluşturuluyor
Hükümete yöneltilen 'sivil dikta' eleştirisi ile AK Parti'ye açılacak yeni bir kapatma davası arasında bağ kuranların sayısı artıyor
Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar'dan sonra Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Etyen Mahçupyan da "Kapatma davasına delil oluşturuluyor" tespitini yaptı.
Mahçupyan, "Sivil dikta söylemini içi boş bir ifade olarak görüyorum. Sivil dikta iddiasının söylenmesi ardında açılması muhtemel ikinci kapatma davasına delil oluşturma düşüncesi olarak görüyorum." dedi. 2008'deki kapatma davasında, medyada yer alan haberlerin Anayasa Mahkemesi'ne delil olarak sunulduğunu hatırlatan Mahçupyan, "Yeniden açılabilecek bir davada da bu yorumlar tekrar kapatmaya belge olacak şekilde mahkemenin önüne sürülebilir." uyarısını yaptı. Agos yazarı, "Türkiye'de hayatın içinde bir baskı yok. Yargı üzerinde baskı yok. Hatta yüksek yargının verdiği kararlar hükümetin aleyhine çıkıyor. Medyanın yazmak isteyip de yazamadığı hiçbir haber yok." sözleriyle 'tek parti diktası' iddialarına karşı çıktı.
Star Gazetesi yazarı Prof. Dr. Mehmet Altan da, "Şamil Tayyar'ın 'AK Parti'ye açılacak ikinci kapatma davasının temelini 'sivil dikta' iddiaları oluşturacak' ifadesini önemsiyorum. Her ne kadar bu iki konu arasında direkt bir bağ kuracak delilimiz olmasa da genel perspektiften bakıldığında gidişatın bu yönde olduğu anlaşılıyor." diye konuştu. Asıl diktanın mevcut Anayasa olduğunu savunan Altan, "12 Eylül Anayasası ortada dururken 'sivil dikta'dan bahsetmek çok gülünç oluyor. Eğer 'dikta' söylemini dillendiren insanlar bu görüşlerinde samimiyseler, önce 12 Eylül darbe anayasasını değiştirmeyi teklif etmeliler." görüşlerini dile getirdi.
Türkiye darbelerle hesaplaşırken medya sivil dikta iddiasını tartışıyor
Türkiye tam da darbe girişimleri, faili meçhuller ve hukuk dışı oluşumlarla hesaplaşırken bir yandan da 'sivil darbe' iddialarını konuşuyor. 'Sivil vesayet' tartışmaları, gazeteci Nuray Mert'in, 4 Ocak 2010 tarihinde Vatan gazetesine verdiği röportajla başladı. Mert, Türkiye'nin bir çeşit 'tek parti rejimine' doğru gittiğini öne sürerek AK Parti ekseninde 'sivil vesayet' tehlikesinin baş gösterdiğini iddia etti. Bu açıklamalara, bazı köşe yazarları da destek verince konu bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Öyle ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin geçen haftaki TBMM grup toplantısını bu konuya ayırarak, "Aynı oyunu Menderes ve Özal'a da oynamışlardı." tepkisini gösterdi. Aynı gün CHP lideri Deniz Baykal da partisinin MYK toplantısında 'sivil vesayet' iddialarına destek verdi. Sivil darbe söylentisi o kadar kuvvetli bir hâl aldı ki, Ankara kulislerinde Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya'nın konuyla ilgili belge toplamaya giriştiği ve AK Parti'ye yeni bir kapatma davasının yolda olduğu, gazete kupürlerinin buna malzeme teşkil ettiği yönünde haberler çıkmaya başladı.
1989 ve 1990 yıllarındaki manşet haberler de geçmiş dönemde 'sivil dikta' suçlamasının Turgut Özal için nasıl yürütüldüğünü gözler önüne serdi. Örneğin 21 Ekim 1989 tarihli Hürriyet gazetesinin manşetinde, dönemin SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'ın "Özal Sivil Diktatör" cümlesi yer alıyordu. 13 Ocak 1990 tarihli Hürriyet'te ise o zaman Ankara temsilcisi olan Ertuğrul Özkök, "Özal'ın tek adam olma hevesi" başlıklı yazısı ile manşete çıkmıştı. Hürriyet gazetesinin 27 Aralık 1989 tarihli manşet haberi de yine Turgut Özal'a tehdit niteliğindeydi. Romanya'nın sosyalist lideri Çavuşesku'nun devrilerek kurşuna dizilmesi, "Diktatörlere ibret olsun" başlığı ile verilmişti.
ZAMAN