Kefen Giymiş Cuma İmamı

Kefen Giymiş Cuma İmamı

Bu hareketin hedefi Allah'ın helal ve haramının tahakkuku yönünde olmalıdır. Yani şer'i açıdan haram ve helaller göz önünde bulundurulmalı ve Allah'ın adaleti icra edilmelidir...

Bahreyn'in en önemli din adamı Ayetullah Şeyh İsa Kasım Manama'da kılınan Cuma namazında şunları söyledi: "Halkların taleplerinin aksi yönünde olacak her türlü diyalogun hiçbir değeri yoktur ve bu krizin çözüm yolu olmayacaktır."

Dünya Ehl-i Beyt Kurultayı üyesi de olan Ayetullah İsa Kasım, şahadet sembolü olan kefenle Cuma hutbesini okudu. Hutbesinde küresel demokrasi iddiasında bulunanları tenkit ederek şunları söyledi: "Demokrasi havarîliyi ile bir çok savaş başlatan ülkeler bugün bu devletlere baskı yapacaklarına diktatör ve zalim hâkim düzenlere baş kaldıran halklara baskı yapmaktadırlar. Böylelikle onları susturarak bu düzenlerin üzerinde mutlak güç kurma peşindeler."

Şimdi, dün Manama'da "Deraz" bölgesindeki "İmam Cafer Sadık camisinde" kılınan Cuma namazının ikinci hutbesini yayınlıyoruz:

Öncelikle devletle müzakereler konusunda bazı açıklamaları gerekli görüyorum:

Ben "diyalog" veya "diyalogun olmaması" veya "diyaloglar" konusunda konuşmak istemiyorum. Bilakis benim konuşmak istediğim başka açılardandır. Şu anda iki taraf karşı karşıyadır. Talepte bulunan halk ve talepte bulunulan devlet ve nizam; bu iki taraf müzakerelerin olup olmamasına karar vereceklerdir. Dolayısıyla müzakere ve diyalog iki tarafın muvafakatiyle olacaktır. Güvensizlik veya diyalogun ciddîye alınmaması durumlarında müzakereler engellenmiş olacaktır.

Halkların taleplerinin aksi yönünde olacak her türlü diyalogun hiçbir değeri yoktur ve bu krizin çözüm yolu olmayacaktır. Bu müzakere halkın isteği ve kabulüyle gerçekleşecektir. İki tarafın arasındaki ihtilaflar bu diyaloga imkan vermemektedir. Şu anda halkla bu düzen arasında ihtilaflar vardır, dolayısıyla halkların izni olmadan bu müzakereler mümkün değildir. Devletle barışık olan temsilciler halkın müzakereler için temsilcisi olamaz.

Oy kullanma başka bir konudur. Bu tüm halkın hakkıdır, her hangi bir kurum veya has bir mezhebe ait değildir.

İkinci olarak: Her türlü barışçı gösterinin karşısında güç kullanarak kalabalığı dağıtmak din ve akıl açısından açık bir zulümdür"

Üçüncü olarak: Bu hareket nasıl olmalı?

Bu hareketin hedefi Allah'ın helal ve haramının tahakkuku yönünde olmalıdır. Yani şer'i açıdan haram ve helaller göz önünde bulundurulmalı ve Allah'ın adaleti icra edilmelidir.

Bu aşamada ülkenin menfaati ve milli vahdet de zorunludur. Bu devrim ve inkılaplarda riayet edilmesi gereken kanunlardır. Şia ve Sünniler arasına atılan tefrikalara kulak vermemek gerekir.

Yurdumuzda yaşayan tüm gruplar bilmelidir ki okulları ve sosyal çevreleri kin, nefret, fitne, din ve ırk odaklı grupçuluk haline getirmek bağışlanamaz ve gelecek ve şimdiki nesil için ağır bir faciadır. Kim milletin emniyetini hiçe saymak istiyor ve gelecek nesillere darbe vurmak istiyorsa bunu yapsın. Ama bilsin ki bu büyük bir günah ve bu milletin geleceğine vurulmuş ağır bir kötülüktür.

Dördüncü olarak: inci meydanı:

Bu meydan şu anda halkın hedeflerine ulaşması için önemli bir yeri ifa etmektedir. Bunun sebebi de halkın oradaki olağanüstü katılımıdır"

Beşinci olarak: küresel demokrasi iddiasında bulunanlara:

Bazı ülkeler şu ana kadar demokrasi naraları atmakta ve demokrasinin tüm ülkelerde uygulanması için talepte bulunmaktaydı. Hatta demokrasi iddiasıyla bir çok savaş başlattılar. Bugün halkın devletler aleyhine başlattıkları istekleri karşısında soğukluk göstermektedirler. Onlar bugün her zamanki sloganlarını atmamaktadır. Bugün bu devletlere baskı yapacaklarına diktatör ve zalim hâkim düzenlere baş kaldıran halklara baskı yapmaktadırlar. Böylelikle onları susturarak bu düzenlerin üzerinde mutlak güç kurma peşindeler.

Bu, onların demokrasi sloganlarını kendi siyasî ve menfaatleri doğrultusunda attıklarını ortaya koymaktadır. Onlar sadece kendi menfaatleri tehlike de olmadığı zaman demokrasi naraları atmaktadırlar.

Altıncı olarak: mahkum edilen tutuklular:

Şu anda zindanlarda bir çok tutuklu bulunmaktadır. Onlardan bazıları işkence altında işlemedikleri bazı suçları itiraf etmek zorunda kalmışlardır. Bunlara bir son verilmelidir.

 

Tevhidhaber / Abna.ir