"Keşke ANAP"a hiç bulaşmasaydık"

"Keşke ANAP"a hiç bulaşmasaydık"

CHP’nin aklına uyup cumhurbaşkanı seçtirmemek ne DYP’ye, ne de Demokrat Parti geleneğine yakışmadı.’

"Keşke ANAP"a hiç bulaşmasaydık"
Demokrat Parti"nin miting programını takip etmek üzere bir gün öncesinden Urfa"dayız. Akıl almaz bir sıcak ve yavaş yavaş seçim havasına giren bir şehir karşılıyor bizi. Sıcak nedeniyle miting akşam saatlerine alınmış. O nedenle miting alanından notlar aktaramıyoruz.

Ancak siyasetin nabzı giderek yükseliyor Urfa"da. Demokrat Partililer de hayli iddialı. Çünkü DYP"nin burada geleneksel bir oy tabanı var. Ama herkesin aklı bir şekilde partinin barajı aşıp aşamayacağı sorusuna takılmış durumda. Partililerin önemli bir bölümü "ANAP"la birleşme serüvenine hiç bulaşılmasaydı, şimdi baraj gibi bir endişe de olmayacaktı" görüşünde birleşiyor.

CHP"nin eski konumunda bir farklılık yok. Hala zayıf bir damar olarak varlığını sürdürüyor. MHP"de belli belirsiz bir kıpırdanma var; ama birtakım merkezlerde üretilmeye çalışılan imaj ve esinti henüz buralara ulaşmamış belli ki. Bağımsızların bir milletvekili çıkarmasına kesin gözüyle bakılıyor. İkinicisine ihtimal verenler de hayli fazla. AK Parti Urfa"da eski gücünü koruyor. Seçim büroları oldukça hareketli.

Gelelim asıl gündeme. Hangi vesileyle Türkiye"nin neresine giderseniz gidin cumhurbaşkanlığı tartışmalarında yaşananlar gündemin ilk sırasından inmiyor. Geleneksel sağ seçmen son derece sade ve bir o kadar da net bir bakış açısına sahip. "CHP"nin aklına uyup cumhurbaşkanı seçtirmemek ne DYP"ye, ne de Demokrat Parti geleneğine yakışmadı."

AK Parti"ye oy vermeyen kitlede, cumhurbaşkanı seçimini engellemek için yapılanlar derin bir tepki oluşturmuş. Bunun ne kadarı AK Parti"ye desteğe dönüşür bilinmez. Ama siyaseti farklı güçler üzerinden baskı altında tutmaya çalışanların itibarı hiç te yüksek değil Urfa"da. Attığınız her adımda bu gerçekle yüz yüze geliyorsunuz.

Ankara"da oturup bu bakış açısını hafife almak birilerinin işine geliyor olabilir. Hatta bir çoğu yaş itibarıyla bırakın DP dönemini, onbeş yıl öncesini bile hatırlamayan bir seçmenin, nasıl böyle bir refleks gösterdiğini anlamakta güçlük çekenler de olabilir.

Mesele geçmişe duyulan bir özlem, çok kullanılan tabirle nostalji değil. Türkiye"de belki varlığı tam olarak kabul görmeyen, ama kendisini siyasette, ekonomide ve hayatın her alanında ifade etmeye kararlı çok güçlü bir "orta sınıf" var. Onlar, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşananların basit bir ideolojik çekişme olmadığını çok iyi biliyorlar. Çünkü bu onların var oluş ve gelecek kavgası. Bunu kolayca bir kenara bırakacaklarını düşünenler ciddi bir yanılgı içindeler.

AK Parti"yi 2002"de iktidara taşıyan bu oylardı. Anladığım, daha doğrusu hissetiğim kadarıyla bu "orta sınıf", kendisine daha kuvvetle sahip çıkan bir söylem talep ediyor. Devlet kapısında iş bekleyen bir yapıdan değil; dünyayı tanıyan, teşebbüs gücü yüksek, iş arayan değil, istihdam oluşturmaya gayret eden bir sınıftan sözediyoruz.

Birtakım müdahale ve korku senaryolarıyla onları kandırmak ya da sindirmek eskisi gibi kolay değil. Tek bir talepleri var. Kendilerini cesaretle temsil edecek, önlerini açacak ve sözünü sakınmadan söyleyecek bir siyaset.

AK Parti"nin seçim beyannamesini henüz okuyamadım. Ama ondan beklenen "beyan"ın özeti bu.

star-Nasuhi GÜNGÖR