Kılıçdaroğlu: Gelsin Şimdi Seçim Yapsınlar
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarını bir yenilgi olarak görmediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
*Programımız, kurumsal yapımızda eksiklikler olabilir. Örneğin parti tüzüğümüzde değişiklik olabilir. Zaten hepimiz değişiyoruz. Hiçbirimiz hiçbir yerde sabit kalma şansımız yok. Hukukun öngördüğü, parti içinde kural, gelenek, tüzüğün öngördüğü kurallar için elbette değişir. Biz lider partisi değiliz. Biz kurumsal kimliği olan, gelenek, örf, adet, saygı ve kültürü olan 100 yıllık partiyiz.
*Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Elbette yenileneceğiz. Şu anda mahalle delege seçimleri yapılıyor. Biz hukukun üstünlüğüne inanan partiyiz. Dün kurulan bir parti değiliz. Geçmişte nasıl genel başkanlar değiştiyse yine genel başkanlar değişir. Örneğin ben hiçbir delegeye “Bana oy verin” diye telefon açmam. Bunu dediğiniz an genel başkanlık yapamazsınız. Biz gelenekleri, kurumları olan bir partiyiz. Sıradan bir parti değiliz. Genel başkan elbette ki değişir. Benim genel başkan olduğum dönemde de genel başkan adayları çıktı, demokratik yarıştık. Bunların olması demokrasinin gereğidir.
*Ben şunu söyledim: Bu geminin kaptanı ben miyim? Kaptan gemiyi dalgalı ortamda denize bırakmaz. Sağlam limana yanaştırır. O liman kurultaydır. PM karar verecek “Şu tarihte kurultay olsun” diyecek. Benim yaklaşımım yerel seçimlerden önce kurultayın yapılması.
‘Seçim sonucunu yenilgi olarak görmüyorum’
*Seçim sonuçlarını yenilgi olarak kabul etmiyorum. Seçim sonuçlarını biz kazanamadık. Kazanamamamızın birden çok nedeni var. Küçük köylerde veya kasabalarda oyumuz düşük. Biz buralara gitmemişiz yeteri kadar. Bu kusur bize ait. Buradaki yurttaşlar enflasyonu kentte yaşayan vatandaşa göre yeteri kadar hissetmemiş. Devletin 25 milyon insanı demokrasiden yana oy kullandı. Yüzde 48 demokrasiden yana oy kullanırsa yenilgi olarak kabul edebilir misiniz? Vicdan bunu kabul eder mi?
*(Sızdırılan toplantı) Sabahleyin cep telefonuma gelen mesajla gördüm. Tamamını seyretmedim, gerek duymadım. Sonuçta partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların toplantısı. Etik olarak rahatsız edici uygulamalar vardı. Toplantıyı normal bulmuyorum. Kendileriyle toplantıdan sonra herhangi bir temasım olmadı. Ülkenin bu kadar ciddi sorunu varken, insanlar perişan halde iken, ekonomi bu halde iken, zamlar almış başını gidiyorken CHP’nin iç sorunlarının tartışma konusu olması beni rahatsız ediyor. Bu konuda bütün arkadaşlarımı uyardım. Elbette eleştirilerini dile getirebilirler. Ama hepsinin ortak hedefi; bu ülkede çok dar bir grup hariç zamlardan perişan oldu. Parti içi tartışmaları toplumun önüne getirme kadar yanlış bir şey yok. Kurallar içinde mücadele edersiniz. Tekrarlandığında, kuralın dışına çıkıldığında gereğini yaparım. Her toplantının etik kurallar içinde yapılması lazım. Söylediğim odur.
‘Ben kendimi nasıl değiştireyim?’
*(Tanju Özcan’ın istifa çağrısı) Beni değiştirecek olan kurultay. Ben nasıl kendi kendimi değiştireyim? Bir partinin genel başkanını kurultay belirler. 100 yıldır bu böyle. Kendi kendimi genel başkanlığını bitirmem doğru değil. Bir partiyi yönetiyorsunuz. Kurallarına göre ilkelerine göre yöneteceksiniz. Partinin tüzüğü. hukuku, gelenekleri vardır.
Seçim kampanyası
*Seçim kampanyası başarılıydı. Ekrem Bey zaten cumhurbaşkanı yardımcısıydı. Hiç eksiğimiz olmadı dersem doğru da olmaz. Daha fazla yere gidebilirdik. Belki altı liderin bir arada konuşması daha az olabilirdi. Daha fazla farklı yerlere ayrı ayrı gidebilirdik.
(Ümit Özdağ’ın protokol açıklaması) O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil. Protokol ikimizin arasında imtzalandı. Kamuoyuna açık değildi. İkimizin namusuna teslim edildi nokta. Bu konuda yorum yapmam doğru değil. Sayın Özdağ ile sayın Oğan ile yaptıım görüşmelerle ilgili 6 liderin haberi vardı.
*Yerel seçimleri kazanacağız. Hiç endişe etmeyin. Genel seçimlerde yalanlar, sahtekarlıklar, ahlaksızlıklar vardı. Bunlar olmasaydı biz kazanıyorduk zaten.
*Şu anda iki Türkiye var. Bir sarayın Türkiyesi, iki vatandaşın Türkiyesi. Milletin Türkiyesine zam üstüne zam gelir. Vatandaşın Türkiyesi bir avuç sarayın Türkiyesine çalışıyor. Vatandaş devletin güvenliğine oy verdi. Yalan kurgulu videolarla “Türkiye elden gidiyor, oy verirseniz terör örgütüyle bunlar yan yana olacak” dediler. Gelsin şimdi seçim yapsınlar. Koysunlar sandığı, boylarının ölçüsünü alsınlar. Niye yapmıyorlar? Çıksın desin ki “Bu kadar zammı yaptım, gene devlet tehlikede, gelin bana oy verin.”