Kırım'da Referanduma Giden Süreç
Krizin Kırım'a sıçraması, Rusya ve dünya güçlerini karşı karşıya getirdi ancak Kırım uluslararası tepkilerin gölgesinde Rusya'ya bağlanmayı oylamaya hazırlanıyor.
Ukrayna'da geçen yılın sonunda başlayan kitlesel gösterilerle patlak veren siyasi krizde, ulusal meclisin devlet başkanlığı yetkilerini Viktor Yanukoviç'ten alması ve ülkede geçici bir yönetim kurulmasının ardından, Ukrayna'dan tek taraflı bağımsızlık ilan eden Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin statüsüne ilişkin yarın yapılması planlanan referandumla yeni bir aşamaya gelindi.
Yönetim karşıtı gösterilerin başarıya ulaşması ve parlamentonun Yanukoviç'i azletmesi sonrasında Kiev'de gerilim azalsa da ülkenin siyasi geleceğindeki belirsizlik, bu kez stratejik konumu ve nüfus özellikleriyle öne çıkan Kırım'da krizi ateşledi. Ukrayna'daki istikrarsızlığın ciddiyetini koruması durumunda, Kırım'ın ülkeden ayrılabileceği ihtimali, Kırımlı yetkililer tarafından dillendirilmeye başladı.
Bu süreçte Kırım, bir yandan Ukrayna iktidarının meşru olmadığını ilan eden ve Kırım’ın statüsüyle ilgili referandumun yapılmasını talep eden Rusya yanlısı grupların, diğer yandan Ukrayna'daki krizde başından beri muhaliflere destek veren ve Kırım’ı Ukrayna’dan ayırıp Rusya'ya bağlamaya yönelik her türlü eyleme karşı hareket edeceklerini açıklayan Kırım Tatarlarının gösterilerine sahne oldu.
Kırım'da parlamento ve başbakanlık binasının referandum talep eden silahlı gruplar tarafından işgal edildiği ve gösterilerin sürdüğü bir ortamda, referandum konusu sadece Rus kökenli milletvekillerinin katılımıyla parlamentoda görüşüldü ve özerk cumhuriyetin yetkilerinin genişletilebilmesi için 25 Mayıs'ta ülke genelindereferandum yapılması kararı alındı. "İşgal" altında toplanan parlamento, Rus Birliği Partisi Başkanı Sergey Aksenov'u da yeni başbakan seçti.
Bu gelişmeler üzerine, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, kimliği belirsiz silahlı kişilerin işgali altında kurulan yeni hükümetin şaibeli olduğunu açıkladı. Kırım'ın yeni Başbakanı Aksenov ise Kırım'da yaşanan gelişmeler nedeniyle daha önce 25 Mayıs olarak açıklanan referandum tarihinin 30 Mart'a çekildiğini duyurdu.
Rusya'nın askeri varlığı
Bu sırada, Rusya Parlamentosu'nun üst kanadı Federasyon Konseyi'nin, Rus ordusunun Ukrayna sınırlarında görev yapmasına onay vermesi, Kırım'da gerginliği artırdı. Bu karar üzerine acil toplanan Ukrayna Milli Güvenlik ve Savunma Kurulu, kısmi seferberlik ilan edildiğini bildirdi.
BM Güvenlik Konseyi (BMGK) de Ukrayna için acil toplanarak, Ukrayna, ABD, Fransa ve Çin'e, Rusya'nın Budapeşte Memorandumu'na uyması için müdahaleye acil tepki gösterme çağrısında bulundu.
Ukrayna’daki gelişmeleri değerlendiren NATO, Rusya’dan askerlerini üslerine çekmesini istedi. G7 ülkeleri ise ortak bir sesle Rusya'nın Kırım Özerk Cumhuriyeti'ne müdahalesini kınadı. G-7 ülkeleri, haziran ayında Rusya'nın Soçi kentinde yapılacak G-8 liderler zirvesine hazırlık kapsamındaki tüm çalışmaları da askıya aldı.
Bu gelişmeler üzerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ordunun Ukrayna'ya girmesine şimdilik ihtiyaç olmadığını ancak böyle bir olasılığın bulunduğunu söyledi. Askeri müdahalenin en uzak ihtimal olduğunu belirten Rus lider, Ukrayna halkı ile savaşmayacaklarına vurgu yaptı ve Kırım'a yardım sözü verdi.
Rusya'ya bağlanma kararı ve referandum
6 Mart'ta toplanan Kırım Özerk Cumhuriyeti parlamentosu, bölgenin geleceğiyle ilgili yapılan oturumda, Kırım'ın Rusya'ya bağlanması kararı alındığını duyurdu ve kararla ilgili 16 Mart'tareferandum yapılacağını açıkladı.
Parlamentonun resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, oturuma katılan 81 parlamenterden 78'inin, Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin Rusya'ya bağlanması yönünde oy kullandığı duyuruldu ve referandumda "Kırım Ukrayna'nın bir parçası olarak mı kalsın yoksa Rusya'ya mı bağlansın" sorusunun yöneltileceği bildirildi.
Rusya Milli Güvenlik Konseyi, Kırım Parlamentosu'nun kararı üzerine olağanüstü toplanırken, Ukrayna Devlet Başkan Vekili ve Meclis Başkanı Aleksandr Turçinov,Kırım yönetiminin meşru olmadığını ve kararları silah baskısı altında aldığını belirterek, kararı engelleyeceklerini açıkladı. Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Çubarov ise Kırım Parlamentosu'nun aldığı Rusya'ya bağlanma kararının hiçbir şekilde meşru olmadığını vurguladı.
Uluslararası tepkiler
Karara uluslararası tepkiler ise gecikmedi. ABD Başkanı Barack Obama, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İngiltere Başbakanı David Cameron gibi dünyanın önde gelen liderleri ardı ardına yaptıkları açıklamalarda, Kırım'da referandum düzenlenmesine ilişkin kararın "gayrımeşru, anayasaya ve uluslararası kanunlara aykırı" olduğuna vurgu yaptı.
Bu süreçte, BM Güvenlik Konseyi (BMGK), Ukrayna ve Kırım'daki gelişmeleri değerlendirmek için beş kez toplandı. Toplantılarda tarafların görüşlerini tekrarlamaktan öteye bir adım atılamaması, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasının birinci sorumlusu olan BMGK'nın bir kez daha etkisiz hale geldiği yorumlarına yol açtı.
Kırım Tatar Milli Meclisi ise Kırım halkını parlamentonun yasadışı aldığı kararla yapılacak referandumu boykot etmeye çağırdı. Meclis, Kırım'da kan dökülmesinin önüne geçmek için BM'ye acil barış gücü çağrısında bulundu.
Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk, Rusya'yı Kırım'da yapılması planlanan referandumu iptal etmeye çağırırken, Kırım Yüksek Konseyi Başkanı Vladimir Konstantinov, "Kırım halkının kaderini belirleyecek bir sürecin içinde bulunduğunu, 60 yıl önce Kırım’ın Ukrayna’ya verilmesininKırım halkına yapılan en büyük haksızlık olduğunu" söyledi.
Bağımsızlık Bildirisi
Kırım'ın Rusya’ya bağlanıp bağlanmayacağının oylanacağı referandum için hazırlıklar ise tüm uluslararası tepkiler, kınamalar ve diplomatik girişimlere rağmen devam etti.
Kırım Özerk Cumhuriyet Parlamentosu, 11 Mart’ta kabul ettiği Bağımsızlık Bildirisi'nde, " Kırım Cumhuriyeti, bağımsız ve egemen devlet olarak,referandum sonuçlarına göre uygun devletlerarası sözleşmelere dayanarak Kırım Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu’nun yeni federal birimi olarak Rusya Federasyonu’na dahil edilmesi talebiyle müracaat edecek" ifadelerine yer verdi.
Parlamentonun bağımsızlık kararını olumsuz karşılayan ve referanduma katılmayacaklarını bildiren Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Çubarov, ABD Başkanı Obama’ya bir mektup yazarak, Kırım'da yaşayan halkı korumak için kararlı olmasını istedi. Ukrayna parlamentosu da Kırım Özerk Cumhuriyeti parlamentosunun referandum kararını gözden geçirilmesini talep etti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise "Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu’nun Bağımsızlık Bildirisi kabul etmesini hukuka uygun bulduğunu" açıkladı.
Öte yandan, Kırım'ın geleceğini belirleyecek kritik referandum öncesinde, Moskova yanlısı Kırım yönetimi son bir hamleyle, ülkede yaşayan Tatar azınlığa yeni devletin Rus-Tatar ortaklığında kurulması önerisini getirerek, Tatarcayı ikinci devlet dili yapma ve yönetimde söz hakkı verme vaadinde bulundu. Tatarlara yönelik bu kararlar, "Kırım’ın Rusya'ya katılmasına yasal zemin oluşturmak için atılan bir adım" olarak yorumlandı.
Rusya'ya yaptırımlar kapıda
Referanduma geri sayım sürerken, diplomatik çözüm umutları tamamen ortadan kalkmasa da yerini yaptırım çabalarına bırakmaya başladı.
Dünya liderlerinden birbiri ardına Rusya'ya yönelik uyarılar gelirken, geçen hafta toplanan AB liderleri, krize diyalog yoluyla çözüm bulunmasına katkı sağlamak amacıyla görüşmelere başlanmaması durumunda, Rus yetkililere birlik ülkelerine seyahat yasağı getirilmesi, mal varlıklarının dondurulması ve AB-Rusya Zirvesi’nin iptalinden oluşan üç yaptırımı devreye sokma kararı aldı.
AB zirvesinden çıkan kararın ardından, ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu da Rusya’ya yaptırım çağrısında bulunan tasarıları kabul etti. G7 liderleri ise Kırım'da yapılacak referandumu tanımayacaklarını belirterek, Rusya'yı Ukrayna yasalarına aykırı ve uluslararası hukuku ihlal edici şekilde Kırım'ın statüsünü değiştirmeye dönük tüm gayretlere son vermeye çağırdı.
Süreçte gelinen son noktada, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna krizini ve Kırım'da yapılması planlanan referandumu görüşmek üzere bir kez daha buluştu.
Görüşmenin ardından Kerry, "Ne biz ne de uluslararası toplum Kırım'daki referandumun sonucunu tanıyacaktır" açıklamasında bulunurken, Lavrov'un "Rusya Devlet Başkanı Putin'in pazar günü Kırım'da yapılacak referanduma kadar Ukrayna ilgili herhangi bir karar vermeye hazır olmadığını söylediğini" mevkidaşına ilettiği belirtildi.