Abdurrahman Dilipak
Kıyamet 2025
Yok, hemen öyle, Mehdi-Mesih tartışmasına gireceğimi sanmayın. Bir dünya savaşından da söz etmeyeceğim..
Açık ve yakın bir tehlike olarak önümüzde duran bir şeyden söz edeceğim..
Ailenin çöküşü!
Aile dağıldıktan sonra geriye ne kalıyor ki!
Tamam, savaş, terör, çevre sorunları, hepsi var, ama kimsenin çok da tartışmadığı bir başka konu daha var.
Bugün eşcinsellerin evlilikleri, aileden daha çok konuşulan bir konu..
"Detroit kenti ekonomik çöküntü, iç göçler ve özellikle otomotiv sektöründeki dar boğaz sebebiyle hayalet kente dönüyor. İşsizlik yüzünden kentte suç oranında anormal bir artış var"mış. Ekonomik çöküntü, işsizlik ve göç Detroit'i hayalet kente çevirmiş. Amerikan rüyası kâbusa dönüşmüş.
Ve bu gerçek artık sadece Detroit için geçerli değil..
Kızılderililerin kanı, siyah insanın gözyaşı ve sarı ırkın çalınan alınteri üzerine kurulu bir uygarlık "!" bugün artık tarihe veda ediyor.. Onlar için "Tarihin sonu". Dinler ya da Medeniyetler arası bir savaşa girişemeyecek kadar zayıflar ve böyle bir savaşın galibinin kim olacağı belli. Ve bunun dünyaya maliyeti büyük olabileceği gibi, kendi sonlarını getirecek bir ayaklanma olacağının farkındalar.
Dünya batı rüyasından, Amerikan rüyasından uyanıyor..
Son bir yüz yılda, dünyaya 2 dünya savaşı armağan ettiler. Yetmedi de bir de adına soğuk savaş dedikleri, aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdırdıkları, din, mezhep, etnik, siyasi, felsefi, ideolojik farklılıkları çatışma alanı olarak gören bir savaş sıkıştırdılar. Bir diğer dünya savaşını daha sıkıştırmaya çalıştılar ve hâlâ da bunun çabası içindeler sanki.
Havayı, suyu, toprağı kirlettiler. Genetik bir risk altında insanlık.. Değişen beslenme alışkanlıklaırmız, kimyasal ilaçlarla içinden çıkılmaz bir hal alan sağlık sorunları, ekonomik ve sosyal dengesizliklerle, dünyayı büyük bir felaketin eşiğine getirdiler..
Bugün batıda, üst refah grubundaki ülkelerde beş kişilik aileden bir kişi uyuşturucu ya da alkol bağımlısı.. Bir kişi en an bir defa intihara teşebbüs etmiş, bir kişi ensest ilişkilere kadar varan cinsel sapkınlıklar içinde, bir kişi psikolojik yardım almadan hayatını sürdüremiyor ve bir kişi psikolojik ve fiziki sorunları olan şiddete maruz kalmış..
IWPF da bir konuşmacı, "Elini sıktığınız bir Alman'ın gözüne bakın. Belki o yaşayan son Alman'dır" diyordu.. Çünki aile dağılıyor, evlenmiyorlar. Birlikte yaşıyorlar. Çocuk doğurmuyorlar / doğuramıyorlar. Bu ilaçlar ve beslenme alışkanlıkları üreme kabiliyetini büyük ölçüde çökertti.. Geç evleniyor, çabuk boşanıyorlar ve devam eden evliliklerin mutluluk katsayısı çok düşük..
Aile dağılırken; batı, erkek ve kadınların kendi aralarında evliliklerini konuşuyor, özgürlük adına!
Batı hasta ve yaşlı bir dünyaya dönüştü bir anda. Geriatrik sorunlar, sosyal güvenlik fonlarının kapasitesinin çok üstünde bir kaynak gerektiriyor..
Bırakın geniş aileyi, batı çekirdek aileyi bile kaybetti.. Bu hastalık bizde de hızla yayılıyor..
Aileden yoksun bir nesil yetişiyor. Biyonik robot haline gelen bir nesil sözkonusu. Bu eğitim politikası insanı insan olmaktan çıkarıyor..
19. YY sonunda, savaş yıllarında, kapitalizm, komünizm ve faşizmin gölgesinde şekillenen kavram ve kurumlarla 21.YY açıklamak mümkün değil. Bunu görelim artık.
Türkiye/İslam dünyası, zihinsel bir sıçrama ile bu kıskaçtan kurtulabilir. Yoksa batının izinden gidenlerin ulaşacakları sonuç ortada.
Duwarmish Kızılderililerin reisi Seatle'nin beyaz başkana gönderdiği mektubundaki şu satırları hatırlıyorum: "Beyaz adam toprağı çocuklarından çalmaktadır. Açlığın dünyayı saracak beyaz adam. Ve ardından kocaman bir çöl bırakacaksın. Biz gidiyoruz, ama beyazlar da bir gün bu topraklardan gideceklerdir. Belki de bütün ırklardan daha çabuk. Yataklarınızı zehirlemeye devam edin. Ve bir gece kendi çöplerinizde boğulacaksınız."
2012 kehanetini bilmem ama, 2025 tarihini verenler, sosyal siyaset planlamacıları.. 2012'nin sonu, sonun başlangıcı olabilir batı için..
Selâm ve dua ile..
yeniakit