İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

'Komşu'yu İsrail'in elinden kurtarmak!

İsrail ile Kıbrıs Rum Kesimi arasında imzalanan, Doğu Akdeniz'de yeni ve çok boyutlu krizi tetikleyen, zengin enerji kaynaklarının işletilmesine yönelik anlaşmalar, yine İsrail'le Yunanistan arasında yapılan askeri anlaşmalar, Girit açıklarında yapılan S-300'lü tatbikatlar, Türkiye karşıtı askeri yakınlaşmalar devam ederken sürpriz bir gelişme oldu.

Türkiye, bu yıl düzenlenecek en kapsamlı Anadolu Kartalı tatbikatına Yunanistan'ı davet etti. Türk Hava Kuvvetleri'nin yüzüncü kuruluş yıl dönümü nedeniyle 13-24 Haziran tarihinde yapılacak tatbikatların şimdiye kadarki en çok katılımlı tatbikat olacağı söyleniyor. Atina'nın teklife sıcak baktığı, Mirage 2000 uçaklarıyla katılacağı söyleniyor.

Bu durum iki çok önemli konuda derin değişimlere neden olabilir:

Türkiye ile Yunanistan arasında Ege'deki uçuşlar nedeniyle yaşanan krizlerin sona erdirilmesi için fırsat oluşturabilir. Eğer Atina tatbikata katılırsa, iki ülke arasındaki güvenlik ilişkilerinde ve tehdit algılamalarında yeni bir aşamaya geçilebilir. Şüphesiz bu, iki ülke için de olağanüstü kazanımlar anlamına geliyor. Türkiye'nin teklifi bu amaca yönelik olabilir..

Ancak ikinci ve çok önemli bir şey daha var ve bence tatbikat davetinin asıl sebebi bu değil. Özetle "Atina'yı İsrail'in elinden kurtarmak" diyeceğim buna.

Türkiye ile ilişkileri hızla geri dönülmez noktaya gelen, Türkiye karşıtı bölgesel askeri güç, eksen oluşturmaya yönelik çok ciddi anlaşmalar yapan İsrail'in; Ege'nin Batı'sında ve güneyde Türkiye karşıtı garnizonlar kuruyor görüntüsü son derece rahatsız edici. Tel Aviv-Atina arasındaki son anlaşmalar; ekonomik kriz içinde bocalayan Yunanistan'ı altmış yıllık pozisyonundan çekip Türkiye ve Arap dünyasına karşı bir "cephe"ye dönüştürmeye yönelik İsrail stratejisinin geldiği noktayı ortaya seriyor. Türkiye'nin bu duruma seyirci kalması, rahatsızlık duymaması ya da önlem almaması düşünülemez.

Anadolu Kartalı'na ilk kez Atina'nın da davet edilmesi, bu yılki tatbikatın çok katılımlı olmasıyla da açıklanabilir, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri geliştirmeye dönük daha önce atılan adımları güçlendirme niyeti olarak da.

Ama asıl sebebin İsrail'in Yunanistan'ı Türkiye karşıtı bir cepheye dönüştürme planına karşı olduğu ortada. Peki neden? Ankara-Atina-Tel Aviv arasında neler dönüyor, nasıl bir oyun bu?

İsrail, Anadolu Kartalı tatbikatlarının vazgeçilmez ülkesiydi. Yıllardır burada eğitilen, Türk hava sahasını kullanan İsrail uçaklarının, Gazze'yi, Cenin'i, Güney Lübnan'ı bombaladığını, hatta birkaç yıl önce hem de Türk hava sahasını kullanarak Suriye'yi bombaladığını biliyoruz.

İki ülke ilişkilerindeki ayrışma ve krizler belirginleşmeye başlayınca, geçtiğimiz yıl İsrail savaş uçakları tatbikattan uzaklaştırıldı. Aynı yıl, ABD de tatbikata katılmadı. Bu yılki tatbikatta dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Tarihte ilk kez Çin savaş uçakları Türkiye'ye geldi ve Anadolu Kartalı tatbikatına katıldı. Pakistan-İran hava sahasını geçip Türkiye'ye gelen Çin uçakları ilk kez bir NATO ülkesinde hava tatbikatına katılıyordu. Bu olay, Doğu-Batı arasındaki güç kaymasının en önemli göstergelerinden biriydi ve çok tartışıldı.

Bunlar olurken Türkiye, Pakistan'dan Kuzey Afrika'ya, Basra Körfezi'nden Kızıldeniz'e, Orta Afrika'dan Balkan ülkelerine kadar geniş bir alanda şaşırtıcı bir yakınlaşma, ortaklık inşa ediyordu. Eski stratejik ortak İsrail'in alanını daraltan bu derin değişim, Batı'da "eksen kayması" tartışmalarına neden oluyordu.

Hemen ardından İsrail'in karşı tecrit stratejisi devreye girdi. Akdeniz ve Balkanlar'da Türkiye karşıtı etkin kampanya başlatıldı. Bu kampanya, Akdeniz'den Karadeniz'e, Macaristan'dan Gürcistan'a uzanan geniş bir alanda Türkiye'yi çevreleme görüntüsü vermeye başladı.

Türkiye ve İsrail, bulundukları coğrafyanın en merkezinden kenar uçlarına kadar her alanda müthiş bir güç gösterisi yapıyordu. Tel Aviv adeta kendi eksenini inşa ediyordu. İki ülkenin hesapları ve girişimleri bölge ölçekli jeopolitik sarsıntılara yol açacak, güç dengelerini temelden değiştirecek boyut aldı.

Geçtiğimiz günlerde İsrail ile Yunanistan arasındaki yeni bir anlaşma yapıldı: Yunan hava kuvvetlerinin ihtiyaçlarını artık İsrail savunma sanayisi karşılayacak... Teknoloji transferi ve askeri ihtiyaçlar ve F-16 silah sistemleri dahil, geniş bir alanda askeri tedarik söz konusu. Benjamin Netanyahu'nun 15 Ağustos 2010 tarihli Atina ziyareti, Yunanistan Başbakanı ve heyetlerinin İsrail ziyaretleri ile, Yunan hava sahası İsrail uçaklarına açılmıştı zaten.

İki ülke ortak hava tatbikatı düzenledi. Girit açıklarında yapılan, yüzden fazla İsrail savaş uçağının katıldığı tatbikatta S-300 füzeleri de test edildi. Uzun menzilli saldırı tatbikatıydı bu.

Savunma, hava sahası, istihbarat, askeri teknoloji gibi anlaşmalar sadece Yunanistan'la yapılmadı. Romanya ile on gün süren tatbikatlar dikkat çekiydi. Bulgaristan, Macaristan, Sırbistan'la derinlikli askeri anlaşmalar yapıldı. Bütün bu ülkelerin hava sahaları İsrail savaş uçaklarına açılıyordu.

Bütün bunlar Türkiye'yi rahatsız edecek gelişmeler. Görünüşte Anadolu semaları kendisine kapatılan İsrail, askeri eğitim için geniş hava sahaları arıyordu. Ama hepsine birlikte bakıldığında Türkiye açısından hiç de hoş olmayan bir manzara çıkıyor ortaya. Doğu Akdeniz'de; İsrail-Rum Kesimi-Yunanistan arasında ve Balkanlar'da askeri bir ittifak oluşuyordu ve bu ittifakın öncü gücü İsrail'di..

Geçtiğimiz Cuma günü, İsrail ile Rum Kesimi arasında yapılan anlaşmaya Türkiye'nin tepkisi İsrail tarafından "küstahça" diye nitelendirildi.

Hal böyle iken, Batı sınırımızdaki komşumuzun İsrail için bir garnizon ülke görüntüsü vermesi Türkiye'den önce Yunan halkının çıkarlarına ters bir durum. İki ülke arasındaki anlaşmazlıkların boyutunu aşan bir pozisyon alış bu. Anadolu tatbikatı üzerinden bir jeopolitik restleşme izliyoruz. Atina'ya yönelik davetin anlamı bu.


YENİŞAFAK

Bu yazı toplam 1735 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar