Küçük bir çivi yüzünden... / Uri Avnery
Amerikan sisteminin bizimkinden daha usta olduğunu söylemek zor. Donald Rumsfeld, Amir Peretzden daha mı az bir felaket?
Eğer Hamlet, İsrail ordusunda bir asker olsaydı, İsrail devletinde bir şeylerin çürümüş olduğunu ilan ederdi. Evet gerçekten de bir şeyler çürük.
Devlet başkanı, sekiz cinsel taciz suçlamasına rağmen görevini geçici olarak durdurmayı reddediyor. Kendisine karşı iğrenç bir komplo yapıldığından sızlanıyor ve Likud içindeki Netenyahu"nun adamlarını işaret ediyor. Başbakan ve savunma bakanı, halkın ezici çoğunluğunun Ehud Olmert"e (yüzde 70) ve Amir Peretz"e (yüzde 82) güvensizlik duymasına rağmen istifa etmiyor. Bağımsız bir soruşturma komisyonu kurmada anlaşmak yerine -Lübnan savaşındaki olayları soruşturmak için oluşturulan- halkın güvenini çoktan yitiren inceleme komitesi kurmayı tercih ettiler.
Emekli komutanların ve halen görevdeki generallerin saldırısı altındaki Genelkurmay Başkanı ise, birisi üniformasını yırtıncaya kadar üniformasını çıkarmayacağını söyledi. Knesset Dış ve Askerî İşler Komitesi başkanı, yolsuzluk ve yalan yere yemin etmekle suçlanıyor. Adalet bakanı ise, dilini kadın bir askerin ağzına zorla sokmak suçundan yargılanıyor. Kamuoyu anketlerine göre, nüfusun ezici bir çoğunluğu kendi kişisel konumundan memnun (yüzde 80), ancak devletin durumundan değil (yüzde 59). Peki öyleyse ne yapılmalı? Çok basit: Sadece sistemi değiştirin.
Bu tipik bir İsrailli tepkisidir, belki de tipik bir insan tepkisi. Bir kriz, algılarımızın temellerini tehdit ettiğinde, ana meseleden uzaklaşıp dikkatimizi detaylara odaklarız. Bu sayede, temel inançlarımızı ve bağlı olduğumuz dünya görüşünü sorgulamadan kaçarız. Mümkün olduğunca küçük bazı detaylara yönelir ve tüm suçu buna atarız. Hepsi bu! Bulduk! Suçlu olan bölüm tam da burası! Eski bir şarkıda da söylendiği gibi: "Her şey küçük bir çivi yüzünden!" Bu nedenle, büyük bir felaket baş gösterdiğinde, buna neden olan küçük çiviyi buluruz ve daha ilerisine bakmaya gerek kalmaz. Örneğin: Yom Kippur savaşı. Bu kanlı savaş neden patlak vermişti? Neden, Enver Sedat"ın Sina"nın iadesi karşılığında daha önceki barış önerisini kabul etmemiştik?
Hayır, böyle sorular sorulmuyor. Sorulan şu tarz şeyler: "Ordu istihbaratı bizi, Mısır ve Suriyelilerin saldırmak üzere olduğu konusunda neden uyarmadı? Yedek birlikler neden askere çağrılmadı? Tanklar ve toplar neden kanala hareket etmedi? Bu, araba bozulduğunda küllüğünü boşaltmak gibi bir şeydir. Şu an yaşanan da tam böyle bir durum. Kamuoyu araştırmaları, liderlere güven olmadığını ortaya koyuyor ancak halk şöyle demiyor: Bu liderleri biz seçtik, öyleyse biz suçlayacağız. Bu nahoş bir kabullenme olurdu. Onlar da, "Suçlu biz değiliz." diyor. Öyleyse kim suçlanacak? Elbette,"sistem."Bu parlamenter demokrasi, başbakanın dört yıl boyunca görevde kalmasını garanti altına almıyor. Bundan daha önce de düşebilir. Başbakan, uzun vadeli planlama yapamıyor, aynı zamanda bakanlıklara kabiliyetli uzmanlar da yerleştiremiyor. Bu çok kötü. Bu nedenle Amerikan sistemini benimsememiz gerekli. Halk, başkanı seçiyor ve başkan en az dört yıl hizmet ediyor. Seçkin kişilerden oluşan bir kabine oluşturuyor ve her biri kendi alanında uzman. Bu en güzel çare, acısız ve ertelemesiz. Ancak, bir ülkeden diğerine bir politik sistem transfer etmek kolay değil. Her devletin kendi geleneği, kültürü ve kendi sosyal yapısı var. Politik sistem içten neşet etmeli. Bir diğer halk üzerinde empoze edilemez. Bunu yapmaya çalıştığınızda, toplum bunu kendi gereklilik ve algılamasına göre adapte eder. (İkinci Dünya Savaşı"ndan sonraki Japonya"yı hatırlayın.) Zaten, Amerikan sisteminin bizimkinden daha usta olduğunu söylemek zor. Donald Rumsfeld, Amir Peretz"den daha mı az bir felaket?
(Gush Shalom, 3 Ekim 2006)