Nureddin Şirin

Nureddin Şirin

Kudüs'ün Kurtuluşunu Hüseyn'in Kanında Görüyoruz

Muharrem ayına girdiğimiz bu günde, 1 Muharrem"in hicri yılbaşı olması itibariyle öncelikle tüm İslam ümmmetine tebriklerimizi arzediyor, yeni yılımızın ilahi yardım ve zaferlerle dolu geçmesini, esaret zincirleri ve zillet perdelerinin parçalandığı özgür ve onurlu bir hayatın müjdesi olmasını Allah Tebareke ve Teala"dan niyaz ediyorum.

Muharrem ayı bizlere aynı zamanda Kerbela ve Aşura"yı, şehidlerin efendisi Hz. İmam Hüseyin"in pak kanlarıyla yazıp tüm çağlara ve nesillere ilettiği kutlu mesajı, Muhammedî İslam"ın dinmeyen tarihsel serenccamını ve İslam ümmetinin karşılaştığı ihanet, nifak ve cahiliyye sultalarının gerçek yüzünün ifşasını hatırlatır.

Hz Resul-i Ekrem (s.a.v)"in "Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin"denim; Hüseyn bir kurtuluş gemisi ve hidayet meşalesidir" diyerek tanıttığı bu önderi hatırlamak sadece tarihin bir evresinde yaşamış Peygamber torunu salih bir kişiyi hatırlamak değildir elbette.

Dr. Ali Şeriati"nin "Adem"in varisi" diye tanımladığı Hz. İmam Hüseyin, Habil ile Kabil"den beri sürgelen tevhid ve şirk, hak ve batıl, zalim ile mazlum mücadelesinin bir meşalesidir ki, onun kızıl kanlarından nübüvvetin risaletini okuyor ve öğreniyoruz. Yine Hüseyin Hatemi hocanın "Hüseyn"in kanı Kur"an"ın tefsiridir" sözünden hareketle, Kerbela ve Aşura"nın aslında, Kur"an"ın insanlığına sunduğu özgürlük, onur ve adalet değerlerinin nasıl yaşandığı ve nasıl yaşatılacağının bir menifestosu olduğunu görüyoruz.

Hüseyn"i anlamak; onunla birlikte ve onun yolunda yürüyüp hüseyni direnişte bir er olmak, Adem"in dünyaya iniş hikmetini, putkıran İbrahim"in sadakat ve teslimiyetini, tağut yıkan Musa"nın istikbar karşısında ayağa kalkışını, fesad ve dikatörlüğe karşı vahiy bayrağını kaldıran İsa"nın berraklığını, yeryüzünün tüm tağut ve putlarına karşı evrensel tevhid ve adalet nizamı kurmakla görevlendirilen Muhammed Mustafa"nın ölümsüz mesajını kuşanmak demektir.

Ancak bizler yanlış anlaşılan, yanlış tanıtılan, gerçek kimliği ve misyonu ile tanıtılmasına fırsat bırakılmayan bir Hüseyin gerçeği ile karşı karşıyayız. Hüseyin bazen bulutların arkasında duran bir güneş, bazen gecelerin ötesinde parıldayan bir yıldız, bazen fırtınalı deryaların ortasında yüzen bir gemidir. Tarih boyu zulüm ve nifak iktidarları, midelerini saltanatların zer"leri ile dolduran kapıkulu saray mollaları, taassub, gaflet ve cehaletin süslü pazarlayıcıları bizleri bu Hüseyn"den hep mahrum bıraktı.

Birilerine göre Hüseyin tarihte kalıp mazlum bir kahraman olarak yaşamalı, birilerine göre verdiği mücadelenin amacı kavranmamalı, birilerine göre hüseyni kıyam ve mücadelelerin ateşi tutuşmasın diye hiç konuşulmalalı ve anlatılmamalı.

Biz bu ihanet ve gaflete, taassup ve cehalete, komplo ve ertrikalara karşın, Muhammedî İslam"ın tevhid ve özgürlük mücadelesinin sönmeyen bu ilahi meşalesini her zaman hatırlayacak ve yaşadıkça damarlarımızdaki kanın, Hüseyni bir kana dönüşmesi için azim ve kararlılığımızı koruyacağız.

Varsın birileri bu Hüseyn"i tarihin karanlıklarına gömmeye kalksın, varsın birileri bu Hüseyn"in önüne duvarlar ve perdeler örmeye çalışsın, varsın birileri bu Hüseyn"i bize unutturmak için her türlü entrikaya başvursun, her zaman en yüksek tepelere çıkıp tüm avazımızla "Lebbeyk ya Hüseyn!" diye haykırmaya devam edeceğiz"

Bu ümmet Bedir"leri, Uhud"ları, Hayber"leri yaşadığı gibi Kerbela"ları da yaşadı; düşman hakkın karşısına bazen Ebu Cehil, bazen Ebu Leheb olarak çıkarken bazen de Yezid ve ibn-i Ziyad olarak çıktı.

Birileri Muhammedî İslam"ın bayrağını indirmeye, birileri de Muhammedî İslam"ın ruhunu öldürmeye kalktı; birileri Hamza"ları vurdu, birileri de Hüseyn"leri.

Birileri puthanelerini korumaya, birileri saraylarını sağlamlaştırmaya uğraştı. Birileri küfr ve putperestlik bayraklarını dagalandırırken birileri İslam"ın varlığını nifak ve ihanetlerine kalkan yaptı.

Birileri Muhammed"in karşısındaydı, birileri de Hüseyn"in. Aslında bu Habil ile Kabil idi. İbrahim ile Nemrud, Musa ile Firavun.

Ve biz ümmet denizlerin dalgaları, gecelerin karanlıkları ile hep boğuştuk. Ne güneşimize erişebildik ne gemimize binebildik. Batılın zulmeti ve zorbalığın kasırgası kuşattı her bir yanımızı. Aldı elimizden izzet ve şerefimizi. Zillet libasların giydirdiler üzerimize, esaret parangalarını taktılar ayaklarımıza. İşgal ettiler yurtlarımızı, viran ettiler mukaddsatımızı. Katliam ve cinayetler hep alın yazgımız olageldi.

Bizler Hüseyn"in hakkaniyet mizanında, şirk ve nifakın üzerine kalın bir butlan çizgisi çekerek, sönmeyen bu hidayet meşalesinin hayat bahşeden ışıltılarıyla yola koyuluyoruz.

Düşürüldüğümüz yerden Hüseyin'le birlikte doğrulup Hüseyin'le birlikte haykırıyoruz.

Firavun ve Nemrud"ların alnımıza çizmeye kalktığı kara yazgıyı silmek, Yezid ve İbn-i ziyad"ların üzerimize giydirdiği zillet elbiselerini yırtıp atmak için.

Muhammedi İslam"ın hidayet ve kurtuluş sancağını yeryüzünün her tepesinde dalgalandırıncaya kadar, "hayat iman ve cihaddır" hakikatini nesillerimizin yüreklerine kazımak için.

İslam ümmetini zulüm ve zorbalığın kıskaçları altında aşağılayan küresel haydutların, dünyevi saltanat ve çıkarları uğruna beyazsaray"ların eşiklerini yalayan kukla şarlatanların yüzlerine karşı "zillet bizden uzaktır" şiarını haykırmak için..

Bizler Hüseyn"le beraberiz; çünkü, Kur"an ehli ve Muhammedî"yiz.

...

Yıllar öncesinde cezaevinde iken yazdığım bir şiiri, çok basit de olsa, duygu ve düşüncelerimizi yansıtmak için buraya aktarmak istiyorum:

Ben yaveri Hüseyn'em, beraderi Zeyneb'em, İmam'ımın yolunda savaşırım dönmezem, zillet bizden uzaktır, heyhat minnezzilleh

Kerbela'lar bir değil, daha nice olacak, vurulsa da bir Hüseyn milyon milyon doğacak, zillet bizden uzaktır, heyhat minnezzilleh

Zindanlardan korkmayız, namlulardan kaçmayız, parçalansın göğüsler, biz bu yoldan sapmayız, zillet bizden uzaktır, heyhat minnezzilleh

Şiarımız Hüseyin, iftihardır şehadet, rehberimiz en önde, tanımayız esaret, zillet bizden uzaktır, heyhat minnezzilleh

Şafak vakti doğuyor şehidlerin kanından, yıkılacak İsrail, çıktı kılıç kınından, zillet bizden uzaktır, heyhat minnezzilleh...

...

Selam olsun sana ey Hüseyn!

Tarihin Büyük Kurban"ına

Selam olsun sana ey Hüseyn!

Kanına ve mesajına.

Selam olsun sana ey Hüseyn!

Yoluna ve yoldaşlarına...!

Devam edecek

velfecr

Bu yazı toplam 2861 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar