Lübnanlı Sünni Alim: Hizbullah, Suriye Halkına Karşı ...
Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde Lübnan’da yaşanan gelişmelere değindi.
Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde Lübnan’da yaşanan gelişmelere değindi.
Şeyh Mahir Hammud’un 24 Kasım 2017 tarihli Cuma hutbesi şöyle:
“Komplo sona erdi. Suud hanedanına muhalif olmamızın yanı sıra 90 seneden beri ortaya koydukları şüpheli tavırlar gereği şunu söylememiz gerekiyor: Evet, Suud hanedanı bugüne kadar hep kötülükle anıldı. Son 20 yılda müttefiki ya da düşmanı da olsa kurallara, geleneklere, değerlere önem vermeyerek ortaya koyduğu tavır Arap dünyasıyla ve uluslararası ilişkilerinin tarihinde unutulmayacaklar arasında yerini aldı.
Daha önceden de söylemiştik; bu komplo başarısızlıkla sonuçlanacaktı. Çünkü yalanın, kibrin, yolsuzluğun, şımarıklığın yanı sıra Amerika ve Siyonistlerle iş tutanların asla başarı elde edemeyecekleri herkes tarafından bilinen bir gerçekti.
Bugün önemli olan bu acı tecrübeden ders çıkarabilmemiz ve bu komplonun yenilgiyle sonuçlanmasının Lübnanlı bir grubun diğer bir gruba üstün geldiği şeklinde anlaşılmaması gerektiğini vurgulamamızdır. Lübnan halkının tümünün zaferi olan bu gelişme, yalnızca Hizbullah’ın, müttefiklerinin ve cumhurbaşkanının değil, aynı zamanda Başbakan Saad Hariri’nin, hükümetinin ve bu süreçte pozitif rol oynayan tüm Lübnanlı grupların da zaferidir.
Krizin tamamıyla çözüme kavuşmadığı göz önünde bulundurulduğunda bazı noktalara vurgu yapmamız gerektiğini ifade etmeliyiz:
1-Lübnan’ın çeşitlilik, ötekini kabul etme esası üzerine kurulu olduğunu görenler bir şekilde bunu yıkabilecekleri ya da zayıflatabilecekleri zannına kapılarak yanıldılar.
2-Direniş hala direnişçi rolünü koruyor; Lübnan’ın da hala direnişe ihtiyacı var. Direniş olmadan hükümetin kurulması ya da bu vatanın inşa edilmesi mümkün olamazdı.
3-Direnişin ve Hizbullah’ın Suriye’de bulunması en başta Lübnan için zaruretti. Bu yüzden yalan yanlış söylemler geliştiren, “Hizbullah Suriye halkına karşı savaşıyor” diyen herkesin bu söylemlerinden geri adım atması, halktan özür dilemesi gerekmektedir.
4-Trump dahi bu sürecin sonunda bedel ödeyecek. Çünkü o da son süreçte Amerika’daki anayasa kurumları eliyle değil, bizzat kendisi bu komplonun üzerini örttü.
5-Evet, Seyyid Hasan Nasrallah’ın da dediği gibi, direniş Yemen’e tek bir silah dahi göndermedi. Ancak bir yandan Suud havalimanına düşen ve tek bir kişiye dahi zarar vermeyen bir füzeyi konuşurken, bir yandan Yemen halkının maruz bırakıldığı soykırım karşısında sessiz kalmak, Yemen’in yerle bir edilmesine ses çıkarmamak ne İslam’a, ne mantığa, ne de insani değerlere uygun değildir. Denildiği gibi Ensarullah İran’ın projesi olsa bile bu böyledir.
Ensarullah Hareketi, Yemen’de hitap ettikleri kitle ve kontrol ettikleri bölgeler üzerinden açıkça Yemen’de çoğunluğun temsilcisi olduklarını, düşmanlarının ise hiçbir şeyin temsilcisi olmadıklarını ortaya koydular.
6-Kesin olan bir şey var ki, Lübnan’ı hedef alan komplo başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak yeni isimler ve şekillerle yeni komploların gelmesi muhtemeldir. AllahuTeala’nın önceki komplolarda olduğu gibi bu komploları da başarısızlığa uğratacağına iman ediyoruz. “Onlar tuzak kurdular. Oysa Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfal:30)”