"Mahremiyetin Önemliyse Yazmasaydın"
Nihal Bengisu balayı günlerini yazmıştı, haşema ile deniz girme zorluğunu. Sonrada Hürriyet malzeme yaptı. Bengisu "yazımı çarpıttılar" diyerek yeni bir yazı yazdı A. Hakan'da cevap yazmış..
A. Hakan'ın yazısından konuyla ilgili kesit...
Nihal Hanım rahatsız olmuş
SEN tutmuş, "Tesettürlü Bir Kadının Tatil Güncesi" başlıklı bir yazı kaleme almışsın...
Hem de nasıl derler, elektrik yaratacak bütün detaylarıyla ve acayip fırlama bir üslupla...
Balayında kiraladığınız tekneyi, teknedeki mürettebatın kendilerini kamaralardan birine kapatarak senin denize girmene imkán tanımalarını, gittiğin tesettür otellerinde çalınan müziklerden duyduğun rahatsızlığı, denizin ortasında yüzerken dalgıç kıyafetli bir turistin sana "Hello" deyişini, kadınlar plajına giderken teknede İsmail Türüt çalmasından duyduğun rahatsızlığı, ilk "haşema" deneyimini falan...
Bütün bunları yazmış ve kamuoyunun takdirine arz etmişsin...
Biz de bize "arz olunan" bu yazıyı almış, en az seninki kadar "fırlama" olmasına gayret ettiğimiz bir üslupla değerlendirip kafamızı bulmuşuz...
Peki Sayın Bengisu...
Nedir bu hazımsızlık?
Nedir bu "Mahrem alanını titizlikle koruyan ehli fazıla Hatice Hanım" ayakları...
Ayıp olmuyor mu?
Kendini vitrine çıkaran sen değil misin?
Mahremiyeti sonuna kadar kaşıyan sen değil misin?
Nedir bu işin en sonunda içine girdiğin "Bol dipnotlu / Müthiş akademik" bir yazı kaleme almış Habermas çalımı?
Nedir bu en mazbut, en mağdur ve en masum benim ayakları? Sana söyleyeceğim iki şey var:
BİR: Madem mahremiyetin bu kadar önemliydi, yazmayacaktın o yazıyı...
İKİ: Madem yazdın o yazıyı, sonuçlarına katlanmasını bileceksin...
Hürriyet-A.Hakan Coşkun