Ahmet Taşgetiren
Masa... İttifak... Program... Demirtaş’ın bakışı
6’lı Masa Millet İttifakı oldu. 26 Ocak’ta açıklandı. Dün de iktidar olunduğunda yapılacaklar toplumla paylaşıldı. 9 ana başlık, 72 madde, 2300 alt madde… 250 sayfalık bir program. Uzunca bir süredir 6 partinin heyetleri çalıştı, Türkiye’nin çekapını yaptı ve çözümler üretti. Neresinden bakılsa bu, sorunlara yoğunlaşma, derin bakış ve farklı perspektiflerden yola çıkan çözüm arayışı önemli.
Sunumu dinledim. Bu kadarının bile insanlar ekran başına ısrarla davet edilerek paylaşılması planlanmalıydı diye düşündüm. Bu, bir “Yeni devlet anlayışı” çalışmasının ürünü. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denendi, ortaya bir prototip çıktı. Onun getirdiği sonuçlar hukuk, ekonomi, sosyal politikalar, eğitim, dış politika alanlarında sorunlar biriktirdi. 6 Partinin ekipleri oturdular olan biteni ve Türkiye’nin potansiyellerini yeniden okudular, bu başlı başına önemli bir çalışma. 2018 – 2023 dönemini, mevcut iktidar bile çekaptan geçirseydi, kendine çeki düzen verecek raporlar ortaya çıkarırdı. Onu şimdi alternatif bir iktidar ekibi yapıyor. Bu her halükarda Türkiye için iyi bir şey.
Bu sebeple, hangi iktidar böylesine bir metni alıp uygulamak için önüne koysa, iyi işler yapacağından kuşku olmaz.
“Millet İttifakı” dünkü sunumla bir anlamda “Programım hazır, yönetime hazırım” diyor.
Ancak o yapıya bir “Kaptan” lazım. O henüz belli değil. 13 Şubat’ta açıklanacağı açıklandı. 13 Şubat’ta nasıl bir isimle karşılaşılacak? “Helal be, bu isim nasıl düşünülmedi?” denecek bir aday mı? “Tamam işte, beklenen bu idi” denecek bir isim mi? “Masa toplumun nabzını iyi tutmuş” dedirtecek bir sima mı?
Öte tarafta “Kötünün iyisi, ehven-i şer, işte bu olmadı, araya araya buna mı geldiniz, yok canım bu olmaz” gibi tepkiler var.
Dünkü sunumun içi ne kadar dolu olursa olsun, 13 Şubat’ta insanlar ortak adayın ismini duyduklarında “Bu iş tutar veya tutmaz” tepkisini verecekler. O ilk tepkinin tahmini o kadar önemli ki…
DEMİRTAŞ SARAY’A DAVET EDİLİR Mİ?
Son zamanlarda tweetleriyle, mülakatlarıyla Türkiye siyasetine ilginç dokunuşlar yapmakta olduğunu sanırım kimse inkar etmez.
Üstelik AİHM’in bütün karşı kararlarına rağmen hala cezaevinde. Kendisini “rehin” olarak tanımlıyor.
Evet, Selahattin Demirtaş’tan söz ediyorum.
En son t24’ten Cansu Çamlıbel’e mülakat vermiş. Cezaevinden ve yazılı olarak. Hemen not edeyim, Çamlıbel, mülakatlarıyla tanıdığımız iyi bir gazeteci.
Demirtaş bu mülakatında da çok ilginç iddialarda bulunuyor. Sitenin mülakata koyduğu başlık şu: “Destek kararı alsak yarın öğle yemeğini Saray’da yerim.” Cümlenin tamamı şu şekilde: “…..bugün Erdoğan’ı destekleme kararı alsak sabah erkenden tahliye edilirim ve Cumhurbaşkanlığı helikopteriyle Saray’a götürülürüm, öğlen yemeğini de orada yerim herhalde.”
Hadi samimi olarak Türkiye’nin hukuk düzeninin ne ölçüde siyasallaştığına bakıp Demirtaş’ın bu ihtimalini değerlendirelim: Ne dersiniz, HDP Erdoğan’a destek kararı verdiğini açıklasa, Demirtaş tahliye edilip Saray’da kahvaltıya davet edilir mi edilmez mi?
Hadi canım, abartmayın, o kadar da olmaz…. mı? Kahvaltı olmaz ama, başka sonuçlar olur….. mu?
Sahi ne olur?
Demirtaş ilginç adam, bana göre son zamanlarda siyasetin en doğurgan kafası… başka şeyler de söylüyor o mülakatta. Mesela;
“Size uç bir değerlendirme gibi gelebilir ama önümüzdeki aylarda Erdoğan, HDP ile kameralar önünde görüşmeyi önerirse kimse şaşırmasın.”
Abartılı mı buldunuz diye sorarcasına devam ediyor:
“Unutulmasın ki, kameralar önünde PKK ile Kandil’de, devlet heyetinin gözlemciliğinde Öcalan ile görüşüldü bu ülkede.”
İlginç değil mi?
Mesela seçim ikinci tura kalsa, Öcalan ile de, Kandil ile de, tabii Demirtaş ve HDP ile de görüşülür mü?
Bu ihtimali bana, tecrübeli bir siyasetçi hatırlatmıştı.
Bütün bunları halen HDP’ye dokunanın yandığını düşünenlerimiz nasıl karşılar acaba? Ya da ne bileyim, “HDP’nin masanın yedinci ayağı olduğu” iddialarını çok çok ezberleyip tekrarlayan ve bu yüzden de “muhalefetin çok tehlikeli bir işe giriştiğini” düşünüp zinhar onlara yaklaşmayanlarımız… ne yaparlar?
Demirtaş’ın “ayakkabı yalayanlar”dan olmayacağı kesin. Şu ana kadar “Ayakkabı yalamayı öneren tıp doktoru Ak Parti milletvekili”ne ilişkin bir açıklama geldi mi, iktidarın zirvelerinden? Ben rastlamadım da…
HDP, “Demirtaş’ın helikopterle Silivri cezaevinden alınıp Saray’da kahvaltı yapabilmesi için” Cumhur İttifakı’na örtülü destek vereceğini ima eder mi? Türkiye siyasetine “tarihi” bir olay daha yaşatıp, hukuk düzenimizin geldiği noktayı sergilemek ve bizim zihin dünyamızı allak bullak etmek ister mi?
Ne dersiniz, neler olabilir şu 2023 seçim kıyametinde?
…..
Yazıyı sonlandırırken, Millet İttifakı liderlerinin Demirtaş’ın alıntılar yaptığım mülakatının tümünü okumasında yarar olduğunu söylemeliyim. Orada Millet İttifakı ile HDP ilişkisine dair de ilginç ve önemli notlar var. Demirtaş, “Yoksa helikopterle Saray’a giderim ha…” demiyor benim anladığıma göre.