İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

Masa kuruldu: Kanlı eller Libya'yı paylaşıyor

Irak işgalinin başlamasından beş ay önce, İngiliz hükümeti ile petrol şirketleri arasında, işgal edilecek ülkenin petrol kaynaklarının paylaşılması için yapılan toplantılar, pazarlıklar ve anlaşmalara dair bilgiler orta yere saçıldı. İşgal öncesi bütün planlar yapılmış, kaynaklar bölüştürülmüş. Emin olun aynı toplantılar ABD'de de yapıldı. İşgalin iki öncüsü, sadece petrolü değil ülkenin bütün kaynaklarını önceden paylaştı ve işgal bundan sonra başlatıldı. Almanya, Fransa ve Rusya o zaman bu işgale karşı çıktılar. Nedeni belli değil mi? Onlara istedikleri oranda pay verilmedi. İşte yüz binlerce insan bu paylaşım için öldürüldü.

Bunları biliyorduk. Neden hatırlattık? Libya'yı da bu çerçevede düşünebilmek için. Kaddafi despotluğuna karşı özgürlük isteyenler için heyecanlanırken bunları da düşünelim diye. Sanırım hem Kaddafi yönetimi hem de muhalefet aynı güçlerin Libya senaryosunun kurbanı olacak. Neden mi?

Bir çokları, Libya'nın şu anki durumunu Irak'ın 1991'de Kuveyt'ten çıkarıldığı döneme benzetiyor. O zaman ABD ve müttefikleri Saddam Hüseyin rejimine karşı halkı isyana davet etmiş, harekete geçirmişti. Güney'de Şiiler, Kuzey'de Kürtler ayaklandı. Ancak yarı yolda bırakıldılar. Ardından Saddam yönetiminin kıyımları başladı. Türkiye sınırına yığılan binlerce Kürt mülteciyi hatırlayalım. Peki o zaman neden yalnız bırakıldılar? Neden Saddam'ı devirmediler? Ortadoğu'da taşlar oturmadığı, harita belli olmadığı için. 2003 yılında işte bu harita şekillendikten sonra Irak'ı işgal ettiler, Saddam'ı da astılar. Saddam o zaman için onlara lazımdı çünkü.

Bugün benzer durum Libya için de geçerli olabilir. Kaddafi rejimine karşı halkı ayaklandırdılar. İç savaş başlatıldı. Ama rejim devrilmiyor. Muhalefetin önünü açmak için, Irak'ta uygulanan Çekiç güç/uçuşa yasak bölge projesinin aynısını uygulamaya koydular. Bu uygulama Irak'ta yıllarca devam etti. Libya'da ne kadar devam eder bilmiyoruz ama hava saldırıları rejimi değiştirecek gibi değil. İki ihtimal var ortada. Süreç bu şekilde uzun süre devam edecek ya da kara operasyonları başlayacak. ABD, İngiliz özel harekat birimleri uzun süredir Libya'da ama kara operasyonu şimdilik yok. Libya'daki iç savaş uzun süre devam edebilir.

Irak'ın kaynaklarının paylaşılmasına yönelik toplantıların aynısı Libya için de yapıldı. Muhalefet, petrol sevkiyatına başladı. Kaddafi karşıtları, Batılı ülkelerden 2 milyar dolarlık silah istiyor, tabi petrol parasıyla. Ama daha net bilgiler geliyor:

İtalya, Libya'nın eski sömürgecisi, hızlı bir şekilde savaşta merkezi rol üslenmeye çalışıyor. 1911'de Kuzey Afrika'da 1 milyon kişiyi öldüren, sadece Libya'da yüz bin insanı şehid eden İtalya, hem savaşta öne çıkmaya çalışıyor hem de Libya petrolleri üzerinde agresif bir uygulamaya girişti. Muhalefetle petrol pazarlıkları yapıyor, müdahil ülkelerle petrol kaynaklarının paylaşıldığı masada manevralarını yoğunlaştırıyor.

Dört haftadır devam eden hava harekatında Aviano, Pisa, Gioia del Colle, Decimomannu ve Sicilya'yı kullandıran Roma, şimdi harekata öncülük etmeye çalışıyor. Dışişleri Bakanı aynı anda müdahil ülkelerle, Libya muhalefetiyle, petrol şirketleriyle pazarlıklar yapıyor. Avrupa Birliği'nin, "insani amaçlı" askeri müdahalesine liderlik yapmak istiyor.

Petrolün yüzde yirmi beşini, doğal gazın yüzde onunu Libya'dan tedarik eden İtalya'nın Merkez Bankası'nın yüzde onu Libya'ya ait. Petrol şirketi ENI'nin milyarlarca dolarlık yatırımları var Libya'da. İtalya inşaat şirketlerinin sahil yolu projeleri bir tarafa, Juventus, Telecom İtalia ve Fiat'ta Libya yatırımları var. UniCredit Bank'ın yüzde sekizi Libya'ya ait.

İtalya için Libya sadece petrol değil... Bu yüzden Roma yönetimi ile sonradan harekete geçen Almanya ve Libya dosyasını açan ABD, Fransa ve İngiltere arasında hararetli pazarlıklar yapılıyor. Mayıs ayının ilk haftası, Batılı ülkelerle Ortadoğu ülkeleri Roma'da buluşacak. Muhtemelen pazarlıklar o güne bitmiş olacak. Ya kara operasyonu başlayacak ya da uzun süreli Libya iç savaşı izleyeceğiz. Süre uzayacaksa Kaddafi Saddam'a dönüşecek, muhalifler de 1991'de Irak'taki Kürtlerin ve Şiilerin durumuna düşecek.

Şu anki manzara şöyle: Kaddafi de, muhalifler de söz konusu oyunun figüranları gibi. Kaddafi'nin aptallığı, muhaliflerin basiretsizliği Libya'da büyük yıkımlara, kıyımlara, bir ülkenin daha talan edilmesine, harabeye dönüştürülmesine, önü alınmaz iç savaşlara sürüklenmesine neden olabilir. Kitlesel kıyımlar, kan üzerinde dans eden şirketler görebiliriz. Yeni bir Irak görebiliriz.

Durun, mesele sadece Libya ile sınırlı değil. Çok yakında Suriye'nin üçe bölünmesi tartışmaları başlayacak. Selefileri Dera'da Baas rejiminin asker ve polislerini öldürürken, Alevileri Mezze Cebel'de Sünnileri öldürürken, Kürtleri Rüknettin'de Araplara saldırırken görebiliriz. Üç ateş arasında bir ülkenin dağıtılmasını izleyebiliriz. Kanlı Baas rejimini sorgularken, S. Arabistan-ABD-Haddam kumpasını izlerken, hak adına sokağa dökülenlerin kanlarının yerde kalabileceğini, Suriye halkının birbirini boğazlayabileceğini de düşünmek zorundayız.

Aklımızı başımıza almak, gerçekleri bütün boyutlarıyla görebilmek için daha kaç ülkenin kurban edilmesini, kaç yüz bin insanın ölmesini bekleyeceğiz...


akit

Bu yazı toplam 1509 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar