Mavi Marmara gemisi uğradığı hunharca siyonist saldırıdan aylar sonra yurda döndü ve müthiş bir şekilde karşılanıp adını bir kez daha tarihe geçirerek siyonistleri rezil etmeyi sürdürdü.

Günlerden 26 Aralık Pazar 'Mavi Marmara'(ŞEHADET GEMİSİ) dokuz şehidinin izini her zaman taşıyacağı tüm dünyanın kanlı baskın'a şahit olduğu olayın ardından yurda döndü...

Ve bir platform. konuşmacı şehadet gemisinin ŞEHİD OLANLAR ARASINDA en genci FURKAN DOĞAN'ın babası Ahmet Doğan diyordu ki , Furkan infak etmeyi çok severdi hatta bizlere yeri geldiği zaman kızardı derdi ki eski elbiseleri vermek değil asıl olan;asıl olan giyilmemişleri vermek,bu yüzden hayatını  başkalarının işlerine koşmakla masumların yanında olmakla geçirirdi

BURAYA KADAR HERŞEY BİLDİĞİMİZ ŞEYLER;

Konuşan Şehid Furkan Doğan'ın babası Ahmet Doğan!
Fonda Mavi Marmara!
Ve, Elinde İbranice Yazılar Bulunan Mikrofonuyla Bir İsrail'li Sarayburnu'nda!
İster Provakasyon Deyin İster Basın Özgürlüğü!
Analiz Merkezi Ekibi'nin hazırladığı bu özel haber, İsrail'den Türkiye'ye, Kanal 10'dan TRT'ye tam bir ibret manzumesi... 

NASIL MI?...

İsrail'li Gazeteci' İsrail'de yayın yapan Kanal 10 Televizyonu'nun Mikrofonu'nu Taşıyordu" İsrail Askerleri'nin 9 Kişiyi Katlettikleri Mavi Marmara'nın Karşılama gününde, on binlerce hüzünlü ve hırslı insanın arasında olmasına rağmen, mikrofonundaki 'İsrailli olduğunu belli eden İbranice yazılı başlığı' çıkarmaya lüzum dahi görmedi" Kanal 10 televizyonundan olduğunu iddia ediyordu ama tek başınaydı" Ne bir koruma ne de bir yardımcısı vardı" Bu bağlamda bu çekim için 'provakasyon' yorumunda bulunmak dahi mümkün" İsrail'li muhabir, gemiyi karşılamaya gelen herhangi birisinden yardım istedi" İstediği ilk yardımsa o konuşurken fonda Mavi Marmara'nın olması" 

Size ait olmayan bir toprak parçasını işgal ediyorsunuz"

Sonra 'komşu' toprak parçasındakilere yani Gazze'ye saldırılar düzenliyor, sivilleri öldürüyor ve ölümcül bir ambargo uyguluyorsunuz"

Sonra 36 ülkenin insanları bir araya geliyor ve bir özgürlük filosu bir vicdan gemisi yola çıkıyor"

Ve bu ambargoyu denizden kırmak isteyen gemilerden en fazla yolcu taşıyanına, yanına yaklaşmanızın dahi yasak olduğu uluslar arası deniz sahasında gece baskını düzenliyor, 9 silahsız kişiyi özel harekat timlerinize öldürtüyor, onlarcasını yaralatıyor, sizin olmayan gemiyi ve yükleri gasp ediyor, o 36 ülkeden toplanıp gelen yüzlerce kişiyi nezarethanelere dolduruyorsunuz"

Sonra aradan birkaç ay geçiyor, gemi ülkesine dönerken bir tören düzenleniyor ve siz de katil ülkenin katliamı destekleyen bir kanalı olmanıza rağmen, fonda katliamın olduğu gemi ve önünüzde ise saldırdığınız, üyelerini öldürdüğünüz ve envai çeşit iftiralarla karalamaya çalıştığınız vakfın görevlileri olduğu halde çekim yapabiliyorsunuz"

Fondaki bayraklar Türkiye, Filistin ve İHH bayrakları"

Ve işte skandal!...

Resme dikkatlice baktığınızda, TRT Mikrofonu'nu açıkça görebilirsiniz"

Yani İsrail'li Basın Mensubu hiçbir yerden izin almaksızın ve hiçbir yetkili merciye akredite olmaksızın, İsrail'in 9 silahsız sivili katlettiği geminin hemen önünde TRT ekibiyle aynı platformda çekim yaptı ama oysa bundan sadece saatler sonra İsrail'e giden bir TRT ekibi, 3 günlük izinli çekimlerinin ardından göz altına alındılar.

Üstelik bir basın kuruluşuna asla yapılamayacak fiillerden birisini yapan İsrail, TRT'nin kamerasına da el koydu!

TRT ekibi kameralarını almadan dönmeyeceklerini bildirdiklerinde Tel-Aviv'deki İsrail'lilerin cevabı 'Bekleyin ama kaç gün sürer inceleme, o belli olmaz!' oldu"

Oysa bir kameranın kayıtlarının incelenmesi dakikalarla ölçülebilecek bir konudur"

Dolayısı ile İsrail'in bu tavrı, apaçık düşmanca bir gasp olayı olarak değerlendirildi"

Bunun üzerine merkeziyle görüşen TRT ekibi, kameralarını almadan döndüler"

Türkiye İsrail'in hiçbir gemisine saldırmadı, hiçbir insanını öldürmedi; bilakis, İsrail tüm dünyanın şahitliğinde onlarca seneden beri Filistin'de rutinleştirdiği katliamlarının bir örneğini Mavi Marmara'da verdi!

Buna rağmen göz altına alınan, zor durumda bırakılan, kameralarına el konulan İsrail'den değil Türkiye'den gazeteciler...

Ve İHA!...ARABASINDA...

İsrail Kanal 10 Televizyonu'nun 'muhabiri' Sarayburnu'ndaki ona yakın canlı yayın aracını es geçerek İhlas Haber Ajansı – İHA aracına gitti"

Teknik cihazları ve çantası bu arabadaydı"

AnalizMerkezi.com merak etti, İHA'yı aradı, sorumlu müdürle görüştü...

İHA'daki görevli müdürün yaptığı açıklamaya göre bu rutin bir işlem"

Müdürün yaptığı açıklamaya göre İHA, dünyanın her yerinde İsrail'li Kanal 10 Televizyonu ile çalışabiliyor, sinyal gönderebiliyor.

Normalde İsrail'den gelen gazeteci, daha yola çıkmadan önce, kurumunun İHA'ya 'Request' atması, booking talebinde bulunması gerekiyor ama buna gerek yok, İHA ve Kanal 10 zaten 'tanışıyorlar'.

Analiz Merkezi'nin ısrarlı sorularına rağmen İHA'nın cevabı aynı oldu: "İsrail'in veya Kanal 10'un hiçbir ayrıcalığı yok, biz her ülkeden, büyük ölçekli tüm kanallara teknik hizmet ve veri aktarım hizmeti sağlıyor ve karşılığını alıyoruz.

Bu da profesyonel bir çalışmadır."

Bu görüntüler, videolar ve bu haberle ile birlikte, Türkiye ve İHH hakkındaki pek çok karalama kampanyası boşa çıkmış olduğu gibi, Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığını, anti-semitizm'in yükseldiğini, İHH'nın marjinal unsurlar barındırdığını iddia eden bir takım iç ve dış odaklar ise sessizliğe mahkum ediliyor"

MİKROFONDA BİR İSRAİL BASIN MENSUBU!

KAMERAYI TUTAN MÜSLÜMAN BİR TÜRKİYE VATANDAŞI!

ARKA PLANDA İSRAİL BASKINI'NA UĞRAYAN MAVİ MARMARA!

VE HATTA ŞEHİDLERİN RESİMLERİ GEMİNİN ÜZERİNDE!

FONDA SESİ GELEN İSİM İSE, ŞEHİD

FURKAN DOĞAN'IN BABASI AHMET DOĞAN!

İSRAİL'Lİ GAZETECİ ÇEKİM YAPARKEN, İSRAİL ÖZEL HAREKAT TİMLERİ'NİN GECE BASKINI'NDA ŞEHİD OLAN CEVDET KILIÇLAR'IN VAKIF ARKADAŞLARI İHH YELEKLERİYLE BİRLİKTE GAZETECİNİN YANINDADIR" BU GÖRÜNTÜLER TÜRKİYE'DE ANTİ-SEMİTİZM VARLIĞI VEYA İHH'NIN MARJİNAL UNSURLARA SAHİB OLDUĞU GİBİ TAMAMEN STRATEJİK DEZENFORMASYON AMAÇLI TÜM KARALAMALARI BOŞA ÇIKARACAK GÖRÜNTÜLERDİR"

ANALİZMERKEZİ.COM

Not:Analiz Merkezi.com adlı internet sitesinin gün içerisinde dijital saldırıya uğradığı bildirildi