Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Mazlumların Ahı Birgün Sizi Tepetaklak Götürür

Evlerimize öyle bir gelişiniz var ki, niçin böyle yaptığınızı hâlâ çözebilmiş değiliz.

Bütün bir mahalleyi ayağa kaldırıyorsunuz, sokağı velveleye veriyorsunuz, binada oturan herkesi dışarı döküyorsunuz.

Diyarbakır/Çınar'da Mavi Marmara'ya indirme yapar gibi evin üzerine helikopterle indirme yapıyorsunuz, kapıları balyozla kırıyorsunuz, küçücük çocuklara kocaman silahları doğrultuyorsunuz, etrafa dehşet saçıyorsunuz.

Niçin böyle yapıyorsunuz?

Geldiğinizde kapımızın ziline bir defa bassanız, evet sadece bir defa tıklasanız yeterlidir.

Çünkü sizin geldiğinizde biz ya teheccüd kılıyoruzdur, ya tesbihatımızı çekiyoruzdur veya sabah namazı kılıyoruzdur. Yani kesinlikle ayaktayız, uyanığız ve başka yerde değil evlerimizdeyiz.

Söyleyin Allah aşkına, bütün bir çevreyi uyandırıp haberdar etmekle neyi amaçlıyorsunuz?

Herkes tarafından mütedeyyin olarak bilinen bir ailenin baskına uğramasını bütün bir etrafa ilan etmekle neyi hedefliyorsunuz?

Müslümanca bir hayat yaşamaya çalıştığı mahalledeki, sokaktaki veya apartmandaki herkes tarafından bilinen birilerinin uğradığı baskını herkese seyrettirmekten nasıl bir zevk alıyorsunuz?

Geçmişte olduğu gibi bunu İslam'a düşman olan yöneticiler yapıyor olsaydı bir anlam verebilirdik, fakat şu anda anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz.

Bir taraftan baskınlar düzenlemek suretiyle, diğer taraftan Arif Doğan, Bülent Orakoğlu ve benzerlerinin zırvalarına sanki imanın yedinci şartıymış gibi sarılmak suretiyle, bu zırvaları heyecanla dört bir yana neşretmek suretiyle Peygamber Sevdalılarını karalamayı düşünüyorsanız, iyi bilin ki bunu asla beceremeyeceksiniz.

Fiyaskoyla neticelenen baskınlarla birlikte bunun tam tersi gerçekleşecek. Bu dönem öyle bir dönem olacak ki, bu camianın bütün iftiralardan, ithamlardan tamamen arınma dönemi olacak.  Bu camianın üserinde ne kadar kara bulut varsa kalkacak Allah'ın izniyle. Bundan sonra da hiç tutmayacak.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, eğer bu baskınlarla bu camia yerin altına itilmek isteniyorsa, şiddete bulaştırılmak isteniyorsa bunu da asla başaramayacaklar.

Taşların havada uçuştuğu bir Türkiye'de, öğrencilerin, işçilerin ve sokaklara sürülerin çocukların yegâne silahlarının havada uçuşan taşların olduğu bir Türkiye'de, ekranları taşlarla yarılan kanlı başların doldurduğu bir Türkiye'de, bu camia nohut kadar bir taşı dahi şurdan alıp şuraya atmayacaktır, kimse attıramayacaktır.

Ve bütün bunlara insanımız şahitlik edecektir, kimin ne olduğunu, kimlerin neler yapmak istediğini çok iyi anlayacaktır ve anlamaya başlamıştır bile.

Yok eğer bu baskınlarla, bu sindirme operasyonlarıyla Türkiye'de tek tip bir İslamî anlayış dayatılmak isteniyorsa, bir tek cemaatin dışındaki bütün anlayış ve yapılanmalar yok edilmek isteniyorsa, bu çok daha tehlikeli bir oyundur ve kısa zamanda geri tepecektir.

Bu düşüncede olanları uyarıyoruz, buna göz yuman veya destek veren yetkilileri uyarıyoruz:

Şu anda mazlumların ahını alıyorsunuz. Yaptığınız baskınlarla mazlum Müslümanların izzetiyle oynuyorsunuz, onurlarını yaralıyorsunuz. Öğrenci evlerine yaptığınız baskınlarla gençlerimizin onurlarıyla oynuyorsunuz.

Yetkililere, özellikle Ak Partili yöneticilere sesleniyoruz!

Sizden ne iş istiyoruz, ne aş istiyoruz, ne tayin ve atama istiyoruz, ne koltuk ve makam istiyoruz, ne ihale istiyoruz, ne kredi istiyoruz.

Kesin şu operasyonları, bitsin artık şu baskınlar, çekin artık etrafımızdaki polis ve istihbarat çemberini! Yeter artık uğraşmayın bizimle!

Mazlumların, mustazafların ahını aldığınız yeter! Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin diliyle uyarıyoruz sizi: "Mazlumun bedduasından korkunuz! Zira o beddua ile Allah arasında bir perde yoktur!"

Vallahi incitip durduğunuz o mazlumların, mustazafların ahı ne CHP'nin muhalefetine benzer, ne öğrenci gösterilerine benzer, ne işçi grevlerine ve yürüyüşlerine benzer!

doğruhabergazetesi

Bu yazı toplam 3169 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar