Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Meclisten mi bekliyorsunuz lanetli yasağın kaldırılmasını?

Ne Baykal"ı yazmak geliyor içimden, ne kaset olayını, ne CHP"yi, ne Kılıçdaroğlu"nu ve ne de 50. yılında lanetli 27 Mayıstan söz   etmek.

Dualarla Gazze"ye uğurladığımız gemilerin sevincini dile getirmek istiyorum birazcık.

İsrail ambargosunu delmek üzere Akdeniz"de seyreden gemilerin içimde oluşturduğu coşkuyu kelimelere dökmek istiyorum birazcık. Fakat gelip bir noktada     tıkanıyorum.

Bir yandan İslam dünyasının ağabeyliğine oynayan, öte yandan başörtülerinden dolayı bayanların okullara alınmadığı, kamusal alanlara ayak bastırılmadığı, insan yerine konulmadığı, gayri İslami bir yaşama tarzının zoraki dayatıldığı bir ülke"

Bu ne müthiş bir çelişki?

Yıllardır sürmekte olan bu lanetli yasağı yıkmak adına, üzerinde birlikte düşünmemiz için kafamda oluşan şu soruları sormak            istiyorum:

Yirmi beş milyonun öğrenim gördüğü okullarda, üniversitelerde ve devletin bütün ciddi kurumlarında başörtülü bir tek kişinin bulunmadığı bir ülkenin Allah katındaki durumu nedir hiç düşündünüz mü?

Şimdiye kadar olduğu gibi, Meclisten mi bekliyorsunuz bu yasağın kaldırılmasını?

Peki, başörtüsü Meclis tarafından mı yasaklandı, hangi dönemde, ne kadar parmak kaldırılarak yasaklandı ki Meclis tarafından serbest bırakılacak?

Anayasa değişikliği ve referandumun ardından başörtüsü yasağının kalkacağına inanıyor musunuz?

Önümüzdeki seçimde Ak Parti öncekinden daha fazla mı oy alacak, örtü yasağının kalkması için 411den daha fazla mı parmak kaldırılacak?

Bu durumda Meclis bu yasağı ne kadar yıl sonra halledebilir, kafanızda bir rakam var mı?

Örtünmekle mükellef olanlar sadece üniversite çağındakiler mi, yoksa akil baliğ olan bütün kızlar mı? Yani, ilköğrenim ve lise öğrencileri İslam"a göre mükellef değil midir?

Örtünmek yasak olduğu için şu anda okula gitmeyen kızlarımızın sayısı ne             kadardır?

Örtünmek istediği halde, yasak olduğu için başlarını açarak okuyan kızlarımızın sayısı ne kadardır?

Kendilerine örtünme çağrısı yapıldığı takdirde, bu konuda birazcık bilgilendirmeyle örtünebilecekleri halde, yasaktan dolayı örtünmeyenler ne kadardır?

Okulunda, sınıfında örtülüleri gördükçe, arkadaşları örtündükçe, kendileri de zamanla örtünebilecekler ne kadardır?

 

Sizce Türkiye"de Müslümanların örtünme yasağını yıkmak için yapabilecekleri başka bir şeyleri yok mudur?

Müslümanlar örtünme adına, yasakları yıkma adına bir bedel ödemişler midir?

Başta kızlarımızın bizzat kendileri, örtünmek isteyen, okullarına başörtüleriyle girmek isteyenler, yapabilecekleri her şeyi yapmışlar mıdır?

Bu kızlarımızın velileri, babaları ve ağabeyleri neler yapmışlardır, hangi bedeli ödemişlerdir?

Çocuklarına yapılan en ufak bir haksızlıkta, öğretmenlerden gördüğü en ufak bir şiddet konusunda okulu ayağa kaldıran, okul yöneticilerini titreten, öğretmenleri sürdüren velilere soruyoruz; Kızınızın başörtüsüyle okuyabilmesi için ne yaptınız?

Örtünmenin Allah katındaki yeri, örtüsüzlüğün ne anlama geldiği ve bu yasağın kalkması hususunda ilim adamlarımız, davetçilerimiz ne gibi çalışmalar yapmışlardır?

İslami hassasiyete sahip cemaatlerimiz örtünme hususunda, örtünmenin önündeki engelleri kaldırma hususunda neler yapmışlardır?

Rejimin fazla bir ses çıkarmadığı bazı İslami konularda birbirleriyle yarışan, ciddi kampanyalar düzenleyen vakıflarımız, cemaatlerimiz aynı hassasiyeti örtünme konusunda göstermeli değil midir?

Unutmayınız ki, Müslümanca bir hayat, ancak karşılığında bedel ödenerek elde edilen hayattır. Demokrasinin, liberalizmin lütfuyla gelecek kıytırık özgürlükler asla Müslümanca bir hayat sayılmayacaktır.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kazakistan gezisi esnasında gazetecilere, Türkiye"nin en önemli meselesinin Kürt meselesi olduğunu söylemiş. Şurası bilinmelidir ki, Kürdün en önemli meselesi de Müslümanca yaşama meselesidir. Diğer bütün meseleler ondan sonra gelir. Kürdün de, Türkün de bundan daha büyük bir meselesi yoktur.

doğruhabergazetesi

Bu yazı toplam 4035 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar