Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanmasının ardından, ekonomi politikasında değişiklik olacağı şeklinde yorumlanan açıklamalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Hazine-Maliye'nin üst düzey yönetim kadrolarında yeni isimlerin görülebileceğine işaret ediyor. Bu değişikliklere bağlı olarak Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yönetimleri de dikkatle takip ediliyor. Ayrıca, yeni bakanların birçoğunun genel müdürlük seviyesinde değişiklik yapma isteği olduğu vurgulanıyor.

Mehmet Kaya'nın Ekonomim'de yer alan habere göre, Merkez Bankası Başkanlığı için Mehmet Şimşek ile uyumlu bir politika izleyebilecek kişiler üzerinde çalışmalar yapılıyor. Öte yandan, halen bu görevde bulunan Şahap Kavcıoğlu'nun AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uyumlu bir çalışma gösterdiği biliniyor. Ancak kamuoyunda eski banka genel müdürlerinin de olduğu bir dizi isim üzerinde yoğun bir şekilde spekülasyonlar yapılmaktadır. Bu isimler arasında Hafize Gaye Erkan ön plana çıkmaktadır.

Bununla birlikte, ekonominin finans ayağının yöneticisi olan BDDK ve SPK'de de değişikliklerin olabileceği belirtilmektedir. BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben'in 2015 yılından bu yana BDDK'da görev yaptığı hatırlatılarak, kendisinin de değişiklik isteyebileceği ifade edilmektedir. Akben'in yerine geçebilecek isimler arasında İkinci Başkan Yakup Asarkaya ve Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Taha Çakmak'ın adı geçmektedir.

Bakanlık düzeyinde yapılan değişikliklerin ardından Cumhurbaşkanı'nın yakın çalışma arkadaşlarının nitelikli ofislerde ve başkanlıklarda da bir dizi değişiklik yapılması beklenmektedir. Finans, yatırım, teknoloji gibi danışma niteliğine sahip ofisler ve Ekonomi Politikaları Kurulu, Strateji ve Bütçe Başkanlığı gibi yarı idari görevlere sahip birimlerde "kan tazeleme" niteliğinde değişiklikler öngörülmektedir. Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nda İbrahim Şenel'in devam etmesi beklenirken, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Kürşad Arat'ın da bu değişikliklerden etkilenebileceği belirtilmektedir. Ayrıca, Sosyal Politikalar Kurulu'nda boşalan bir koltuğa atama yapılması gerektiği ve görevden alınacak üst düzey bürokratlardan birinin bu göreve getirilebileceği ifade edilmektedir.