"Mekke Belgesi" ve "Irak İslam Devleti" / İsmail Yaşa
Bölgesel güçler ve ülke içi gruplar arasında bir anlaşma sağlanamaz veya en azından çatışmayı önleyecek caydırıcı bir güç dengesi kurulamazsa, başkaları adına vekaletle yürütülen bu çatışmalar daha çok devam edecektir.
Mübarek Ramazan ayının son on günü nedeniyle Mekke, iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalık"
İslam Dünyası'nın her bir tarafından "Şehirlerin Anası"na akın eden insanlar, tek bir noktanın, Kâbe'nin etrafında el bağlayıp omuz omuza vererek sımsıkı saflar oluşturuyorlar.
Fakat maalesef- bu mübarek günlerdeki ve kutsal topraklardaki tevhidi manzara İslam Dünyası'na birlik ve beraberlik olarak yansımıyor.
Mekke bugünlerde, İslam Konferansı Örgütü'nün öncülüğünde Sünni ve Şii din adamlarının bir araya geleceği toplantıya hazırlanıyor.
Tarafların imzalayacağı "Mekke Belgesi" Ramazan'ın 27. veya 28. gecesi ilan edilecek.
Girişimin amacı mezhep çatışmalarının önüne geçmek"
Bu, hiç şüphesiz iyi niyetli bir adım" Ama başarılı olması zor"
Çünkü sorun dini değil siyasi"
Bir kere, işgalcinin varlığı Irak'ın ve bölgenin dengesini ve kimyasını bozdu. Çözüm için öncelikle işgalin ortadan kalkması gerekir.
İkincisi; Irak'ta bölgesel güçlerin ve ülke içi grupların çatışması yaşanıyor. Mezhep ve etnisite de, bu çatışmanın sadece görünen argümanları"
Bölgesel güçler ve ülke içi gruplar arasında bir anlaşma sağlanamaz veya en azından çatışmayı önleyecek caydırıcı bir güç dengesi kurulamazsa, başkaları adına vekaletle yürütülen bu çatışmalar daha çok devam edecektir.
Irak'ın ve mevcut Irak Hükümeti'nin geleceğiyle ilgili bir sürü söylenti ve senaryo ortalıkta dolaşıyor.
Bugünkü Arap gazetelerinin neredeyse tamamında, Bush'un Irak Başbakanı Nuri El-Maliki'yi telefonla arayarak teselli ettiği ve "Söylentilere aldırma" dediği haberleri yer alsa da, Bush'un konuyla ilgili olarak Irak Başbakanı'nı araması, şüpheleri ortadan kaldırmıyor; bilakis söylentilerin ve alternatif arayışlarının ciddi boyutta olduğunu gösteriyor.
Irak ile ilgili senaryolardan en meşhuru, şiddet olaylarının bir türlü önüne geçemeyen halihazırdaki hükümetin askeri bir darbeyle görevden uzaklaştırılması üzerine kurulu" Amerikalıların bu doğrultuda eski subaylarla görüşmeler yaptıkları söyleniyor.
Darbeciler başkent Bağdat'ı ele geçirdikten sonra Kürtler kendi bölgelerine, Abdülaziz El-Hekim taraftarları da Güney Irak'a çekilecek. Bu da Irak'ın bölünmesini hızlandıracak.
Hafta başında paralel bir gelişme daha yaşandı. Bazı direniş gruplarından oluşan Mücahitler Şurası, Kuzey'de Kürtlerin, Güney'de de "Rafiziler"in kendi yönetimlerini kurma girişimlerinin ardından Orta Irak'ta "Irak İslam Devleti"nin kurulduğunu ilan etti.
Her ne kadar çok ciddiye alınmasa da, bu gelişme, Irak'taki direniş gruplarının işgal sonrası dönem için siyasi progralar geliştirdiklerini göstermektedir ve Irak'ın Sünni bölgesinde bir İslam devleti kurulmasından kaygılananların korkularını artırmıştır.
"Irak İslam Devleti" ilanının körüklediği korkunun Irak'ın bölünmesini engelleyeceğini düşünenler olduğu gibi, gelişmelerin, bir emrivakiyle Sünnileri bölünmeyi kabule ve Orta Irak'ta hakimiyet kurma çatışmasına sürüklemeyi hedefleyen bir "Amerikan tuzağı"na işaret ettiğini düşünenler de var.
Görünen o ki, muhtemel bir bölünme halinde yine en karışık bölge Sünni bölgesi olacak"
Ürdün'ün, bu bölgenin kontrolü için şimdiden terörle mücadele adı altında Ramadi'deki Ebu Riyşe aşireti mensuplarını düzenli bir şekilde silahlandırdığı belirtiliyor.
Irak'ın bölünmesi konuşulurken, bir süre önce ortaya atılan yeni Ortadoğu haritasında "Küçük Ürdün"ün "Büyük Ürdün"e dönüştüğü unutulmamalı"
Böylece Ürdün'ün Irak'ta nasıl bir rol üstlendiği de daha iyi anlaşılacaktır.
[email protected]