MGK'nın hükmü iki ayda sona erdi
25 Ağustos 2004 tarihli MGK'da Gülen Grubu'nu bitirme kararına imza atmakla suçlanan hükümetin, 2 ay sonra yayınladığı genelge ile 'irticayla mücadele' adı altındaki tavsiye kararını işlevsiz kıldığı ortaya çıktı.
25 Ağustos 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, Fethullah Gülen Grubu'nu bitirmek için karar almakla suçlanan AK Parti hükümeti, MGK oturumundan yalnızca 2 ay sonra yayınladığı genelgeyle, 'irticayla mücadele' adı altındaki tavsiye kararlarını boşa çıkardı. Yeni Şafak'ın ele geçirdiği belgeler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla 2010 yılında tarihe gömülen 'irtica paranoyası'nın çok daha önceleri hafifletilip işlevsiz hale getirildiğini ortaya koyuyor. 28 Ekim 2004 tarihli dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer imzasıyla yayınlanan genelgede 'İrticai Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisine Ek Eylem Planı', parantez içerisinde 'Dini Motifli Terör Örgütleri ve Radikal Gruplara Yönelik Mücadele Stratejisi' olarak gösterildi. Yani, 'Gülen'i bitirme planı' olarak lanse edilmeye çalışılan kararları Dinçer, 'dini motifli terör örgütlerine karşı mücadele'ye dönüştürerek 28 Şubat uzantısı irtica anlayışını işlevsiz hale getirmiş oldu.
BAŞBAKAN TARİHE GÖMDÜ
Dini gruplara tümüyle 'irtica' yaftası yapıştıran 2004 yılı MGK'sındaki anlayış, 14 Aralık 2010 tarihinde Başbakan Erdoğan imzalı genelgeyle de tümüyle tarihe karıştı. Müsteşar Ömer Dinçer'in imzasının bulunduğu 2010/27 sayılı genelgede, 'Ekteki listede belirtilen genelge ve talimatlar ile bunlarla ilişkili olarak Başbakanlık ile diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından genelge, tamim, eylem planı, yönerge, talimat, olur, direktif ve diğer adlar altında yürürlüğe konulan her türlü işlem ve düzenlemeler yürürlükten kaldırılmıştır' deniliyor.
KIRMIZI KİTAP'TAN ÇIKTI
Devletin tehdit değerlendirmesinin kaynağı olarak gösterilen ve kamuoyunda 'Kırmızı Kitap' olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni de hükümet, 2010 yılında yeniden düzenledi. Yeni Kırmızı Kitap'ta 'irticayla mücadele konusu' da tehdit olmaktan çıkarıldı. Yeni Şafak'ın ulaştığı belgeler, Gülen Grubu başta olmak üzere dini cemaatlerin bitirilmesine yönelik kararları hükümetin önce işlevsiz kıldığını, daha sonra ise ortadan kaldırdığını gösteriyor. Devletin resmi bölgelerine göre, irticayla mücadelede ilk adım AK Parti'nin iktidar olduğu 2004 tarihinde değil, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in başbakanlığında kurulan ve MHP ile ANAP'ın da koalisyon ortağı olarak yer aldığı ANASOL-M hükümeti döneminde atıldı.
2004'te içi boşaltıldı
ANASOL-M hükümeti döneminde yapılan MGK toplantısından sonra İrticayla Mücadele Eylem Planı tüm kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilirken, AK Parti'nin iktidar olduğu 2004 yılında yapılan MGK'daki kararlardan sonra ise AK Parti hükümetinin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer imzasıyla MGK kararlarını işlevsiz hale getirecek bir genelge yayınladığı ortaya çıktı. Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, MGK Genel Sekreterliği, MİT, YÖK, Diyanet, RTÜK ve TRT'ye gönderilen 28.10.2004 tarihli resmi yazıda, İslamiyetin doğru anlatılması, kamu görevlilerinin beyanlarında dindar vatandaşlarının rencide edilmemesine dikkat edilmesi isteniyor.
TOPLUM AYDINLATILSIN: İslamiyet'in terörizme, intihar türü eylemlere ve masum insanları öldürmeye kadar varan şiddet hareketlerine izin vermediği, bu tür şiddet hareketlerinin İslam'da yerinin bulunmadığı konusunda toplumun aydınlatılması.
İLAHİYATLARA ULUSLARARASI ETKİNLİK: Dünyada bazı dini merkez ve dini eğitim kurumlarına yurdumuzdan çok sayıda öğrencinin gitmesini engellenmek maksadıyla, ülkemizde mevcut ilahiyat fakültelerinden biri veya birkaçının uluslararası etkinliğe sahip bir yapıya kavuşturulması.
ARAŞTIRMALAR YAPILSIN: Bu konuda, üniversite mensupları tarafından din, sosyoloji ve felsefe alanlarında araştırmalar yapılması; üniversitelerde yaptırılan yüksek lisans ve doktora ya da araştırmaların bu konulara yoğunlaşması.
DİNİ PLATFORMDA SEVİYELİ TARTIŞMA: Şiddete referans olan dini hususların dini ve ilmi açılardan tartışmaya açılarak bu konularda toplumun aydınlatılması; bu tartışmaların tamamen ilmi, dini platformlarda ve seviyeli bir şekilde yapılması.
ÇATIŞMALAR ÖNLENSİN: Dünyada meydana gelen ve terörizmi körükleyen siyasi gelişmelerin, gerginlik ve çatışmaların önlenmesi hususunda çalışma yapılmasının uluslararası görüşmelerde gündemde tutulması.
EHLİYETLİ KİŞİLER TV'DE ANLATSIN: Toplumun aydınlatılması maksadıyla TRT kanallarında Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis edilen saatlerin dışında, izlenme oranlarının yüksek olduğu zamanlarda da program yapılması. Bu programlara çıkacak kişilerin ehliyetli kişiler olması. Yurt dışındaki bütün resmi görevlilerin vatandaşlarımızı radikal dini akımların etkisinden kurtaracak çalışmalara aktif olarak katılması.
RADİKAL HUSUSLARI ÇÜRÜTÜN: Dini eğitim yapan kurumlar ile istihbarat birimlerinin, 'Selefi akım mensuplarının ve Selefi çizgi başta olmak üzere yurtdışı kaynaklı radikal anlayışları' referans alan dinsel motifli terör örgütleri ile radikal grupların propaganda çalışmalarında kullandıkları argümanları tespit etmeleri. Bu tespitlerin birleştirilerek ilgili kurumlara iletilmesi ve bu grupların ileri sürdükleri hususları çürütecek karşı görüşlerin geliştirilmesi.
İNANÇ ÇEŞİTLİLİĞİNİ DİKKATE ALARAK DİYALOG KURUN: Radikal dini grupların nispeten daha etkili oldukları bölgelere tayin edilecek görevlilerin seçiminde özel bir dikkat gösterilmesi. Bilhassa sosyokültürel farklılıkların bulunduğu yerlerdeki dini görevlilerin vatandaşlarla ilişkilerinde ve dini yorumlamalarında, inanç çeşitliliğini göz önünde bulundurarak halk ile diyaloglarını devam ettirmeleri.
DİNDAR VATANDAŞI RENCİDE ETMEYİN: Kamu görevlilerinin beyanat ve yazışmalarında, yorumlarda, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edilmesinin veya dindar vatandaşların rencide edilmesinin önüne geçilmesi için kullanılacak terminolojinin hassasiyetle seçilmesi.
Takip kararını Bülent Ecevit hükümeti aldı
Ecevit hükümetinin Başbakanlık müsteşarı Ahmet Şağar'ın imzası, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in 'olur'u ile yürürlüğe giren ve tüm devlet birimlerine gönderilen 18.05.2000 tarihli 'İrticai Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi' belgesinde, '28 Nisan 2000 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'na sunulan ve ilişikte bulunan, 'İrtica (siyasal İslam) Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi'nin onaylanarak yürürlüğe konulmasını ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca uygulanmasını ve gereklerinin yerine getirilmesini sağlamak üzere Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu'na (BUTKK) havalesini takdir ve tensiplerinize arz ederim' deniliyor.
28 Şubat'ı tarihe gömdü
2004 tarihli MGK'da alınan kararları gerekçe gösterilerek, Gülen hareketini bitirmekle suçlanan AK Parti iktidarının, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana irticayla mücadele adı altında dini özgürlükleri yaşamaları suç olarak düzenleyen genelge, eylem planı ve direktifleri mevzuattan çıkarılmasını sağladığı ortaya çıktı. 14 Aralık 2010 tarihli Başbakanlık Genelgesi ile 28 Şubatçılar tarafından çıkarılan 1997, 1998 ve 1999 tarihli düzenlemeler ile 7 adet Bakanlar Kurulu kararı yürürlükten kaldırılıyor. Başbakan Erdoğan'ın imzasını taşıyan ve 28 Şubat'ı tasfiye eden genelge olarak gösterilen 2010/27 sayılı genelge ile irticayla mücadele adı altında Başbakanlık oluru ile yapılan işlemler de hukuki sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılıyor. 2004 yılında alınan MGK kararlarını, AK Parti'nin Fethullah Gülen grubunu bitirme planı olarak gösteren çevrelerin, 28 Şubat kararlarını tarihe gömen Başbakan Erdoğan'ın imzasını taşıyan genelgeyi ise görmezden gelmeleri dikkat çekti.