Hasan Karakaya
MHP"yi kaset, CHP"yi bu haset bitirir!
Dün, "dananın kuyruğunun koptuğu gün"dü... Ligin son haftasına "eşit puan"larla giren Fenerbahçe ve Trabzonspor; Sivas ve Karabük"te "şampiyonluk" için ter döktüler... Bu yazıyı yazdığım saatlerde elbette "karşılaşmalar" devam ediyordu ve "şampiyon"un kim olduğu belli değildi...
Malûm, aynı yarış "partiler" arasında da devam ediyor... 12 Haziran"da yapılacak seçimlere 3 haftadan az bir süre kaldı.
"12 Haziran"ın şampiyonu" olarak gösterilen AK Parti, yine de rehavete kapılmıyor, tam aksine "açık ara önde" olabilmek için; şehir şehir, meydan meydan koşturuyor.
HAKKARİ"DE VERİLEN MESAJ
Biliyorsunuz;
Başbakan Tayyip Erdoğan"ın Cuma günkü Kars ve Van, Cumartesi günkü Hakkari ve Şanlıurfa mitinglerini Akit olarak izleme imkânı bulduk.
Açık söylemek gerekirse;
Seçimin sadece "meydan"larda kazanılmadığını, "seçim sandıklarına hakimiyet"in de son derece önemli olduğunu, "vatandaş"lar ve "siyasî"lerle yaptığımız görüşmelerde öğrenme imkânı bulduk... Bunun "ayrıntı"larını, inşallah yarınki yazımızda yazacağız...
Yarın; hem "sandık oyunları"nı, hem "seçmenin nabzı"nı aktarmaya çalışacağız.
Bugünlük, şu kadarını söyleyelim:
PKK, KCK ve BDP"nin, neredeyse "devlet içinde devlet" kurduğu Hakkari"de, Başbakan Tayyip Erdoğan"ın "miting" yapması; hem "PKK ve KCK"ya bir meydan okuma"dır, hem de Hakkari halkına verilen bir "güvence"dir... Yani, Erdoğan, Hakkari"ye kadar gitmekle; "Biz buradayız" demiştir... "PKK ve KCK baskıları"ndan bunalan halka, şu mesajı vermiştir Erdoğan: "Kürtlerin sorunu KCK veya BDP"nin ideolojik diliyle değil, hizmet diliyle, kardeşlik diliyle çözülür... Biz, bu vatan üzerinde ameliyat yaptırmayız!"
Biraz önce dediğimiz gibi;
BDP"nin hangi "sandık oyunları"na müracaat ettiğini, oylarının nasıl "hormonlu" olduğunu yarın ayrıntılarıyla anlatacağız... Tabiî, "gördüklerimizi" ve "duyduklarımızı" da anlatacağız...
SON KASET, MHP"NİN SONU!
Gezi esnasında birlikte olduğumuz gazeteci arkadaşlarımızla, "siyasî gidişat" üzerinde görüş alışverişinde de bulunduk.
Ortak kanaat şuydu:
"Kaset olayının ilkinde kararlı bir tavır takınan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli; kaseti çıkan adamlarını istifa ettirmekle, partisini çok ağır yara almaktan kurtarmıştı...
Ancak, "daha 6 kaset var" yönündeki uyarılara kulaklarını tıkayıp; "Hodri meydan" demesi ve onların "vebal"lerini üstlenmesi; hem kendisini, hem MHP"yi zor duruma soktu...
Hele, Mehmet Ekici"nin, porno filmleri bile aratmayacak yatak görüntüleri üzerine; Mehmet Ekici, Mehmet Taytak, Deniz Bölükbaşı, Ümit Şafak ve Osman Çakır"ın istifa etmek zorunda kalmaları; kamuoyunun MHP ile ilgili düşüncelerini altüst etti.
Bugün, her parti; projeleriyle anılıyor ama, MHP, seks kasetleriyle anılan bir parti haline geldi... İğrenç görüntülerin yer aldığı bu kasetlerden sonra, MHP"nin barajı geçmesi son derece güç hâle geldi.
Zaten baraj sorunu yaşayan MHP, bu kasetlerden sonra barajı zor geçer!..
Kasetlerden sonra, MHP çökmüştür!"
Gazetecilerin genel kanaati bu...
Peki, Bahçeli ne yapacak?..
Bahçeli"ye düşen; ya acilen "kurultay" kararı almak, ya da "13 Haziran günü istifa edeceğini ve partiyi güvenilir ellere bırakacağını" açıklamak!..
Aksi halde;
Bu gidiş, fren tutmaz!..
BU HASET, CHP"Yİ ÇATLATIR!
Aslına bakarsanız; CHP"nin durumu da MHP"den pek farklı değil... Malûm, Kemal Kılıçdaroğlu da, bir "kaset artığı"dır!.. Eğer "Deniz Baykal"ın zina kasetleri" olmasaydı, Kılıçdaroğlu"nun "genel başkan" olması mümkün olmazdı.
Baykal"ın "laiklik" ve "rejim" odaklı politikalarını bir tarafa itip, "farklı bir söylem"le "yeni CHP" rotası çizen Kılıçdaroğlu; medyanın da estirdiği "rüzgâr"la "CHP"nin yelkenleri"ni şişirmeye başlamıştı.
Ancak, gün geçtikçe görüldü ki; Kılıçdaroğlu, "boş bir teneke"dir... Malûm, "dolu teneke"den pek ses çıkmaz!.. "İçi boş teneke" ise, "haddinden fazla gürültü" çıkarır!.. Kılıçdaroğlu"nun çıkardığı "gürültü"nün de, "boş"luğundan kaynaklandığı ortaya çıkınca rüzgâr tersine dönmeye başladı.
Çünkü Kılıçdaroğlu; "sözlerinden sürekli çark etme"nin yanı sıra, "yalan" da söylemeye başladı... O hale geldi ki; "beş kelimesinden dördü yalan"dır!..
İşte bugün;
"SSK"yı nasıl iflâsın eşiğine getirdiğini" belgeleriyle açıklıyoruz...
Düşünebiliyor musunuz;
Kemal Kılıçdaroğlu"nun SSK Genel Müdürü olduğu 1994 yılında, devlete sunulan "gizli bir belge"ye göre, eğer "26 trilyonluk kaynak" aktarılmazsa; "Şubat ayı ve sonraki aylarda emekli maaşı ödenmeyecek", dolayısıyla banka önlerindeki "maaş kuyrukları" da ortadan kalkacakmış!..
Yine de Kılıçdaroğlu"nu "başarılı" bulanlara, dönemin CHP"li Çalışma Bakanı Mustafa Kul, şöyle cevap veriyor:
"SSK"yı batırmak mıdır başarı?"
Kılıçdaroğlu, bu derece "başarısız" ve bu derece "beceriksiz" olup, "SSK"yı iflâsın eşiğine getirdiği" içindir ki, 1999 yılında yaptığı "DSP"den adaylık" teklifi Ecevit tarafından reddedilmiştir.
Muhabirimiz Kenan Kıran, bugünkü haberiyle, Kılıçdaroğlu"nun maskesini bir defa daha düşürmüş ve "Benim adım Kemal... Ben "Kaynak bulurum" dediysem bulurum!" diyen Kılıçdaroğlu"nun, "SSK"nın kaynaklarını nasıl kuruttuğunu" gözler önüne sermiştir!
Böyle bir "yürüyen yalan"ın, böyle bir "iki ayaklı yalan"ın CHP"yi nereye götüreceğini, 12 Haziran"da hep birlikte göreceğiz!.. Çünkü, CHP tabanı bile Kılıçdaroğlu"na duyduğu güveni kaybetmeye başlamıştır!.. MHP"yi "kaset"ler, CHP"yi ise "AK Parti"ye duyduğu haset" bitirecektir!..
100 ŞANSLI KİM OLACAK?
Hasbihalimize, "şampiyonluk"la başladık... Futbolda kimin "şampiyon" olduğunu dün akşam öğrendik... "Siyaset"te hangi partinin "şampiyon" olduğunu ise 12 Haziran akşamı öğreneceğiz...
Hangi partinin "şansı" nedir, ipi kim göğüsleyecektir, bunu göreceğiz...
Tabiî, Vakit okurlarından "en şanslı 100 kişi"nin kimler olduğunu da, "49 kupon" yayınlandıktan sonra çekilecek "kur"a"da öğreneceğiz...
Malûm, "Mekke ve Medine yolculuğu"na çıkacak "100 okurumuz"la ilgili "kupon"ların yayınına dün başladık. 49 kupon biriktiren herkes "kur"a"ya katılacak ve aralarından "100 okurumuz" bu kutsal yolculuğa çıkmaya hak kazanacak... İnşallah, o şanslı okurumuz siz olursunuz... Sakın, "kupon biriktirmeyi" ya da "abone" olmayı ihmal etmeyin... Kampanyamıza katılın ki, kutsal topraklarda birlikte olalım...
Selâm ve saygılarımızla...
akit