Dr. Isam Şaver

1995 yılında Filistin Özerk Yönetimi inşa edilince, Oslo Anlaşması'na göre A ve B olarak tasnif edilen bölgelerdeki tüm Filistin Özerk Yönetimi kurumları üzerinde Filistin bayrağı dalgalanmaya başladı. Bayrakların rengi ilk başlarda parlaktı. Fakat kısa bir süre sonra güneş ışıklarının etkisiyle rengi değişmeye başladı ve maviye dönüştü. Soluk bazı renklerle karışmış İsrail bayrağı gibi oldu. Sanırım bunu Filistin içinde yaşayanların büyük çoğunluğu fark etti. Filistin Özerk Yönetimi de durumun farkına vardı ve bir süre sonra Filistin Özerk Yönetimi kurumları üzerinde rengi değişmeyen parlak renkli Filistin bayrakları yeniden dalgalanmaya başladı.

Sanırım işgal devleti (İsrail) bizim özerk yönetime asılsız yetkiler ve bozuk hafif silahlar verdiği gibi bayrakların da sahtesini vermiş. Görünüşe göre verdikleri bayrakların kumaşlarını ilk önce güneş ışığı ve yağmur gibi faktörlerden etkilenmeyecek boyayla kendi bayraklarının rengine boyamışlar. Daha sonra da mavi boyanın üstünü belli bir süre sonra kaybolacak şekilde Filistin bayrağının renkleriyle örtmüşler. Zamanla üstteki boya yok olunca, ulusal kurumlarımızın üzerinde İsrail bayrakları dalgalanır hale gelmiş.

Bizler işgal altında bir halk olduğumuz için bu konuda çok da fazla suçlanamayız. Daha da ötesi, farkına varıldıktan sonra bu oyun bozuldu. Fakat Mısırlı tacirlerin Mısır bayrağını işgal devletinden ithal etmelerine nasıl izin verilebilir? Mesele bu kez sadece renklerle oynama değil, bilakis daha da ötesidir.

Mısırlı bir yetkilinin de açıkladığı gibi, Mısır kanunları Mısır bayraklarının Siyonist işgal devletinden ithal edilmesini yasaklamıyor. Fakat biz, Mısırlı bazı tacirlere Siyonist işgal devletine Mısır gazını çok ucuza bağışlayan kanunları adına seslenmiyoruz. Bilakis her Müslüman'ın ve Arab'ın simgesi olan izzet ve onur adına sesleniyoruz. Bayrağını "İsrail"den ithal eden Mısır'ın şerefi nerede kaldı? Daha da ötesi egemenliği nerede kaldı?

Bu açgözlü tacirlerin Siyonist işgal devletine nasıl davranacaklarını öğrenememelerine şaşıyorum. Oysa mücahit Mısır halkının büyük çoğunluğu, teslimiyetçi Camp David Anlaşması'nın üzerinden yaklaşık otuz yıl geçmesine rağmen işgal devletiyle ilişkilerin normalleştirilmesini kabullenmedi.

O açgözlü tacirler Siyonist işgal devleti bayrağının fasit kişisel çıkarları uğruna Mısır Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve diğer resmi kurum binaları üzerinde dalgalanmasına razılar mı? Fakat sonuçta suç sadece onların değil. Bilakis, suçun büyüğü Siyonist düşmanı düşmanlar hanesine koymayıp dostlar ve müttefikler hanesine koyan Mısır rejiminindir.






fiem