"Mlletvekili olmasam gözaltına alınırdım"

"Mlletvekili olmasam gözaltına alınırdım"

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerin pek çoğunu yakından tanıdığını belirtti.

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerin pek çoğunu yakından tanıdığını belirterek "Benden farklı olmayan, benim gibi düşünen büyük bir yurt sevgisiyle cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan, laikliğe sahip çıkan insanlar bu ülkede tutuklanıyorsa, gözaltına alınıyorsa hiç kuşkusuz ben de onların arasında yer alabilirdim." dedi.

Serter Ergenekon soruşturmasının "sivil darbe ve faşizm" olduğunu savundu. Ergenekon soruşturması kapsamında rektörlerin ve öğretim üyelerinin gözaltına alınmasına YÖK'ün sessiz kalmasını eleştiren Serter, YÖK Yasası'nda yapılması planlanan değişiklikler konusunda "YÖK giderek daha otoriter ve iktidara bağımlı hale getirilmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Serter Meclis'te düzenlediği basın toplantısında YÖK Yasası'nda yapılması planlanan değişikliklerle ilgili eleştirilerde bulundu. Ulusalcı, çağdaş ve Atatürkçü bilim adamlarına yönelik baskı ve sindirme harekatının son Ergenekon operasyonları ile bir kez daha kendisini gösterdiğini kaydeden Serter, "AKP'nin yönetim anlayışına karşıt olmanın, muhalefet yapmanın ağır biçimde cezalandırıldığı Ergenekon sürecinde, üniversiteleri baskı altına almak için iktidar yandaşı rektör atamaları yeterli görülmemiş, cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan eski rektörler ve öğretim üyeleri de gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Büyük özveri ile hizmet sunan, gecesini, gündüzüne katarak öğrencilerine çağdaş eğitim olanakları sağlamak için çalışan ve AKP hükümetinin kadro ve kaynak engellemelerine karşın üniversitelerinde adeta mucizeler yaratan rektörlerimizin tutuklanmalarına ve darbecilikle, terör örgütü üyeliği ile suçlanmalarına YÖK'ün sessiz kalmış olması, Türk üniversitelerinin karşı karşıya bulunduğu tehdidinin en somut kanıtıdır." diye konuştu.

-"ÜAK AKADEMİK KURUL OLMA ÖZELLİĞİNİ YİTİRECEK"-

YÖK yönetiminin işbaşına geldiğinden bu yana hukuk tanımaz bir anlayışla iktidarın otoriter anlayışının temsilcisi olduğunu belirten Serter, YÖK Yasası'nda yapılan değişiklikleri eleştirdi. YÖK Yasası'nda yapılması planlanan değişikliklerle, Üniversitelerarası Kurul'un üye sayısının yarıya indirildiğini ve kurulda üniversiteleri temsilen yer alan öğretim üyelerinin çıkarılarak, sadece rektörlerden oluşan bir yapılanma öngörüldüğünü belirten Serter, "Böylece ÜAK, AKP kökenli cumhurbaşkanının iradesi doğrultusunda yapılandırılmakta ve akademik bir kurul olma özelliğini yitirmektedir." dedi. ÜAK'ın yönetmelik yapma yetkisinin elinden alındığını ve YÖK Genel Kurulu'na devredildiğini belirten Serter, yapılması planlanan değişiklikle ayrıca ÜAK'a başkanlık etme yetkisinin de üniversitelerden alınarak YÖK Başkanı'na devredildiğini bildirdi. ÜAK'ın işlevsiz, etkisiz bir konuma ve siyasi iktidarın güdümünde bir Kurul haline getirilmek istendiğini savunan Nur Serter, YÖK Denetleme Kurulu'nun üye sayısının ise 10'dan 30'a çıkarıldığını bildirdi. Serter, "30 kişilik Kurul'da yer alan 15 üyenin Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sayıştay üyelerinden oluşturulması ile iktidar yanlısı bir Denetleme Kurulu'nun oluşumu planlanmaktadır" dedi. Serter, yapılması planlanan değişikliklerle YÖK'ün daha otoriter ve iktidara bağımlı hale getirilmek istendiğini de kaydetti. Üniversitelerin bölünmesine ilişkin bir soru üzerine ise Serter, "Üniversitelerin parçalanmasına rektörler karşı çıktı, onun için geri çekildi. Bu son derece anlamsız ve gereksiz bir uygulamadır. Önemli olan üniversiteleri parçalamak ve yeni rektörler üretmek değil" dedi.

-"BENİ DE GÖZALTINA ALABİLİRLERDİ"-

Serter, bir gazetecinin Ergenekon soruşturmasının 12'nci dalgası kapsamında rektörlerin gözaltına alındığını hatırlatarak "Milletvekili olmasaydınız siz de gözaltına alınır mıydınız?" şeklindeki sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Tabii. Niye tabi diyorum; çünkü gözaltına alınan kişilerin, tutuklanan kişilerin pek çoğunu çok yakından tanıyorum. Bunların içinde çok yakın, birlikte çalıştığım, kendi üniversitemde öğretim üyesi olarak yer alan insanlar var. Bu insanları tanıdığım için bu insanların benden farklı olmadıklarını biliyorum. Benden farklı olmayan, benim gibi düşünen büyük bir yurt sevgisiyle cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan, laikliğe sahip çıkan insanlar bu ülkede tutuklanıyorsa, gözaltına alınıyorsa hiç kuşkusuz ben de onların arasında yer alabilirdim." dedi.

-"SİVİL DARBE VE FAŞİZM"-

Serter, Ergenekon soruşturması kapsamında rektörlere yönelik göz altıların devam edeceğine yönelik bir duyumunun olup olmadığına yönelik bir soruya, gelişmeleri basından takip ettiğini belirterek "AKP'li milletvekili olsaydım belki bu konuda engin bilgilere sahip olabilirdim. Ancak tutuklamaların, göz altıların hangi seyri izlemekte olduğuna baktığımızda, Atatürkçü, ulusalcı, bağımsızlıktan yana tavır izleyen, bu konuda görüşlerini açıklayan, AKP'ye muhalefet eden herkesin Ergenekon kapsamında gözaltına alınacağı, tutuklanacağı endişesi, Türkiye'de yer etmiştir. Zaten amaç da budur. Geçtiğimiz günlerde bir köşe yazarımızın makalesinde, 'Her fani bir gün Ergenekon'u tadacaktır'' başlığı vardı. Yani gerçekten Türkiye, öyle bir noktaya doğru sürükleniyor." karşılığını verdi. Serter, Atatürkçü, gençlere burs veren, çağdaş birey olarak yetiştirmek isteyen sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ve aydınların gözaltına alındığına dikkat çekerek Ergenekon soruşturmasının "sivil darbe ve faşizm' olduğunu söyledi.