Modern Medeniyetin Barbarları
Dünyanın berbat bir yer olduğunda şüphe yok; nadiren söz edilen şeyse canına okunanların, bilhassa Müslüman olup ta canına okunan insanların içerisinde bulunduğu kötü durumun boyutu
Modern Medeniyetin Barbarları
Dünyanın berbat bir yer olduğunda şüphe yok; nadiren söz edilen şeyse canına okunanların, bilhassa Müslüman olup ta canına okunan insanların içerisinde bulunduğu kötü durumun boyutu, hukuk kuralları ve uluslar arası düzenin ikiyüzlülüğüdür. Askeri yönden güçlü olanlar görünüşte "terörizm" adı altında zayıfları ezmekte ve terörize etmekteyken zenginler de ilerleme adı altında yoksulları sömürmektedirler. Doğrudur, güç ve varlık konusunda daima bir eşitsizlik olacaktır ama ufak bir azınlık büyük malvarlıkları yığarken büyük çoğunluğun gittikçe daha da zayıf düşürülmesi yoksulları gücendirecek ve kızdıracaktır. Ama bu durumun neden olduğu şiddet zengin ve güçlülerin çıkarlarını korumaları adına yaptıklarıyla kıyaslandığında entipüften kalmaktadır.
Bugün dünyadaki aşırı eşitsizlik ve şiddet, İkinci Dünya Savaşı"nın galibi olan başta ABD, Britanya, Fransa ve eski adı Sovyetler Birliği olan Rusya"nın Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve Uluslar arası Para Fonu adlı uluslar arası kurumlar vasıtasıyla çıkarlarını korumak amacıyla yarattıkları çağdaş dünya düzeninin direkt sonucudur. Bu hiyerarşik sistemde bulunan güçler hemen hemen tam anlamıyla egemen konumundadırlar ama hala bu kurumlar aracılığıyla bile amaçlarına erişemediklerinden bunların dışına çıkmakta ve çıkarlarını korumak için gerekli gördükleri şekilde hareket etmektedirler. Amerika"nın son 50 yıldır uygulamakta olduğu politikalar bunun en bariz örneğidir. BM 2003"teki Irak işgalinde olduğu gibi ABD"nin herhangi bir talebine karşı direnç göstermeye kalkıştığında Washington derhal bunu görmezden gelmektedir. İşgalden beri Irak"ta çoğu sivil bir milyondan fazla insan öldü. Bu sayı 1990lardan beri ABD ve BM yaptırımlarından dolayı ölen 1.5 milyon Iraklının sayısına yakındır. ABD"nin yaptığı savaşlarda silahlarda uranyum kullanması Irak ve çevresine bulaşarak insanların biyolojisini kalıcı şekilde bozarak aşırı derecede kansere ve diğer ölümcül hastalıklara neden olmuştur. Bu arada Ebu Gureyb ve Guantanamo Körfezi"ndeki işkence odaları da ABD"nin asıl doğasını sembolize etmiştir.
Neden oldukları uluslar arası rezaletlerden dolayı dokunulmazlığı olanlar sadece bu güçler değildir, bunların kuklası ve müttefiki olanlar da, Siyonist İsrail devleti de aynıdır. İsrail, BM Güvenlik Konseyi kararlarına 70 kez karşı geldi, aynı şeyi başka bir ülke yapmış olsa askeri ve siyasi açıdan korkunç yaptırımlara maruz kalırdı ama İsrail bundan sıyırdı. Bu bilimsel tabirleri kullanmakla İsrail"in başka halklara uyguladığı zulmü anlatmak oldukça güçtür. ABD on yıllardır dünya ülkelerine karşı insanlık suçu işlemektedir.
Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) 1953 yılında İran"da Dr Muhammed Musaddık"a karşı askeri darbe yaptırdı. Guatemala (1954), Güney Vietnam (1963), Endonezya (1966), Şili (1973) ve Grenada (1983)"da liderleri katletti ve hükümetleri devirdi. Küba lideri Fidel Castro"ya karşı başarısız olan birçok suikast düzenledi. CIA destekli darbeler sonucu binlerce insanın öldüğü katliamlar yapıldı. 1966"da General Suharto"nun Cumhurbaşkanı Ahmed Sokarno"yu devirmesi sonucunda yarım ile bir milyon arasında insanın öldüğü tahmin ediliyor. ABD sözde komünizmi yenilgiye uğratmak için askeri müdahale yaptığı Vietnam"da iki milyondan fazla insanın ölümüne neden oldu. Yine Kamboçya"da iki milyon insanın ölümüne neden oldu. Sovyetler daha az acımasız davranmadı 10 yıl süren Afganistan işgali boyunca 1,5 milyon Afgan öldü ve 5 milyon insan başka ülkelere iltica etti. Afganistan"ın altyapı sistemi tamamıyla yok oldu ve ülke bu sefer de başka bir ülkenin, ABD ve müttefiklerinin işgaline uğradı.
ABD"nin vekili İsrail eşit derecede kanlı bir geçmişe sahiptir. İsrail Filistinlilerin topraklarını kendisine hediye etme hakkı bulunmayan Avrupalı yerleşimcilerin BM"den çalarak yüzsüzlükle yaratılan bir ülke olmakla kalmadı aynı şekilde yüzlerce köyü yok etti ve şimdi de Gazze ve Batı Şeria"daki milyonlarca insanı açlıktan öldürmeye çalışmaktadır. İsrail hapishanelerinde İsrail zulmüne maruz kalarak yaşayan yaklaşık 10.000 Filistinli bulunmaktadır. Siyonistler Temmuz 2006"da Lübnanlı direniş hareketi Hizbullah"ı yok etmek için Lübnan"ı işgal etti. 34 günlük saldırı boyunca 1300 sivil yaşamını kaybetti, birçok köy yok oldu ve saldırı Lübnan"ın yeniden imar edilmesi için 7 milyar dolarlık zarara neden oldu, bombalanan yerler arasında köprüler, benzin istasyonları, rafineriler, apartmanlar ve işyerleri de vardı. BM ve ABD işgali ve İsrail"in savaş suçlarını kınamak gibi bir davranış sergilemediler ve Siyonistlerin Hizbullah"ı tamamen yok etmesi için kasıtlı olarak ateşkes yapılmasını engellediler. Bu işgal Siyonistlerin uzun zamandır devam etmekte olan savaş suçlarının son halkasıydı, çünkü Siyonistler 1978"de ve Haziran 1982"de de Lübnan"a girmiş ve Eylül 1982"de Sabra ve Şatilla katliamlarının yapılmasına neden olmuştu. Yine İsrail Lübnanlı ve Filistinli tutuklulara işkence yaptığı El Firae ve Hiyam kamplarını da kurmuştu.
Günümüz dünyasının gerçeği şu; medeniyeti temsil ettiklerini iddia edenler iki ayaklı hayvanlar gibi kendi gelecekleri için masumların hayatlarını hiçe saymakta, bu esnada barbarlıklarını karşı çıkarak bunu kabul etmeyenleri de terörist olarak yaftalamaktadırlar. Gerçek teröristler ve barbarlar dünya halklarına caka satarak kendilerini saygın devlet adamları olarak lanse etmeye çalışan ama kalplerinin derinliklerinde bu tersine dönmüş kuzu kurt masalının artık daha fazla süremeyeceğini bilenlerdir.
Süleyman Kaylı tarafından bihangul.net için tercüme edilmiştir. The barbarians of modern civilization / Zafar Bangash