Molla Ömer, NATO"ya gücünü gösteriyor

Molla Ömer, NATO"ya gücünü gösteriyor

Hedef NATO güçleri arasında daha fazla korku yaymak ve savaşa katılmamış ülkeleri çok iyi düşünmeye sevk etmek...

Kandahar cezaevini hedef alan güç gösterimi amaçlı operasyon ile kentin yakınındaki birçok köyün işgal edilmesi arasında Taliban hareketi lideri Molla Ömer, hedefi NATO güçleri arasında daha fazla korku yaymak ve savaşa katılmamış ülkeleri güçlerini güneydeki sıcak bölgelere taşımadan önce çok iyi düşünmeye sevk etmenin yanı sıra, savaşa bizzat katılan ülkelerdeki kamuoyunu ülkelerinin güçlerinin çekilmesini istemeye sevk etmek olan güç gösteriminde bulunan kişi olarak görülüyor.

Bütün bunlar ise ABD ile NATO'daki birçok ortağı arasında bazılarının savaş bölgelerine güçlerini göndermeyi reddetmesi ve savaşçı değil de insani görevlerle uzak bölgelerde bulunmakla yetinmesi etrafında süren tartışmanın gölgesinde yaşanıyor.
BUSH'A DESTEK AZ
Son Avrupa turunda George Bush, dosyayı tekrar gündeme getirdi. Gordon Brown ve Fransız meslektaşı Sarkozy'den bazı olumlu şeyler elde etti ancak diğer ülkelerin tutumu farklı. Fakat işaret edilen olumlu yanıt ise Afganistan'da en büyük yükü taşıdığını düşünen Washington'un talepleri düzeyine çıkmadı kesinlikle.
Taliban hareketinin savaş stratejisinin dağlara veya Afganistan-Pakistan sınır bölgelerine gizlenmiş komutanların misillemelerinden ibaret olmayıp oldukça zekice olduğu görülüyor. Hareket unsurları tarafından Afgan köylerinin ele geçirilmesine bu bölgeleri yeniden kontrol altına alma çabası olarak bakılması abesle iştigaldir.
TALİBAN'IN PLANI FARKLI
Buradaki plan tamamen farklı görülüyor. Yaşananlar NATO güçlerine korku salmak, bir yandan aralarındaki anlaşmazlıkları artırmak, diğer yandan hükümet erkanı ve işbirlikçileri saflarında korku yayma girişiminden ibarettir. Ayrıca Afgan sokaklarını ülke yönetimine dönüşünün an meselesi olduğuna, herkesin bu gerçeği bilmesi ve ona göre kartlarını düzenlemesi ve tutumlarını programlaması gerektiğine ikna etme girişimidir.
Hareketin NATO'yla ve Kabil'deki hükümetle savaş yıllarından sonra olgunluğa erdiği, askeri ve siyasi hedefler açısından daha dikkatli şekilde savaşı idare genişliğinin olduğu şüphesiz. Pakistan ile Kabil hükümeti arasındaki anlaşmazlıklar Pakistan topraklarında kendisine kabilelerden ve Pakistan Talibanı tarafından destek kapıları sağlaması açısından harekete yarıyor. Ayrıca Pakistan ordusunda bazı çevrelerin de desteğini sağlıyor. Washington, açık özür dilemeksizin 'yanlışlıkla' Pakistan ordusundan çok sayıda askeri öldürdüğü son olayda yaşandığı gibi, Pakistan'ı ve ordusunu hafife almakta ısrar ettiği zaman bunun misillemesi Afganistan'daki Taliban'ı desteklemekten başka bir şey değildir. Afganistan devlet başkanı Karzai, Pakistan hükümetine suçlamalar yöneltmeyi ve Pakistan toprakları içinde Taliban unsurlarının izini sürme işareti sürdürmekte ısrar ettiği zaman Pakistan'ın kendi özel yöntemiyle karşılık vermesi doğal olacaktır.
KARZAİ, ABD'Yİ KIŞKIRTIYOR
Amerikan koruması olmasa sarayında kendisini korumakta aciz kalacak olan Karzai, sarayından her çıktığında suikast girişimine maruz kalıyor. Bu Karzai Pakistan'ı tehdit etmekten daha aciz görülüyor. Bütün yaptığı aslında ABD'yi Taliban'a destek koridoru olan Afganistan-Pakistan sınırında yaşananlara dikkat çekerek Pakistan'a karşı kışkırtmayı sürdürmektir.
Afganistan hükümeti Taliban'ın Kandahar eteklerindeki bazı köyleri işgal etmesi sonucu NATO ve hükümet güçleriyle savaşta ölen savaşçıların büyük kısmının Pakistan Talibanı unsurları olduğunu açıklayarak aynı şeyi yaptı.
NATO güçleri ise herkesin bildiği açık bir şüphecilik içinde bunu reddetti.
ABD TARİHİNİN EN KÖTÜ BAŞKANI
Görüldüğü üzere George Bush'un yarası oldukça derin ve kendisini ABD tarihinin en kötü başkanı mertebesine koyacak umutsuz bir sona yaklaştıran bir kriz içinde. Taliban ise Afgan vatandaşların ABD vaatlerinden hiçbirinin gerçekleşmediği yönündeki hissiyatı gölgesinde yabancı varlığına yönelik bilinen doğal Afgan nefretiyle desteklenerek, hedeflerini gerçekleşme noktasında ilerliyor.
Ürdün gazetesi El Düstur, 27 Haziran 2008,
Arapçadan çeviri: Halil Çelik
[email protected]